Çıkış zili çaldığında neredeyse ayağa kalkıp göbek atacaktım. İlk günüm niye böyleydi hala çözebilmiş değildim. Huzursuz hissediyordum, sanki her an bir şey olabilirmiş gibi, tehlike varmış gibi.
Öğretmenler odasına gidip babamı buldum ve evraklarını topladıktan sonra okuldan çıktık. Arabanın yanına geldiğimizde babam,
''Hay aksi! Kızım çok önemli bir belge vardı onu unutmuşum. Bekle burada sen.'' diyerek okula döndü. Belgenin ne olduğunu bilseydim şıp diye getirirdim ama bilmiyordum.
Babam gittikten birkaç dakika sonra okul tamamıyla boşalmıştı. Kimsecikler olmayınca biraz korktuğumu inkar edemem.
''Ne yapıyorsun burada?'' kulağımın yanından gelen sesle korkudan bağırdım.
''AYY! Sen kimsin be!'' diyerek arkama döndüğümde karşımda gördüğüm kişi daha da korkmama sebep olmuştu.
''Adımı biliyorsun sanıyordum.'' dediğinde gerçekten de adını bildiğimi fark ettim.
''Deniz, yeni gelen çocuk değil misin sen?'' dedim.
''Evet o benim. Tam anlamıyla tanışmadık. O yüzden... Ben Deniz.'' Ona 'çattık ya' bakışımdan atarken istemsizce gözlerimi devirdim ve kabalık olmasın diye uzattığı elini tuttum.
''Ben de Asena.'' Çocuk adımı duyunca gülmeye başladı. Kaşlarımı çatıp sinirle soludum. ''Komik bir şey varsa söy-''
''Neyse sonra görüşürüz.'' diyerek lafımı ağzıma tıktı. Arkasını dönüp yürümeye başladığında gülmemek için kendini zor tuttuğunu biliyordum.
''Kızım o kimdi?'' diyen babamın geldiğini yeni fark etmiştim.
''Yeni gelen bir öğrenci.'' dedim kısaca. Başka bir şey de değildi.
''Bir sıkıntı yok değil mi?'' diye sorduğunda gülmemek için zor tuttum kendimi. Sanki olsa ne olacak baba. Ben varım burada, kapı gibi bir cadı.
''Yok babacım hadi gidelim.'' dedim ve arabaya atlayıp evin yolunu tuttuk.
Eve varınca içimden pek bir şey yapmak gelmedi. Ben de bir film açıp onu izlemeye başladım. Akşam yemeğine kadar sürdü fakat tam zamanında biten film sayesinde yemek masasına kurulmuş ailemi bekletmek zorunda kalmadım.
Annem yine her zamanki gibi o marifetli elleriyle -sözleriyle mi deseydim?- muhteşem bir iş çıkartmıştı.
Sofraya oturduğumda annem de mutfaktan çıkıp gelmişti. Ailecek yemeğe başladık. Tabağıma yemeklerden alıp yemeye koyuldum. Tabağımı bitirmeye yakın doyduğumu hissedip sandalyeye sırtımı dayadım ve nefes aldım.
''Yavaş yedin kızım biraz daha hızlı yeseydin.'' dedi lokmasını ağzına sokmak üzere olan babam. Cidden o kadar hızlı mı yemiştim ben.
''Baba ben kalksam?'' diyerek izin istedim. Ağzı dolu olan babam başını olumlu anlamda salladı ve ben de odamda unutmuş olduğum telefonumun yanına koşup bildirimleri kontrol ettim. Beren'den beş mesaj Can'dan da iki arama vardı. Ne olduğunu merak edip önce mesajlara baktım.
Kimden: Beren <3
17.32 - Akşam bir şeyler yapsak mı?
17.33 - Annenden izin alsana. Bir yerlere gideriz.
17.38 - Hadi ama, oyunbozanlık yapma.
17.44 - Bak yoksa Can 'la giderim.
17.56 - İyi ben Can'ı aradım bir iki saate gidiyoruz biz, izin alırsan ara adresi atarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI
Fantasy-Tamamlanmış Hikaye- Bu kitabı 15 yaşındayken yazdığımı göz önünde bulundurarak okursanız çok sevinirim. İyi okumalar :) ***HeyGirl Kasım 2015 sayısında biz de varız!*** 7 Ekim 2014 tarihinde başlanmıştır (Giriş) 24 Haziran 2015 tarihinde sonlandırı...