Selamlar! ❤️Söz verdiğim gibi sizleri çok bekletmeden geldim bu sefer. 🥰
Bence bomba gibi gelmiş de olabilirim biraz. 🙈
Yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım. 🤩Yukarıya bıraktığım müziği aşağıda belirttiğim yerde açın emi? 😁 Birkaç bölüm önce, bir okuyucum yakıştırmıştı bölüme. Ben de bu kısımda kullanmak istedim. ☺️💓
Sizi seviyorum ve keyifli okumalar diliyorum. 🌸
🤗
"Yandan yandan! Oh! Kıvırsana Hafsa!"
Fatih'in gidişinin ardından Esra Hafsa'lara gelmiş; dört gündür kazadan başka bir gündem konuşmamış olan kızlar, ilk kez Fatih'ten konuşmuşlardı. Hafsa, adamın hastanedeki konuşmasını anlattığında ise, Esra önce şaşkınlıkla kalakalmış, ardından kalkıp oynamaya başlamıştı.
"Yavaş Esra. Düşeceğiz şimdi."
Kolundan tuttuğu arkadaşınıda ayağa kaldıran Esra, duymamıştı bile bu sözleri. Hafsa'nın aşkına başından beri şahit olan biri olarak, içten bir şekilde sevinmişti bu duruma.
Birkaç dakika mezdeke eşliğinde, kıkırtılarla göbek attıktan sonra yorgunlukla yerlerine oturdular.
"Nasıl anlamam ben ya? Gerçi Fatih ağabeyin hastanedeki halini gördükten sonra şüphelenmiştim. Ama sizin ilişkiniz hep çok iyi olduğu için kesinleştirememiştim de."
Hafsa hevesle Esra'ya dikti bakışlarını.
"Hastanede nasıldı ki?"
"Of be! O hastane duvarlarının bir dili olsada konuşsa."
Genç kız huysuzca söylendi bu sözlerden sonra.
"Senin var ya dilin işte! Anlatsana ya!"
Heyecanlanmıştı oldukça. Sanki hayal dünyasında gibi hissediyordu kendisini. Bir gün Esra ile; Fatih onu sevdiği için kıvırtacaklarını söyleseler, asla inanmazdı.
Kıvırtma kısmına değil, Fatih'in onu sevmesi kısmına....Hep ağabey gibi davranmıştı ona şimdiye kadar. Bunu söylemektende çekinmemişti hiç.
Kendisini böylesine kız kardeş bellemiş bir adamın, sevdası olacağı ihtimali hep hayaldi ona göre.Ama şimdi yaşıyordu işte. Dualarında gönlünden geçiripte diline dökemediği o tüm hisleri, sevdiği de taşıyordu artık onun gibi.
Hâla aklı ermiyordu. Zamanında öyle büyük bir umutsuzluk belasına düşmüştü ki, sindiremiyordu olanları.
Yalnızca bir kelime geçiyordu gönlünden...
'Şükür.'Esra, arkadaşının anlatması için yaptığı baskılara daha fazla dayanamayarak, ballandıra ballandıra anlattı Fatih'in o yıkılmış halini.
Hafsa bunları duydukça sırıtışını büyüttü.
Aşık kalbi ile kâh yatağına attı kendisini, kâh hayran hayran sesler çıkarttı."Velhasılı böyle işte. Fatih ağabeydeki aşkta aşkmış ama be! Yalnız benim anlamadığım bir nokta var. Madem ikiniz de birbirinizi seviyordunuz, şimdiye kadar niye patlak vermedi bu olay?"
Hafsa aklına gelenlerle yatakta oturur pozisyona geçti. Ardından arkadaşına doğru yanaştı.
"Çünkü Fatih benim başkasını sevdiğimi sanıyor." diye cevapladı burukça.
Esra hayretle geri çekilip "Ne?!" diye cırladığında, dudaklarını büzerek kafasını aşağı yukarı salladı. Yüzündeki karmaşık ifadeyle açıklamaya koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜMTENİ
RomanceBirlikte büyüdü onlar... Fakat büyüdükçe değişti birinin hisleri. Arkadaşlık değildi bu içindeki, sevdi Hafsa. İçin için, gizli gizli sevdi Fatih'i. Kimi zaman diline kadar taştı aşkı, ama her seferinde zorlukla yuttu. Zira konuşsa Fatih yüzüne b...