Aziz Milletimin Başı Saolsun.
🇹🇷Fatih seri adımlarla yeri yararcasına Hafsa'ya doğru yürürken, Hafsa olduğu yerde kaldı.
Büyük bir soluk alarak omuzlarını dikleştirdi. Korkacak neyi vardı ki? Ödev için bir erkekle zorunlu olarak buluşmuştu. Fatih'in buna bir şey demeye hakkı yoktu!
Saniyeler içinde yanına ulaşan adamın gözlerine kararlılıkla baktı.
Onun "Arabaya geç!" diye tıslamasından sonra kendinden emin adımlarla arabaya yöneldi. Yol ortasında tartışmak onun da istediği bir şey değildi.Arabanın arka kapısını açıp bindiğinde, Fatih'in de şöför koltuğuna yerleştiğini gördü. Genç kız onun arabayı çalıştırıp evlerinin önüne sürmesini beklerken, Fatih onu yanıltarak bir hışım arkasına döndü.
"Anlatmaya başlar mısın, yoksa ben mi sorayım?"Sevdiceğinin olayların aslını bilmemesinden dolayı aklında dönen ihtimalleri tahmin eden Hafsa, sorgulamasına gerek bırakmadan anlatmaya başladı.
"Şimdi..." diyerek yumuşak ses tonuyla giriş yaptı konuşmaya. Saçma sapan bir neden yüzünden kavga etmek istemiyordu. "Okullarda proje ödevleri oluyor ya hani?"Fatih kızın söylediklerinden bir şey çıkaramayınca devamını beklediğini belirtircesine sabırsızca salladı başını.
"Eee?"Hafsa bu istek ile oyalanmadan devam etti.
"Projede bir eşin oluyor, onunla birlikte yapıyorsun ya?" dedi kendisini izleyen adamın elalarına dalıp gitmemek için olağanüstü bir çaba gösterirken.
"İşte benim bu seneki eşim erkek. Ödev için görüştük anlayacağın."Pür dikkat gözlerine kitlenmiş adamın etkisinden zorlukla çıkabildiğinde, utana sıkıla ellerine indirdi bakışlarını. Konuşması bitmiş olmasına rağmen Fatih'ten hâla bir ses çıkmamıştı. Meraklı bakışları tekrar onu bulduğunda, düşüncelere dalmış olduğu belli olan elalarına rastladı.
Derin bir nefes aldı önce Fatih. Hafsa'nın yabancı bir erkekle aynı masada oturacak oluşu öyle daraltmıştı ki yüreğini, bir serzenişle dışa yansıttı tepkisini.
"Koskoca üniversitede hiç kız kalmamış mı?"Hafsa bu tepkiye oflayarak karşılık verdi.
"Ben mi ayarladım sanki Fatih!" dedi haklı bir isyanla. En çok da onun bu korumacı tavırlarına kırılıyordu işte. Kız kardeş muamelesi yaptıkça umutsuzluğun dibini görüyordu.Fatih kızın aklından geçenlerden habersiz duyduklarını sindirmek ister gibi önüne döndü.
Birkaç saniye derin derin nefesler aldı. Alt tarafı bir ödevdi! Bu kadar tepki göstermesini gerektirecek hiçbir sebep yoktu ortada!
Peki o neden bir türlü kabullenemiyordu?
Hafsa'nın yakınında olacak bir adamın düşüncesi...
Aniden tekrar döndü arkasına.
"Hangi ders bu? Hocası kim?" dedi kısılmış bakışlarıyla. Olmuyordu, onu başka bir herifin yanında düşündükçe aklını kaybedecek gibi oluyordu.Genç kız Fatih'in keskin elalarını dikkatle inceledi. O tanıyordu bu bakışları.
Aklından geçenleri tahmin edebildiğinde telaşla girdi söze.
"Sakın Fatih!" dedi üzerine basa basa.
"Ben hocayla konuştum ama değiştirmedi. Fazla ısrar ettiğim için sinirlendi zaten; şimdi sen de konuşursan iyice kızar, bırakır beni dersten."Hafsa'nın tek nefeste söylediklerinden sonra, sıkıntıyla kısa sakallarını kaşıdı genç adam. Bu durumdan delicesine rahatsız olduğu yetmezmiş gibi, bir de değiştirme şansı da alınmıştı elinden. Gidip hocayla görüşse ve değiştirmesini istese, Hafsa'nın dediği gibi dersten bırakabilirdi. Ki o zaten Hafsa'nın bir an evvel üniversite ortamından çıkmasını istiyordu. Bu yüzden bunu yapamazdı. Ama diğer türlüsü de olmazdı işte! Nedeni umrunda bile değildi!
"Ne kadar sürüyor bu proje?" dedi buna katlanamayan yüz ifadesiyle.
"Bizim zamanımızda bir aydan fazla zaman gerekiyordu."
Sesini kısıp kendi kendisine homurdandı. "Gerçi biz kendi seçtiğimiz eşler ile çalışıyorduk ama!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜMTENİ
RomanceBirlikte büyüdü onlar... Fakat büyüdükçe değişti birinin hisleri. Arkadaşlık değildi bu içindeki, sevdi Hafsa. İçin için, gizli gizli sevdi Fatih'i. Kimi zaman diline kadar taştı aşkı, ama her seferinde zorlukla yuttu. Zira konuşsa Fatih yüzüne b...