🌿12. BÖLÜM ( KORKU )🌿

28.8K 1.7K 641
                                    




Öncelikleeee Hayırlı Ramazanlar canolarım! 🌙

Bir süredir, bahsettiğim internet sıkıntım yüzünden burada değildim. Ve sorun halledilir halledilmez damladım yine. 😁

Az evvel gönderdiğiniz mesaj ve yorumlarınıza göz attım. Hem çok sevindim hem çok duygulandım. 😢

Sağlığımı merak edip, halimi hatırımı sorduğunuz için gerçekten çok teşekkür ederim. 💓
Çok şükür ki iyiyim. İnternetim olmadığı için dönüş yapamadım sizlere. Ama şimdi problem çözüldüğüne göre, tek tek yanıtlamaya başlayacağım hepsini inşAllah. 😍

İyi okumalar! 🥰

Bölüm şarkısı: Alper Kul-Seni Sana Sen.



Annesi ve teyzesinin mutfağa girmesi ile hızla toparlanıp, kaçarcasına çıktı mutfaktan Hafsa.
Ümmügülsüm ve Sultan hanım ise şaşkın bakışlarıyla bakakaldılar arkasından...

"Gülen yüzü solmuş bu kızın. Bunlar küsüşmüş olmasın Sultan?" dedi Gülsüm hanım yüzüne çöreklenen aleni bir huzursuzlukla.

Arkadaşına 'bilmiyorum' der gibi dudaklarını büzerek karşılık verdi Sultan hanım. Kızının halini o da farketmişti elbet.

"Buraya gelirken iyiydi aslında." diye mırıldandı düşünceyle.

Ümmügülsüm hanım ise duyduklarından sonra sinirle bir soluk verdi.

"Kesin kapıyı açmaya gittiğinde, Fatih hergelesi bir şey dedi de üzdü kızcağızı."

Sessiz kaldı Sultan hanım.
Artık iki kadın da Fatih'in günlerdir üzerinde olan gerginliğinin, Hafsa ile ilgili olduğuna emin olmuştu...

Hafsa mutfaktan çıktıktan sonra bir süre ne yapacağını bilemeyerek salonda bekledi. Bahçeye çıkıp tekrar Fatih'in umursamaz tavırlarına maruz kalmak istemiyordu. Sevdiğinin her ne derdi var ise kendisinden çıkartıyor olmasına alınmıştı. Sadece ona has olan soğuk davranışları, kalbini paramparça etmişti. İstemiyordu! Alınmak, kırılmak istemiyordu. Ama olmuyordu işte! İnsan en çok sevdiğine kırılıyordu.

Gözlerindeki nemliliği gidermek istercesine parmaklarıyla ovaladı. Sonra kendi kendisini teselli eden kelimelerini fısıldadı.

"Belki de sana böyle davrandığının farkında değildir..."

Gülümsemeye çalıştı.

"Öyle ya... Bilse kırıldığımı, yapar mı hiç?"

Yapmazdı. Fatih'di o, bile isteye kırmazdı onu.
Ayaklarını hareket ettirip bahçeye yöneldi. Kendisini teselli ettikten sonra daha iyi hissetmişti. En azından tekrar bahçeye gitmeye cesaret edebilmişti.

Bakışları önde, adımları salondan bahçeye açılan kapıya ilerlerken; sert bir gövdeye çarptı başı. Düşmemesi için sıkıca beline dolanan kolları hissettiğinde, o da refleksle yaslandığı göğüse tutundu. Birkaç saniyelik afallayışın ardından yukarı kaldırdı bakışlarını. Karşılaşmayı beklemediği ela hareler ile göz göze gelince kocaman açıldı gözleri. Böylesine bir yakınlık, onu saniyeler içinde darma dağan etmeye yeterken; hızla toparlanıp, geriye sendeledi.

Fatih'de farklı halde değildi. Salona adımını atar atmaz; günlerdir beynini de, kalbini de aynı anda kemiren kızı kollarına almıştı. Neyin, nasıl olduğunu bile anlayamadan çıkıvermişti Hafsa kollarının arasından.

Bir süre ikisi de ne yapacağını bilemezcesine salonda gezdirdiler şaşkın bakışlarını. Hafsa suçlu çocuklar misali ellerini önünde birleştirirken, Fatih içinde kaynayan duygularla saçlarını karıştırdı.
Hafsa uzun zamandır ilk kez bu kadar yakın olmuştu ona. Günahın tadını bilmediği için uzak durmak da kolaydı. Ama şimdi burnu kızın çiçekvari kokusunu solumuş, kolları onun bedenini hissetmişti. Sıkıntılı bir nefes verdi. Bundan sonra uzak durmak daha zor olacaktı...

MÜMTENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin