🌿 29. BÖLÜM ( İHTİMAL ) 🌿

28.5K 1.5K 1K
                                    


Hatalarım varsa affola... 🌸

Bölüm şarkısı: Kazancı Bedih-Dost Değil :)

Fatih kol düğmelerini düzeltirken indi merdiven basamaklarını. Masada oturan anne ve babasının hemen yanında çayları dolduran karısını görünce, keyifli bir gülümseme kondu dudaklarına. Ailesini böyle bir arada gördükçe nutku tutuluyordu hâla.
Artık iş çıkışlarında kapıyı Hafsa açıyordu ona.
Yakın zamanda geçirdiği hastalıkta da yine her şeyi ile yari ilgilenmişti.
Çocukluğundan beri bilip; tanıdığı kız, şimdi karısı olarak bu evdeydi.

Aklına yandı genç adam.
Hafsa yirmi bir yaşındayken anlamıştı sevdasını. Şimdiki aklı olsa, on sekizine bastığı an kıyardı nikahı!

"Günaydınlar!"

Büyük bir keyifle çekti baş köşedeki sandalyeyi. İçindeki coşkuların yanında dışına yansıttığı mutluluk az bileydi.

Hayri bey ve Gülsüm hanım oğullarına 'günaydın' derken, Hafsa yalnızca elindeki çay dolu bardağı önüne koymakla yetindi. Zira odalarında söylemişti.

Hayri bey, kendi yeri olan masanın baş köşesine oturmuş; yan tarafındaki sandalyede de Gülsüm hanım oturuyordu. Fatih, babasının tam karşısındayken; onun karısı da hemen yanıbaşındaydı. Her zaman olacağı gibi...

Genç adam masadaki menemene göz attıktan sonra alay edeceğini haykıran gözleriyle yarine döndü.

"E hani? Ben masada ne krep, ne de patates kızartması göremiyorum?"

Akşam Hafsa art ardına onlarca alarm kurmuş, bu sefer kalkacağına dair kendisine sözler vermişken; Fatih'de şahit olmuştu bu manzaraya. Karısının internetten krep ölçülerine baktığını farkettiğinde, sataşmaktan geri kalamamıştı. Hafsa başta gıcık kocasını tınlamamaya çalışmış olsa da; sonradan kendisini, ona planlarını anlatırken bulmuştu!

Fatih hastalıktan yeni çıktığı için onun en sevdiği kahvaltılık olan patates kızartması ve yanına da krep yapma hayalleri kurmuştu kendince.
Ama günlerdir kocası yüzünden uykusuz kaldığından, yine ve yine uyanamamıştı işte!
Belki Fatih; sabah uykusu bölündüğü için köpürüp, çalan alarmları tek tek kapatmasaydı uyanabilirdi de! Ne vardı birkaç alarmda kalkamamışsa yani? Bu sinir adam kapatmasaydı, bir diğerinde uyanacağına emindi!

Şimdi onun kendisiyle dalga geçiyor oluşuyla sakin kalmaya çalışarak bir nefes çekti içine. Anne ve babası yanlarında olmasa, yapacağını bilirdi! Ama şimdi onların yanında, senin yüzünden uyanamadım da diyemezdi ki...

Mahcup gözlerini Gülsüm annesine döndürdü. Kadın 'boşver' dercesine gülümsediğinde, kıstığı bakışlarını tekrar kocasına çevirdi.

"Uyuyakalmışım..."

Bu tek kelime Fatih'in yüzündeki sırıtışı daha bir arttırdı. Sahte bir üzüntüyle alayına devam etti.

"Tüh! Halbuki dün yapacaklarını anlattığından beri, heyecandan gözüme uyku bile girmemişti. Neyse, ne yapalım... Bir dahaki sefere artık."

Kötü kötü bakışlar attı kocasına genç kız. Dişleriyle dudaklarını ezerken karşısındaki adamı sessizce tehdit ediyordu adeta. Bu burada bitmezdi ama!

Fatih kızın ateş saçan bakışlarına karşılık, tek gözünü kırpıp tabağını doldurmaya başladı.
İşte!
Bu adamla küsülmüyordu da! Hiçbir şeyi ciddiye aldığı yoktu ki! Hafsa kendi kendisine küsüp, yine kendi kendisine barışıyordu! Onun haberi bile olmuyordu neredeyse!

Hoş sohbet eşliğinde edilen kahvaltıdan sonra hep birlikte ayaklandı Koçyiğit ailesi. Hanımlar masayı toparlamaya başlarken, Fatih'de telefonunu almak için odasına çıkmıştı.

MÜMTENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin