Merhaba canlar!Öncelikle tüm geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkür ederim. İyi ki varsınız. 💕
Bölüme geçmeden üniversite sınavına giren kardeşlerim için de birkaç kelam etmek istiyorum.
Çiçeklerim, hepinizi canı gönülden tebrik ediyorum. Yerleşenleri de, yerleşemeyenleri de.
Normal bir sınav dönemi geçirmediniz. Hiçbirimiz için kolay değildi ama sizler daha fazla etkilendiniz. Zira omuzlarınızda bir de sınav stresi taşıyordunuz.Eğer sonuç gönlünüzdeki gibi olmadıysa, lütfen kendinizi suçlamayı ve helak olana kadar ağlamayı bırakın. Bizler başımıza gelen her şeyin hakkımızda hayırlısı olduğuna inandığımız bir dine mensubuz. Dilediğiniz gibi olmadı mı? O zaman dilediğinizin bu sene sizin için hayırlı olmadığını unutmayın. Kim bilir ne güzellikler vardır altında. Bizim göremediğimiz...
Etrafınızdan gelecek olumsuz tepkilerin hiçbirini umursamayın. İçine girdiğiniz süreci sadece siz biliyorsunuz. Elalem ne diyecek diye strese girmenin hiçbir manası yok. Çünkü elalemin işi bu. Onlar hep bir şey diyecek...Şimdi birkaç gün sevdiğiniz şeyleri yapıp kendinize vakit ayırın.
Ne bileyim...
En sevdiğiniz kahveyi yapıp bir film açın mesela.
Ya da okumaktan hoşlandığınız bir kitabı tekrar alın elinize.
Yürüyüşe çıkın, mutfağa girin ve daha önce yapmadığınız bir tarifi deneyin.
Sonra gümbür gümbür bir enerji ile besmele çekip tekrar başlayın.
Etkili bir programla birlikte stressiz bir çalışma sürecine girin. Kendinizi sıkmadan, adım adım, sevdiğiniz şeylerden feragat etmeden...
Vee tabi bolca dua ederek! 🥰
Moral bozmak yok!
Devamkeee! 😁Onun dışında epey uzun bir bölümle geldiğimide baştan belirtmek isterim. Bence o güzel yorumlarınızı hakettim ha? 😋
Daha fazla çenem düşmeden (ki daha ne kadar düşebilir bilmiyorum 🙄😂) sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar güzeller. 💜
"Artık aramızdaki buzlar erisin.
Sen damla ol, ben çözüleceğim..."Ortamdaki müzik, yerini başka bir şarkıya bıraktığında ikilinin gözleri de anlaşmışçasına ayrıldı birbirinden. İlk Yiğit çekmişti bakışlarını. Esra'da umutsuzca sevdiği adamı taklit etmişti işte...
Ama ikisi de bambaşka duygularla bezenmişlerdi şimdi. Esra sevdiği adamı kaybetmemek adına hâla ümidini korumaya çalışırken, Yiğit Esra'yı bütünüyle kabullenmişti az evvel. Geri adım atmayacak olmak yük oldu adamın sırtına. Zira şarkının son kısmı, kararlı tarafıyla büyük bir muharebeye koyulmuştu. Kimin galip geleceği belirsizdi ama, hem inat hem de sözünün eri bir adam olan Yiğit; aşkına yenik düşse bile, kolay teslim olmayacaktı Esra'ya.Akşamın sonuna kadar sakındılar gözlerini birbirlerinden. Sanki tek bir an bakışları kesişse, ortada söz falan kalmayacak ve tüm sınırlar önemini yitirecekti...
Yarım saat kadar sonra gitmek üzere ayaklandı herkes. Ve Yiğit tam da o sırada gördü Esra'nın toplanmış elbisesini. Geldiğinden beri kızı hiç ayakta görmediğinden, elbisenin üst kısmı yanıltmıştı onu. Zira üstten gayet usturuplu gözüküyordu!
Esra'nın dizlerine kadar sıyrılmış elbisesi gözlerini fal taşı gibi açmasına neden olurken, hızla etrafa çevirdi bakışlarını. Siyaha dönen kehribarlarıyla Esra'nın üzerine çevrilecek herhangi bir bakış var mı diye kontrol etti. Bir yandan da gözünü bürüyen öfkeyle homurdanmıştı.
"Giydiği elbiseye bak!"
Herkesle vedalaştıktan sonra dışarı çıkan kızın ardından, o da çıkacaktı ki; çalışanlarından biri durdurdu. Adam bir konu hakkında kendisine danıştığında, gözleriyle hâla kapıdaki Esra'yı kontrol ediyordu.
Konuşmayı olabildiğince kısa keserek acele adımlarla kızın arkasından çıktı. Elbisenin o halini görmek gerim gerim germişti onu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜMTENİ
RomanceBirlikte büyüdü onlar... Fakat büyüdükçe değişti birinin hisleri. Arkadaşlık değildi bu içindeki, sevdi Hafsa. İçin için, gizli gizli sevdi Fatih'i. Kimi zaman diline kadar taştı aşkı, ama her seferinde zorlukla yuttu. Zira konuşsa Fatih yüzüne b...