Siyah kuğu (Tamamlandı)

2.bölüm

....

Ağzım açık bir şekilde ona bakarken annemin sesini duydum. "Duru kızım misafirlerimize hoş geldin desene" irkilerek başımı salladım. Ona rer bir bakış atıp yan yana oturan çifte doğru yürüdüm. Elimi yaşlı kadına uzatıp dudaklarımı araladım. "Merhaba hoşgeldiniz Duru ben" diyip yanındaki adama elimi uzattım. "Sizde hoş geldiniz" Diyip onlara sırtımı döndüm. Karşımda kazık gibi dikilen pis sapığı ters ters bakıp elimi uzattım. Dişlerimi bir birine sürtüp dudaklarımı araladım.  "Hoş geldiniz sizde" uzattığım elimi avuçlarının arasına aldığında sıcak teni gerilmeme neden oldu.  "Tanımadığımıza memnun oldum Duru hanım. Burak bende" elimi sıcak avucundan çekerek geriledim. İçimde anlam veremediğim bir his doluştu. Karşımdaki Burak denen çocuk çok şey hissettiriyordu. Bir yanım onu tutkuyla isterken, diğer yanım onun bana yasak olduğunu anlatıyordu. Tutkum daha önde olsada, ondan uzak durmam gerektiğini hatırlattım kendime.

.....

Yemekler yenilip salonda köyü bir sohbet başladığında Burağ'ın bakışlarında oldukça rahatsız oluyordum. Sanki ikimizeen başka kimse yokmuş gibi sadece bana odaklanıyordu. Oda yetmiyormuş gibi babalarımızın ortak olduğunu duyunca iyice gerildim. Yinede kesinlikle her fırsatta beni sıkıştıracak bi ortağımızın oğlu olduğunu bilmek beni huzursuz etmiyor tabiki! Kapı paldır kültür açılınca rahatça geriye yaslandım. Berk daha salona geçmeden, sesi solanda yankılandı. "Seni geberticem Duru! O arabayı her defasında bilerek oraya park ediyorsun değil mi?" Söylenerek içeri giren Berk, salona gelince olduğu yerde kaldı. Sinirden kırmızıya dönen yüzüyle salondaki tanımadığı insanları izlemeye başladı. Annem mahçup bir şekilde ayaklanıp Berk'e doğru yürüdü. "Ne yapıyorsun evladım. Bu nasıl bir giriş? Neyse merhaba de misafirlere!" Annem Berk'i misafirlerle tanışması için yanına çekince, fırsat bilip aradan sıvışarak odama doğru kaçtım. 

Merdivenlerden çıkarken düşünmeye başladım. Büyük ihtimalle Berk bunun intikamını alacaktı ve ben ne yapacağını şuan hiç kestiremiyordum. Odamın önüne geldiğimde kapı kolunu kavrayıp içeri girdim. Kapıyı kapatacağım an kapı itildi. Telaşla kapıyı kapatmaya çalıştım.  "Bana bak! Yemin ederim bana dokunursan evi ayağa kaldırırım. Koskoca arabayı görmeyip çarpan sensin! Benim bunda suçum ne?" Diyip hızlı hızlı konuştum. Kapı bir anda açılınca karşımda gördüğüm kişiyle rahat bir nefes aldım. En azından şuan için"Yok canım! Arabaya dalmak konusunda kimse eline su dökemez. Haksızlık yapma kendine" diyip sırıttığın dudağımı ısırdım. Bu çocuğun aklında sorunumu vardı. Yüzüne ters ters bakıp

"Ne işin var senin odamda? Ayrıca espiri anlayışın berbat! Mümkünse sen bir daha espri yapma! Hem sen beni nasıl buldun?" Kaşlarını çatıp elini cebine koydu. "Bana yanlış bir numara verdiğin için sana ayrı bir ceza vericem. Seni bulmak çok kolay oldu. Ailem ve ailen zaten yeterince samimilermiş ama ben ansil olduda senin gibi bir güzelliği hiç görmedim işte bende onu anlamıyorum" gülmek ve gülmemek arasında gidip gelirken boğazımı temizleyip dudaklarımı araladım. "Seni boş gondemrye bir içim el vermedi. O yüzden yeni bir şans için başka bir bumara verdim. Yoksa tutmadı mı?" Diyip mahsumca sordum. Kolunu belime dolayıp beni sertçe kendine çekti. "Yok tutmadı. Nedense yaşlı yapışkan huysuz bir teyzenin sesi gibi geldi bana" dediğinde dudağımı bir birine bastırdım.

Yüzüme doğru eğildiğinde içimi garip bir telaş sardı. Neden bana bukadar yakındı? Bakışları dudağıma kayınca duygularımı bastırıp onu sertçe ittim. Bana bu denli yaklaşmaya hakkı yoktu. Ona bakıp parmağımı tehdit edercesine sallayıp sertçe konuştum. "Birdaha bana bu denli yaklaşmaya cürret edersen senin için iyi şeyler olmaz. Şimdi çıķ git odamdan. Yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım" dediğimde alayla gülüp"Bunu yapıcağını hiç sanmıyorum" diyip ellerini cebine koyup duvara yasladı sırtını. Yüzüme düşen saçımı geriye itip hırçınca konuştum."Öyle mi dersin?" Diyip sinirle bağırdım. "Anneee!!" Hızla öne atılıp avuçlarını dudağıma bastırdı.