🌿 16. BÖLÜM ( NEF'S ) 🌿

36.5K 1.8K 1.3K
                                    





Ben geldiiim! 😁🌸

Geçen bölümdeki bombadan sonra yorumlarda ve mesajlarda bir patlama oldu. 😂
Hepsini zevkle okudum. 😍 Çok teşekkür ederim.
Cevaplarken birkaç kere ara verip hem parmaklarımı hem de gülmekten ağrıyan yüzümü dinlendirdim. Gerçekten beni çok güldürdünüz. 😁 Vee yaklaşık iki buçuk saatte hepsine cevap verdim. 💪🏻

Gözümden kaçanlar ya da bildirim düşmeyenler olmuştur elbet. Onlar için kusuruma bakmazsınız değil mi? 😍Hâla bu sorun çözülmedi çünkü. 😞
Yorumunuz cevapsız kaldıysa bilin ki gerçekten görmemişimdir.

Bu arada o güzel yorum ve mesajlarınıza teşekkür olsun diye upuzunda bir bölümle geldim benden demesi. 😊💕

Her neyse! Sizi daha fazla bekletmeden keyifli okumalar diliyorum efendim! 🥰

Not: Fatih'in söylediği şarkıyı belki dinlemek istersiniz diye yukarıya bıraktım. 💜






Derin bir sessizlik vardı dakikalardır aralarında. İkisi de susmuş, yalnızca birbirlerinin gözlerini izliyorlardı. Hafsa bir yerden sonra utanıp bakışlarını ellerine indirsede, Fatih'in gözleri hâla kızın üzerindeydi. Çekmiyor, çekemiyordu ki...

Tırnaklarına kadar kıpkırmızı kesilmişti Hafsa. Az önce bas bas bağırarak itiraf ettiği gerçek, şimdi kalp ritmini zorluyordu epey. Ne yapacağını bilemezcesine dikiliyordu öylece. Sevdiği adamdan ses çıkmadıkça daha kötü hissediyordu kendisini. İyi mi yapmıştı sahi? Bu soru dolanıp duruyordu beyninde.

Birkaç dakika daha geçmişti ki Fatih'in değişmiş sesi ulaştı kulağına. Sesinin tınısı bile onu nasıl bu kadar etkileyebilirdi?

"Şu kapıyı kapat Hafsa."

Adamın neden bahsettiğini anlayamadığı için bakışlarını kaldırıp şaşkınlıkla gözlerine baktı. Hayal kırıklığına bulanan sorusu döküldü dudaklarından. Az önce onu sevdiğini söylemişken, ne kapısından bahsediyordu bu adam?

"Anlamadım?"

Kısıktı sesi. Az evvelki cesareti arkasına bakmadan kaçmıştı çünkü. Şimdi sadece uysal bir kedi gibi Fatih'in tepkisini bekler olmuştu. Ama beklediği tepki bu değildi ki!

Fatih Hafsa'nın gözlerinin içine, kararmış elaları ile bakarken yineledi konuşmasını.

"Anahtarı içeriden al gel ve şu kapıyı kapat!"

Bu kez daha sabırsızdı adamın sesi. Hafsa bir süre bomboş şekilde baktıktan sonra harekete geçti. Hâla onun neden bahsettiğini veya niçin böyle bir şey istediğini anlamamıştı. Ama aceleci sesinden daha fazla oyalanmaması gerektiğini çıkarabilmişti en azından.

Önünde durduğu açık kapıdan eve girdi hızla. Sehpanın üzerine bıraktığı anahtarı alıp tekrar dışarı çıktı. Fatih'in istediği gibi aceleyle kapıyı örtüp üstten ve alttan kilitledi.

Genç adam bu sırada birkaç adım geri çekilmiş halde izliyordu Hafsa'yı. İçinde coşan duygularla yanlış bir şey yapma düşüncesi korkutmuştu onu. Zira ilk kez nefsine böylesine karşı çıkamaz bir haldeydi. Aksi takdirde aklına doluşturduğu fikirlere fırsat verir miydi hiç?

Hafsa anahtarını cebine attıktan sonra arkasına döndü. Sevdiği adamla göz göze gelemediği için aralarında birkaç adım bırakarak yaklaştı ona.
Fatih ise kızın yanına gelmesi ile usulca yürümeye başladı. Ve tok sesi ile de açıkladı.

"Kalabalık bir yere oturalım."

Hafsa tir tir titriyordu. Eve gideceklerini düşündüğü için rahatlamıştı biraz, ama bu adam kalabalık bir yere gitmekten bahsediyorsa onu kolay kolay bırakmayacak demekti! Derin bir nefes verdi. Ne yapacaktı? Ne söyleyecekti ki? Onun yanında olması bile duygularını alt üst ederken, bir de karşısında nasıl konuşacaktı?

MÜMTENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin