🌿 4. BÖLÜM ( HASTA ) 🌿

28.8K 1.6K 229
                                    



Selamlar. 🙋🏻‍♀️ Bu sefer kısa bir bölümle geldim farkındayım. 😕 Ama bir sonraki bölümde telafi ederiz inşAllah. ❤️ Yorumlarınızı merakla bekleyeceğim. Zira yeni hikaye için oldukça heyecanlıyım. 😍❤️
İYİ OKUMALAR CANLAR! 💙


"Ya ben gel diye söylememiştim ki!"
İsyan eden bakışları ile yürürken söylendi genç kız. Niyeti sadece Fatih'i işe sinirli göndermekti ama onun arabayı müsait bir yere çekip yanında biteceğini nereden bilebilirdi?

"Ben buluşmalarınıza geleceğimi söylemiştim ama!" diyerek ağzının içinden homurdandı Fatih. Hafsa'nın ödev yapacağı herifi kendi gözleriyle görüp emin olma fırsatını kaçıracak değildi.

Genç kız sevdiceğinin sözlerinden sonra bıkkın bir nefes verdi. Resmen başına bela almıştı! Fatih işi gücü bırakıp peşine takılmıştı!
Suratına tatlı bir gülümseme ekleyip yönünü hemen yanında yürüyen adama döndü.
"İşine geç kalmasaydın?"

Hâla ikna olup galeriye gitmesini umuyordu. Fatih fevri bir adamdı. Mustafa ile sebepsiz yere tartışma bile çıkarabilirdi. Şimdiki endişesinin nedeni de tam olarak buydu işte.
Nitekim kafenin kapısından girerken bile hâla Mustafa'nın gelmemiş olması için dualar mırıldanıyordu.
Ama ne yazık ki geçen sefer oturdukları masada bekleyen adamı gördüğünde tüm umutları yerle yeksan oldu. Tedirgince dudaklarını dişledi.
"Bugün hayırlısıyla bir bitse!" diye söylendi iç sesi.

Fatih atmaca gibi kafedeki erkekleri süzerken farketti Mustafa'yı. Yalnız oturan tek erkek oydu. Dikkatli bakışlarla baştan aşağı inceledi adamı. Kısa kollu tişörtünden yarım bir şekilde gözüküyordu pazusundaki dövmesi. Görünüşü itibari ile serseri bir tipe benziyordu fakat yine de önyargılı olmamaya çalışarak düz bir ifade ile masaya yürüdü.
Buna rağmen adamı farkettiği an, yanında
yürüyen kızı daha fazla yamacına çekme isteğiyle dolmuştu. Deli gibi kolunun altına almak istemişti Hafsa'yı.
Kendi kedisine şaşırdı, bu garip düşünceler de neyin nesiydi ulan?!

Masaya ulaştıklarında, Mustafa'da Hafsa'yı farkedip yerinden kalktı. Kızın selamına samimi bir gülümseme ile karşılık verdi.
"Merhaba, hoşgeldin-iz."

Genç adam Hafsa'nın yanındaki yabancı adamı farketmişti elbet. Ama bir anlam verememişti. Böylesine dikkatli bir kızın sevgilisi olamayacağına göre ağabeyi ya da nişanlısı olmalı dedi içinden.

Hafsa ortamdaki gergin havayı dağıtmak istercesine neşeli tuttuğu sesiyle önündeki adamları tanıştırmaya koyuldu.
"Mustafa, bu Fatih. Fatih bu da bahsettiğim proje arkadaşım Mustafa."

Fatih uzanıp sertçe tuttu karşısındaki adamın elini. Mustafa adamın sertliğine şaşırsa da bozuntuya vermedi, kıskanmıştı kızı belli ki. İlk defa görüyordu kendisini, rahatsız olması normal tabii diye düşünüp hak verdi.

Tanışmanın ardından hep beraber oturdular masaya. Hafsa iki adamın da karşısına oturmuştu. Beklemeden bilgisayarını çıkarmaya giriştiğinde Mustafa konuşmaya başladı.
"Sözleştiğimiz konulara baktın mı?"

Genç kız bilgisayarın açma düğmesine basarken "Baktım..." diyerek yanıtladı arkadaşını. "Ama çok bir şey bulamadım."

"Tamam şimdi tekrar bakarız."

İkisi de sıkı bir çalışma içerisine girdiklerinde, Fatih tek bir an bile ayırmadı gözlerini üzerlerinden. Yanındaki ergenin yanlış bir hareketinde yapışacaktı ensesine. Şimdiye kadar çok şükür ki ters bir şey yapmamıştı.

Onlar çalışırken yanlarına gelen garsonla Fatih kısa süreliğine durdurdu gençleri.
"Kahve içersiniz değil mi?" diye sorarken gözleri Hafsa'da değil, Mustafa'nın üzerindeydi. İstemsizce sert çıkıyordu sesi. Karşısındaki delikanlının haddini bilmesi için bir uyarıydı bu.

MÜMTENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin