11 - Deniz'le Gereksiz Bir Yakınlaşma Yaşıyoruz

18K 1.1K 85
                                    

   Yürüyemediğimi fark ettiğimde Can beni kucağına aldı. Hiçbir şey demeden sadece boğazımdaki hırıltılara engel olmaya çalışırken Can'ın bunu duymadığını umuyordum.

Görüşüm tamamen kızıllaştığında dönüşümü durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Can beni merdivenlerden çıkarırken kendimi kontrol edebileceğim sürenin giderek kısaldığını hissediyordum. Tehlike alarmını zihnimin içinde duyuyordum. Ne yapabileceğimi düşünürken bir yandan da vaktimin daraldığını kendime hatırlatıyordum.

Bodrum katına in. Kendini kilitle.

İç sesim imdadıma yetişmiş ve mantıklı bir fikir vermişti. Ayaklarımın çok iyi tutmayacağını bilsem de Can'ın kollarından sıyrılmak için çırpındım. Bakışlarını yolundan ayırıp bana bakınca ayaklarımı yavaşça zeminle buluşturdu. Hiçbir şey demeden yarı yürür yarı tökezler şekilde okulun bodrumuna gitmeye çalışıyordum. Neyseki çok uzak değildi ve son dakikalarımda yetişebilecektim.

Merdivenlerden atlayarak indiğimde ilk defa dengemi bu kadar kolay sağlayabildiğimi fark ettim. Dönüşümün etkilerinden biri olduğunu düşünüyordum. Düşüncelere fazla boğulmadan bodrum kapısına vardım ve kilidi zorladım. İki üç kere çekiştirdikten sonra kilitli olduğunu anladım. Tüm dikkatimi toplayarak kilide tutundum ve tek hamlede çektim. Söktüm mü demeliydim?

Koskoca kapı gürültüyle devrilirken kendi gücüme hayran kalmıştım. Sonradan düşününce yaptığım büyük salaklığı fark ettim. Kapatacak bir kapım olmadıktan sonra bodrum katında ne yapabilirdim ki?

Hemen bodrumu taradım ve kızılötesi görüşümle sol köşede olduğunu gördüğüm zincirlerin yanına koştum. Kendimi kalın ve sağlam kalorifer borularına belimden ve bileklerimden bağlamayaa çalıştım. Bu güçle çok da zorlanmamıştım. Sıkıca bağladığım zincirleri kontrol ettim ve vaktimin tükendiğini anladığım anda boğazıma takılan inlemeyle karışık ulumayı serbest bıraktım.

Ses yalıtımından çok emin olamasam da çıkardığım seslerin şiddetine engel olamıyordum. Kimsenin duymadığını ummaktan başka çarem yoktu zaten.

Son bir güçlü yakarışla tüm enerjimi yitirdim ve yüzüstü soğuk zemine düştüm.

---

Uyandığımda beklediğimin aksine bodrum katında soğuk zeminin üstünde değildim. Kendi odamda kendi yatağımda iç çamaşırlarımla yatıyordum. Aklıma ilk olarak bunların hepsinin bir rüya olduğu gelse de yaşadıklarım fazlasıyla gerçekçiydi. Bu bir rüya olamazdı.

Yatakta doğrulunca odada benden başka birinin daha olduğunu fark ettim. Kayan yorganı hemen göğüs hizamın üstüne çekerek korkuyla cam kenarındaki kanepeme oturan çocuğa baktım.

''Senin burada ne işin var?'' diye sordum utançla. Birkaç saniyeliğine iç çamaşırlarımla beni görmesi benim için çok hoş olmamıştı.

''Hatırlamıyor musun?'' diye sordu merakla. Gözlerimi dikip dürüstçe cevap verdim.

''Hayır.'' dedim. En son okulda bayılmıştım. Ondan sonrası hakkında hiçbir fikrim yoktu.

''Seni buraya ben getirdim.'' dedi Deniz. Şaşkınlıkla büyüyen gözlerimi bir saniye bile ondan ayırmadan sordum.

''Nasıl?'' çatılan kaşlarımı yavaş yavaş gevşetirken bir yandan da merakla bir cevap bekliyordum.

''İnan bana o buz gibi bodrumda ne yaptığın hakkında hiçbir fikrim yok. Ama derinlerden bir çığlık duyduğumu sanıp sesi takip ettim. Vücuduna sarılı zincirleri ve baygın bedenini görünce endişelendim. Neden kendini kalorifer borularına zincirlediğini sorabilir miyim?'' dedi bu sefer o kaşlarını çatarak. Bu sırada hala iç çamaşırlarımla olduğum gerçeği yanaklarıma kan hücum etmesine sebep olurken birinci problemimin bu olduğuna karar verdim.

CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin