🌿 32. BÖLÜM ( LİMAN ) 🌿

26.4K 1.5K 1K
                                    



Sürpriiiiiiiz! 🥳
Kuzular ben geldim!
Gerçekten iki gündür yemedim, içmedim bölüm yazdım diyebilirim! 😂

Sizi çok tutmadan bölüme geçireceğim ama önce kısacık bir şeyler söyleyeceğim.
Biliyorsunuz ki yeni bir kitap yayınladım. Hirâset.
Yade ve Yaren'in hikayesi.
Kitap şimdiden değil, iki yıl sonraki bir zaman diliminden başlıyor. Yani Mümteni karakterlerinin iki yıl sonraki hallerinden de ufak ufak bahsedeceğim haliyle. 😁

Tahmin edebileceğiniz üzere Mümteni'de finale yaklaşıyoruz artık.
Ama final olasıya kadar önceliğim hep bu kitap olacak. 🥰
Yani bölümler aksama olmadan gelmeye devam edecek inşAllah.
Fırsat buldukça Hiraset'i de yayınlayacağım, ama dediğim gibi önceliğim Mümteni. 💜

Bu arada 31. Bölüme gelen yorumların hepsini okudum. Hatta o yorumlar sayesinde Hiraset'i yayınlamaya cesaret edebildim bile diyebilirim.
Çok teşekkür ederim. 😍
Zamanımı bölüm yazmaya ayırdığım için henüz o yorumlara dönüş yapamadım. Ama yine söylüyorum ki; vakit bulduğum an her birinize cevap vereceğim. 💜

Bölüm yazmam daha çok hoşunuza gider diye bölüme yoğunlaştım, fakat yorumları da unutmuş değilim. 😍
Hepsini okuduğumu bilin. 💕

Keyifli okumalar güzeller. 🥰

Bölüm şarkısı: İncesaz-Mavi Kayık


Esra ve Yiğit belediyede nikah işlemlerini hallettikten sonra, tekrar arabaya yerleştiler. Ama Yiğit arabayı çalıştırmak yerine, arkada oturan kıza döndürmüştü bedenini.

"Bu bir hafta içinde yumuşadıklarını hissedersen bana haber ver. Geleyim, konuşalım. Tamam mı?"

Esra iç çekti önce. Karmakarışık hissediyordu kendisini. Bir yandan Yiğit'in onu sevmesine ve karısı yapmak istemesine sevinirken, diğer yandan ailesinden habersiz kalkıştığı işe canını sıkıyordu. Evet, deli gibi bu adamla evlenmek istiyordu. Yaşının küçük olması ya da okulu hiçbir şey umrunda değildi.
Ama ailesi...

Karşısındaki adama bu karmaşasını ne kadar hissettirmemek istediyse de başarılı olamamıştı anlaşılan...
Tıpkı Yiğit'in dediği gibi bir hafta sonraki nikah gününe kadar ailesini yumuşatabilmeyi diledi.
Kafasını salladı usulca. Öyle ya, belki ikna edebilirlerdi.
Sonra aklına gelen diğer ihtimalle düşürdü yüzünü.

"Ya yumuşamazlarsa? O zaman gerçekten onlardan habersiz mi evleneceğiz?"

Yiğit birkaç saniye sessiz kaldı. Bu ihtimal onun da epey canını sıkıyordu zira.

"Esra..."

Kızın ellerini izleyen bakışlarının tekrar kehribarlarına çıktığını görünce devam etti.

"İnan ben de böyle olsun istemiyorum. Ama önüme örülen duvarlardan yıldım artık. Bana başka çare bırakmıyorlar..."

Hak veriyordu Esra. O, iki hafta boyunca Yiğit'in onu aramamasından yakınmışken, sevdiği adam neler ile uğraşmıştı meğer... Bunu bilmek düğüm düğüm etti boğazını. Kim bilir annesiyle kaç kez tartışmıştı...

En iyisi buydu belki de. Hem, öyle hemen evlenmiyorlardı ya. Bu bir hafta boyunca yine ikna etmeye çalışırdı. Belki razı gelirdi ailesi.
Ama düşünmesi gereken bir ihtimal daha vardı işte.
Ya kabul etmeselerdi?
Hüzünle araladı dudaklarını.

"Eğer...izin vermemeye devam ederlerse ve bizde bu nikahı onlardan habersiz kıyarsak..."

Duraksadı. Bu ihtimalin gerçek olmamasını diliyordu. Titrek bir nefes alıp devam etti.

MÜMTENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin