MERHABA MİNİK CADILARIM. SÖZÜMÜ YİNE TUTUP BÖLÜM YAZDIM. AÇIKLAMA HER ZAMANKİ GİBİ SONDA, LÜTFEN OKUYUN. İYİ OKUMALAR. :) :*
''Yarın görüşür müyüz?'' dedi Deniz kapının kenarına yaslanarak. Kollarını bağlayıp bana şirin bakışlar atmaya başladı.
''Düşünmem lazım.'' dedim şakalaşarak. İkimiz de hafifçe kıkırdadık ve sonunda başka bir şey demeden el sallayıp yanından ayrıldım.
Arabaya geçince Can arabayı çalıştırdı ve geldiğimiz yoldan geri döndük.
Flashback - Beren & Can
Deniz'in anlattığı oyunu oynamaya başlamıştık. Sıra Asena'ya gelince Deniz'in adını söyledi ve koşmaya başladık. Deniz topu tuttu ve durduk. ''Mor!'' diye bağırıp Asena'nın peşine düştü. Biz de tedbir olarak uzak duruyorduk ama Deniz'in gözü sadece Asena'nın üstündeydi. Deniz Asena'nın peşinden koşarak ilerliyordu. Asena arada bir yol bulup o yöne gidince Deniz de onu takip etti. Asena hızlı koşardı ama çok da sakardı. Ayağını kesin bir yere takardı.
Gülüşmeler eşliğinde gözden kaybolduklarından birkaç dakika içinde döneceklerini düşünmüştüm. Ama yanılmıştım. Tam bir saat beklemiştik dönmelerini ve açıkçası çok endişelenmiştim. Önce peşlerinden biraz gittik ama kaybolmayı göze alamadık. Zaten Deniz'in buraları bildiğinden emindim. Onların kaybolmaları imkansızdı ama aynısı bizim için geçerli değildi. Biz de geri dönüp bekledik. Beklerken Can ile oturup biraz sohbet etmiştik. Oturunca konuşmaya başlamıştı.
''Umarım kaybolmazlar.''
''Sanmam. Deniz buraları biliyordur.'' dedim. Karşılık vermeyip yavaşça başını salladı ve elindeki çıta ile yaprakları ezmeye başladı. Bir süre sonra yapraklardan vazgeçti ve iki elinin arasında gezdirip durdu. Başını kaldırıp gözlerime baktığı an neyden bahsedeceğini anlamıştım.
''Beren-''
''Can... Lütfen yapma. Beni zor durumda bırakma.'' dedim kibar bir ses tonuyla.
''Anlamıyorum. Bu durumda duygular karşılıklı ise ortada bir şey olması gerekmez miydi?'' Kafası yine önüne düşmüştü ve çıtayı usulca bacaklarına dokundurup çekiyordu.
''Emin olmak istiyorum Can. Boş olmadığımı söyledim ama belkide bu geçecek ve eğer geçtiği zaman birlikte olursak ikimizde üzülürüz. Anlıyor musun?'' dedim elimi eline dokunmak için uzatırken. Bir an hızla elini geri çekti ve ben de üstüne gitmeyerek elimi geri çektim.
''Beklemek zor geliyor Beren. Bu kadar yakınımdayken aynı zamanda nasıl bu kadar uzağımda olabiliyorsun? Bu daha çok acıtıyor.'' Sesi hüzünlüydü fazlasıyla. Ben de bu durumdan zevk almıyordum fakat bir şeylerden bir türlü emin olamıyordum. Bu baskı beni geriyordu ve sinirlerim bozuluyordu. Biraz nefes alıp düşünmeye ihtiyacım vardı. Can bunu anlamıyordu işte.
''Can lütfen böyle yapma. Seni önemsiyorum, bu yüzden kendimden emin olmak istiyorum. Sen üzülme diye. Bana birazcık zaman ver, üzerimdeki baskı beni geriyor. Sadece zaman, kısa bir süre.''
''Dediğinden olsun.'' dedi buruk bir gülümsemeyle. Kafası ben konuşurken hiç kalkmadığı gibi hala ellerine odaklıydı.
''Teşekkür ederim.'' Minnetle gülümsedim ve yine elimi uzattım fakat bu sefer geri çekmedi. Kafasını hafifçe kaldırıp gözlerini gözlerime kenetledi. Doğru olanın bu olduğunu biliyordum.
''Ne demek. Bu arada bizimkiler nerede kaldı? Belki bir şey olmuştur.'' dedi konudan uzaklaşarak.
''Ben de endişeleniyorum. Ne yapsak?''
![](https://img.wattpad.com/cover/24520249-288-k948374.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI
Fantasía-Tamamlanmış Hikaye- Bu kitabı 15 yaşındayken yazdığımı göz önünde bulundurarak okursanız çok sevinirim. İyi okumalar :) ***HeyGirl Kasım 2015 sayısında biz de varız!*** 7 Ekim 2014 tarihinde başlanmıştır (Giriş) 24 Haziran 2015 tarihinde sonlandırı...