GARİP RASLANTI

111 25 4
                                    

Takip ettiği kadının geçtiği geçitin nereye açıldığını merak ederken ne ile karşılaşacağını hakkında da bir o kadar tedirgindi.
Raslantı eseri getirildiği ormanın ortasında kulübeden başka bir yerin olmayışı onu bu yola sevk etse de, kulübenin kapısına geldiğinde bir kadın görmeyi hatta duvardan açılan bir geçidin varlığını öğrenecek olmayı tahmin etmiyordu.
Bedeninden bir kaç karış genişlikteki geçidin sonuna vardığında alan genişlese de beklediği gibi aydınlık bir ortama çıkmamıştı. Etrafında ne var veya kim var diye anlamak için, içeriye yansıyan ışığa gözlerinin alışmasına fırsat olmadan kafasına dayanan bir cisimle ışıklar açıldı.
Uzun süre karanlığa alışan gözleri bir anda yanan parlak ışıkla kamaşsa da, farkında olduğu detayla sızıya inat gözlerini kocaman açıtı.
İçeri girerken bir kadının varlığını biliyor olsa da o kadının başına silah dayama ihtimali aklına gelen senaryolardan biri değildi.

Ece ise onu takip edenin, sık sık kontürol etmesine rağmen polis olacağını düşünürken karşısında bir asyalının olabileceğini düşünmemişti.
Tamam, yurt dışında eğitim alırken bir kaç kurbanı olmuştu ama kimliğini tesbit edip buraya kadar birini gönderebilecekleri hiç düşünmemişti.
Adamı şöyle bir aşağıdan yukarı süzünce de kılık kıyafetinden polisten çok evsizlere benzediğini söyleyebilirdi.
Aklında yankılanan sorulara yanıt ararken adamın yarım yaplak Türkçesiyle konuşması üzerine düşünmeyi bırakıp soru faslına geçti.
Adam
-Size zarar vermem diye kendinin zararsız olduğunu belirtmeye çalışırken
Ece
-Zaten veremezsin diye çıkıştı.
Adam Türkçe olarak kendisini anlatamadığını düşünmüş olacak ki söylemine İngilizce olarak zararsız olduğunu tekrar etiğinde
Ece
-Anladım zarar vermezmişsin diye tersleyip devam etti.
-Kimsin ve beni neden takip ediyorsun? diye sorsada içinde ki şeytan ne soruyorsun sık kafasına kurtul diye gaz veriyordu.
Adam kendisine verilen fırsatla
-Polisten saklanırken bir arabanın bagajına saklanmıştım. Araç hareket edip durduğunda kendimi burda buldum. Sizi buraya girerken görüncede peşinizden geldim diye açıklamada bulundu.
Ece, içinden "iyi halt ettin" diye söylenirken çalmak için bagajında saklı biri olan araca denk gelmesine mi yoksa adamın peşine takılmasna mı kızsa bilemedi.

Günün yorgunluğunun verdiği ağırlıkla ne düşüneceğini veya ne yapacağınının kararını vermekte zorlanınca adamı, kıyafetlerini koyduğu odanın yanında ki küçük odaya kilitledi.
Banyo yapıp üstünde ki kıyafetlerden kurtulurken bile ne yapması gerektiği konusunda ikilemdeydi.
Bir yanı adamın anlatımlarına inammayıp ondan kurtulmasını söylerken diğer bir yanı sen masum insanlar zarar vermessin diye karşı çıkıyordu.
Gizli evini birilerine anlatmasına göze alamazken, yabancı olduğundan koskocaman ormanda nereyi anlatabilir diye şehre bir yere bırakmayı düşünmüyor da değildi.

Uzun süren düşünce savaşını "polisten saklandığına göre masum biri olamaz" diyerek şeytan tarafı kazanınca bıçağını kavrayıp odaya yöneldi.

Korunma amaçlı evinde bir kaç silahı olsa da genelde kullanmazdı. Bıcağının verdiği hazzı silah vermezken ses faktörünüde bahane olarak kullanırdı. Kurbanlarının gözlerinde ki korkuyu yakından seyretmedikçe içinin alevinin sönmeyeceğini düşünürdü.

Elinde ki bıçağı bileğine doğru saklayıp odaya girdiğinde, adamın dötlü koltukta uzanmış uyuyor oluşu Ece'nin sinirlenmesine neden olmuştu.
Kendisinin onu öldürüp öldürmemek adına katlandığı gerilime rağmen adamın rahat tavrı canını sıkmıştı.

Adam ise polislerin sıklaşan denetimlerden saklanmak adına günlerdir uyumuyor olmasından ve iki yıldır ilk defa sıcak ve temiz bir ortamda bulunuyor oluşundan kaynaklı ağırlık basmış, bir süre sonra da ne kadar dirense de hatırladığı eski anıların eşliğinde uykuya yenik düşmüştü.

ECEL  (Ölüm kraliçesi) *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin