Bölüm Şarkısı: Cem KARACA- Bindik Bir Alamete.NOT: Belirttiğim yerde şarkıyı açarsanız okuması daha keyifli olacaktır güzeller. 🥰
Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın olur mu? 😊İyi okumalar. 💖
"Hafsaa! Kurbanın olayım al artık beni odaya..."
Alnını kapıya dayamış, elleriyle usul usul tıklatıyordu Fatih. Yarım saattir odaya alınmak için dil döküyordu ama içerideki kız bana mısın demiyordu!
"Git Fatih! Annemler duyacak şimdi!"
Karısının sinirli sesine karşılık inatla bağırdı. O odalarına geçtiklerinde bebeğine sarılıp, mutluluğunu yariyle paylaşmayı düşlerken; Hafsa'nın içeri almaması ile tüm hayallerini suya düşürmüştü. Zaten haberdar olmadığı hamilelik mevzusu yüzünden günlerdir uzak davranmıştı karısı ona. Özlemişti ulan! Deli gibi özlemişti! Bu kız onsuzluğa nasıl dayanabiliyordu?!
"Gitmeyeceğim! Ya beni içeri alırsın, ya da annemle babamı kaldırana kadar ayrılmam buradan!"
Adamın söylediğini yapacağına dair olan kararlı sesi, bağırtıyla karışınca teminat veriyordu adeta. Hafsa da biliyordu kocasının bunu yapabileceğini. Ama yelkenleri kolayca indirmeyecekti suya.
O da isterdi sevdiceğiyle bebekleri için mutlu olup, şükürler etmeyi. Hem onsuz uykuya da dalamazdı ki. Buz gibiydi yatak. Meğer ısıtan kocasıymış, tek başına üşüyordu şimdi. Yine de kolayca affedecek değildi."Tehdit mi ediyorsun beni?"
Fatih karısının sinirli sesinden sonra anında yumuşadı. Onu kızdırarak yalnızca işini zorlaştırıyordu. Suyuna gitmesi, güzel güzel konuşması lazımdı. Artık ne kadar dayanacaksa!
"Yok, ne haddime? Rica ediyorum gülüm, ne olur alsan?"
İçeriden gelen birkaç tıkırtıdan sonra Hafsa'nın sesi duyuldu yine. Anlaşılan yari yatağa yerleşmişti çoktan, almayacaktı onu odaya...
"İyi geceler Fatih."
Öfkeyle kısıldı gözleri. Bu kızın inadı adama illallah ettirirdi! Ama öyle hemen kabullenip gidecek değildi!
Salih babasından döndüklerinden beri içindeki coşkuyla karısını kollarına almak istese de, üzerine gitmemiş, kırgınlığı geçsin diye beklemişti. Ama bu keçinin inadının biteceği de, kırgınlığının geçeceğide yoktu!"Hafsa yeter artık! Saatlerdir yüzüme bile bakmadın! El insaf!"
Olayların aslını öğrendiğinden beri yari tek kelam dahi etmemişti onunla. Akşam erkenden de odasına çekilmişti. Fatih'e arkasından melül melül bakmak kalmıştı yalnızca. Şimdi ise odaya alınmak için yalvarıyordu ama inatçı keçiyi bir türlü ikna edemiyordu!
Artık özlemden kavrulmuştu ve bu ceza ona yeter de artardı. Ne karısına, ne evladına sarılamamıştı bile ulan...
Sevinci de sabahtan beri kursağındaydı işte.Hafsa isyan eden sevdiceğiyle yattığı yastıktan başını kaldırdı. Böyle olması onun da içine sinmiyordu ama bir tarafıyla kırgındı hâla.
Kızıyordı Fatih'e.
Babası söz olayının aralarında kalmasını istemiş olabilirdi. Ama en azından güzelce açıklasaydı, öylece istemiyorum deyip kestirip atmasaydı.
Odundu işte! Zerre incelikten anladığı yoktu bu adamın! Sinirle bağırdı."Sana insaf asıl! Her söylemeye çalışışımda sırtını dönüp, gittin!"
Fatih başını sabır dilercesine yukarı kaldırdı. Anlatamıyordu, derdini bu kıza bir türlü anlatamıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜMTENİ
RomanceBirlikte büyüdü onlar... Fakat büyüdükçe değişti birinin hisleri. Arkadaşlık değildi bu içindeki, sevdi Hafsa. İçin için, gizli gizli sevdi Fatih'i. Kimi zaman diline kadar taştı aşkı, ama her seferinde zorlukla yuttu. Zira konuşsa Fatih yüzüne b...