Neydi bu şimdi!
Neden gecelerini çekilmez kılan kabusların, karabasan olarak onu boğmasına izin verilmezken her seferinde ağzına bir parmak bal çalınıp umutlanmasına izin veriliyordu?
Niçin, kulaklarını dolduran sesler, karşısında beliren görüntüler, insana inme indirecek kadar korkunçken o çıldırıp aklını kaybetmiyordu?
Peki, hangi cürretle güzel günlerinin olabileceğine inanıyordu?İşte güzel ve mutlu saatlerin perdelendiği tiyatronun da sonuna, sıcaklığını tüm ruhunda hissettiği halde kavuşamadığı dudaklara ramak kala gelinmişti.
Uçurumdan aşağı itilmiş, son anda elinden tutularak kurtarılmış, sonrasın da ise boynuna geçirilen iple yukarı çekilerek acınası hayatına geri bırakılmıştı.******************************
Yujin, istemeyerek başını geri çektiğinde Ece'nin kocaman açılmış gözlerle bakışlarını arkasında bir yere sabitlediğini gördü.
Sevdiği elaların içinde gezinen kıvılcımlara bakılırsa da kitlenip kaldığı şey pek hayra alamette değildi.
Arkasını dönüp Ece'nin titreyerek baktığı televizyona döndüğünde ise kendiside bir anda şok geçirerek olduğu yerde donup kalmıştı.
Ece'ye o kadar çok odaklanmıştı ki son dakika diye verilen haberi dönüp bakana kadar duymamıştı.
Tabi, Ece gibi içinde her an kötülük aramak adına gözünü, kulağını açık tutan bir şeytana ev sahipliği etmediğinden, anın büyüsünde kaybolması doğaldı.
Şimdi ise karşısında ki haberle kopacak fırtınayı sessizce şok içinde bekliyordu.Televizyonun bir köşesine, küçük hatta bebek denile bilecek bir çocuğun resmi konulmuş, alt yazı olarak ise "cani yakalandı" diye son dakika haberi geçilmişti.
Elinde ki mikrofonu, görev aşkı ile sıkıca kavrayan muhabir polislerin arasında bilekleri kelepçeli bir adamın peşinde koşturarak bir kaç şey sormaya çalışmış olsada, anlamsızca vicdan aradığı caniden bir yanıt alamayarak kamera karşısına geçip konuşmaya başlamıştı.
"Dün akşam saatlerinde belediye işçileri tarafından bulunan üç yaşında ki çocuğu önce istismar edip sonra başını taşla ezerek öldürmeye çalışarak çöpe atan cani az önce polisler tarafından tutuklandı. Küçük çocuğun hastanede ki yaşam mücadelesi devam ederken zanlı az önce sorguya alındı"
Muhabirin her kelimesi Yujin'in beyninde infilak eden bombalar gibi olsada Ece' de durum daha vahimdi.
Çoktan kalp atışları damarlarında ki kanı kaynatmaya başlamış, içinde ki şeytan kan ziyafetine hazırlık yapmayı bitirmişti.
Ece'nin hastalıklı beyni görmeyetisini sıfırlayıp, küçük bebeğin acı çeker görüntülerini halisinasyon olarak gözlerinin önüne sunarken, kulaklarına dolan bebek ağlamalarına "öldür onu" diye fısıldayan sesleride eklemeyi ihmal etmiyordu.Ölüm yeni bir kurban, içinde taşıdığı şeytan kan, Ece ise küçük kız için acı dolu bir intikam istiyordu.
İsteklerin kabulü ise Ece'nin hareketlenen bedenin attığı her adımda biraz daha yaklaşıyordu.Ece, harekete geçmek adına silahlarını kuşanmak için odasına yönelirken Yujin hızla toparlanıp önüne geçerek onu durdurdu.
Ece
-Çekil önümden diye tıslarken sesinden dahi kan damlıyacak bir öfkeye sahipti.
Yujin
-Lütfen bir dur. Böyle gidersen yakalanırsın diyerek engel olmak istese de başarılı olamazken
Ece
-Umrumda mı sanıyorsun? diyerek yanından vurup geçti.
Yujin
-Bir plan yapmadan böyle gidersen hiç bir şey elde edemessin diye ikna etme çabalarını sürdürmek istese de
Ece, söylenen hiç bir sözü umursamayıp üzerinde ki pijamalarını değiştireceği kıyafetlerini yerlerinden çıkarmaya devam ediyordu.
Yujin
-Bak böyle gidersen sen adama bir şey yapamadan polisler seni etkisiz kılar. Şu an büyük ihtimal etrafında bir sürü polis koruması vardır diyerek sözlerine devam ederken Ece elinde ki kıyafetleri fırlatıp
-Ne demeye o şerefsizi koruyorlar. O adinin hapishanede olsa bile rahat nefes almasına izin vermeyeceğim diyerek bağırırken imkanı olsa ejderhalar gibi ağzından alev saçardı.
Yujin
-Biliyorum. Hapiste onu rahat ettirmiyeceklerini bildiğim kadar seninde onu yok etmeden nefes alamayacağınıda biliyorum derken Ece'yi sakinleştirmek için çabalasa da bunun imkansız olduğunun farkındaydı.
En azından yanar dağ gibi patlayan öfkesinin yönünü bir nebze olsa değiştirmeyi umut ederek
-Bırak bana araştırıp adamı polislerin elinden almak için bir plan yapayım diye öneride bulunsa da
Ece
-Onu öldürmek için bir saniye dahi vakit kaybetmek gibi bir niyetim yok diyerek teklifi red edip silahlarını seçmeye yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECEL (Ölüm kraliçesi) *TAMAMLANDI*
HorrorO masum saf bir kızdı. Taki etrafında dönüp duran ölüm gelip avuçlarına konana, kanın mahoş kokusu ile uyuşup , ateşin büyüsüne kapılana kadar. Bedeni gördüğü işkencelere rağmen ölümü kabul etmezken, ruhu iblise mesken oldu. Kendi cehenneminden, kül...