38. bölüm

2.4K 83 2
                                    








Multi: Duru'nun gelinliği



.....

Elimde tuttuğum mendili burnuma götürüp, gürültüyle burnu mu silerken, Bura'ğın sinir dolu sesi kulaklarıma doldu. "Sikeyim ağlayıp durman sinirimi bozuyor! Derdin ne senin kızım?" Omuz silktim. İzlediğim belgesele bakıp akan burnu mu tekrar sildim. Burak ona cevap vermeceğimi anlayınca önüme geçip elini beline yasladı. "Sana söylüyorum Duru. Bu halin ne? Üstelik bugün evleniyoruz ve sen oturmuş burada nedenini bilmediğim, saçma birşey için ağlıyorsun." Göz yaşlarımı silip Bura'ğa dolu gözlerle baktım. "O daha çok küçüktü. Annesi ona yiyecek birşey getirmek için gitmişti. Ama döndüğünde yılan onun yavrusunu yutmuştu." Diyip tekrar ağladım. Üstelik o aslanın üç yavrusu da öldü. O artık anne değildi.

"Sikeyim neyden bahsediyorsun sen? Beni delirtmek mi istiyorsun. Ağlayıp durma dayanamıyorum." Çileden çıkan Bura'ğa bakınca ayaklanıp kollarımı beline sardım. Bu ani hareketime şaşırsada, homurdanıp kolunu belime sardı. "Belgeselde ki aslan ve yavrularından bahsediyorum." Sabır diler gibi mırıldanıp kollarını daha sıkı sardı. "Ulan bu nasıl bir hormon dengesizliğidir. Yemin ediyorum biraz daha böyle devam ederse çocuğu ben taşıyacağım." Dediği şey gülmeme neden olurken başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Bence güzel fikir, kilo almak istemiyorum." Gözlerini kısıp beni süzdü. "Bence sen kilolu da çok seksi olursun." Omzuna vurup koltuğa geçtim.

"Kızım sen delirdin mi? Senin akşama düğünün var düğünün. Sen kalkmış burada saçma sapan şeyler izleyip, bir de üstüne ağlıyorsun." Annemin sesini duyduğumda dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Annem bu sefer çok kızgın gözüküyordu. İstemsizce Bura'ğa sokuldum. "Şey bizde şimdi Burak'la çıkıyorduk anne." Diyip Bura'ğı çekiştirerek dışarı çıkardım. Bura'ğın güldüğünü görünce huysuzca yüzümü astım. "Ne diye gülüp duruyorsun." Gülümseyip dudaklarıma baktı. Yutkunarak dudaklarının dudağıma temasını bekledim. Çok geçmeden o temas gerçekleşti. Heyecanla öpüşüne karşılık verdim. Dudaklarıma tutkulu ve kalıcı öpücüğünü bırakıp geri çekildi. "Hadi uzatmada bin şu arabaya, daha gelinliği alıp kuaföre bırakacağım seni." Dediğinde başımı sallayıp arabaya bindim. Burak'ta arabaya binince geriye yaslanıp iç çektim. Bugün evleniyordum.

Sessiz geçen dakikalar sonra aklıma gelen şeyle Bura'ğa döndüm. "Burak, Berk ve Zehra'dan haberin var mı? Ben ulaşamıyorum da onlara." Dediğimde dudaklarını birbirine bastırdı. "Sanırım gelinlik krizi çıkmış. Zehra Berk'e inat kısa gelinlik seçince Berk ortalığı baya bir karıştırmış." Dediğinde bende güldüm. Evet onlarda evleniyordu. Neden mi? Zehra'nın hamile olduğunu duyunca, kısa bir aile toplantısından sonra onlarında bizimle birlikte evlenmelerine karar verilmişti. Üstelik bunu fırsat bilip babamla aramızı da düzeltmiştim. Tabi bebeğimi koz olarak kullanmıştım. Bebeğimin bizim küs olduğumuzu bilip, karnım da ağladığını söyleyince, babam başta şaşkınca bana baksa da, sonradan gülüp beni kollarının arasına almasıyla aramızda ki gerginlik sonra ermişti. En azından ben öyle umuyordum.

Gözleri aniden bana dönünce, kısık gözlerim onu buldu. "Sakın senin gelinliğin de, böyle saçma sapan birşey çıkmasın. Yemin ederim nikah iptal olur." Kurduğu cümle yutkunma ma neden olurken, iyi ki de açık saçık bir  gelinlik seçmemiştim. "Benim gelinliğim gayet uygun merak etme sen." İçimde derin bir oh çektim. İyi ki beğendiğim ilk gelinliği seçmemiştim. "İyi bil diye söyledim ben." Araba durduğunda geldiğimizi fark edip toparlandım. Elim kapıyı gitmişti ki, Burak beni durdurdu. "Bekle sen ben alıp gelirim. Yorma sen çocuğumu." Elimi kapıdan çekip tam ona çemkirecektim ki, arabadan inip gitti. Sanki bir tek onun çocuğuymuş gibi davranıyordu. Elim şefkatle karnıma gitti. O benimde çocuğum.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin