Siyah kuğu (Tamamlandı)

37.bölüm

....

Buse'den....

Oturduğum tabure de dönerken omuzumu düşürüp iç çektim. Ani bir hareketle arkama doğru dönünce gözlerim büyüdü. Emre bir kadınla oldukça samimi görünüyordu. Elimde ki içkiyi bırakmadan hızla tabure den kalkıp onlara doğru gittim. Müzik kesilmiş sesler olduğu gibi duyuluyordu. Biraz yaklaşınca sesleri net bir şekilde duydum. "Çok yakışıklı olduğunu daha önce söyleyen oldu mu?" Diyip gülen kadına Emre gülerek cevapladı. "Genelde kadınlar bunu sıkça söyler."Olduğum yerde durmayı bırakıp elimi Emre'nin omuzuna yasladım. Bana dönmesiyle elimde ki içkiyi başından aşağı döküp gülümsedim. "Bence şimdi daha bir yakışıklı oldun." Diyerek onu itip yanından geçtim. "Nereye gidiyorsun?" Arkamdan bağıran Emre'yi ve bana bakan insanları yok sayıp bağırdım. "Cehennemin dibine gidiyorum." diyip çıkışa doğru yürüdüm. Birde utanmadan nereye diyordu haysiyetsiz!

"Nereye gittiğini sanıyorsun kızım sen!" Arabaya doğru giderken durup arkama döndüm. "Sanane neden peşimden gelip duruyorsun!" Elini beline koyup bana ters bir bakış attı. "Sevgilim olduğun için olmasın." Bir elimi havada savurup sinirle konuştum "Boşversene sen, o iş yattı. Benim seninle sevgili olmaya hiç mi hiç niyetim yok. Burak doğru söylüyor sen adam olmazsın." Diyip arkama döndüm. Tama arabama doğru yürüyordum ki ben ne olduğunu anlayamadan, kendimi Emre'nin omuzunda bulmam bir oldu. Şaşkınca bağırdım. "Manyak mısın be sen!" Başını sallayıp oda benim gibi bağırdı. "Evet manyağım yeter be! Vallahi canımı aldın. Bu nasıl bir inattır arkadaş ya!" Elimi sırtına vurup çığlık attım. "Bırak beni yemin ediyorum çok fena olur bak!" Beni umursamadan yoluna devam etti.

"İnan bana umrumda bile değil. Bugün benimlesin boşuna uğraşma." Yumruğu mu sırtına geçirip hırçınca söylendim. "İstemiyorum seni işte! Her gördüğün kadının içine girmek zorunda mısın sen be!" Güldü. Gülüşü kulağıma dolunca daha çok sinir oldum. "Beni kıskanacağını biliyordum. Tamda istediğim gibi oldu." Gözlerim büyürken tekrar sırtına vurdum. "Pislik oyun mu oynadın benimle?" "Evet senin inadın yüzünden daha fazla ayrı kalmaya hiç niyetim yoktu." Sinirli bir soluk verip yumruk yaptığım elimi sırtına vurdum. "İnatçı falan değilim ben." Popoma sert bi şaplak atınca inledim. "Uslu dur, yoksa  kötü olur senin için." Acıyla inledim. "Acıdı hayvan." Diyerek sızlandım."İyi oldu. Uslu durmazsan daha kötüsü olur." Arabasının yanına geldiğimizde kapıyı açıp beni bindirip kapıyı sertçe kapattı.

Sessizce durul arabaya binişini izledim. Arabaya binip kapıyı kapatınca, dudaklarımı ısırdım. Oldukça sinirli görünüyordu. "Kesinlikle sesin çıkmasın çok sinirliyim sana. Senin yüzünden yeterince zaman kaybettik zaten!" Gözlerimi kıstım. Hergün başka bir kızla çıkan o değil miş gibi davranıyordu. "Asıl senin yüzünden zaman kaybettik. Ayrıca uslu durmayan sensin ben değil." Bakışları anlık bana döndü. Çatılı kaşları altında beni süzüp önüne döndü. "Bu konu kapanmıştır bitti. İkiz falan dinlemem ben, yanımdan ayrılmıyorsun bundan sonra." Başımı öfkeyle cama çevirdim. Zaten yeterince karışıktım. Bir tarafta ikizim, bir tarafta ailem. Ne yapmam gerektiğini kesinlikle bilmiyordum. Ama en azından Burak'la aramı düzeltmiştim.

Araba durduğunda etrafa bakındım. Oldukça lüks bir sitenin önünde arabasını park edip arabadan indi. Çok geçmeden kapım açıldı. "İn bakalım." Ben indiğimde kapıyı kapatıp elimi tuttu. Elim onun avucundayken, vücudumu saran sıcaklığa şaşırdım. Nasıl oluyor bilmiyorum ama Emre elimi ne zaman avuclarının arasına alsa, anlam veremediğim bir sıcaklık bütün bedenimi ele geçiriyor. Ben bunları düşünürken Emre kapıyı açıp geçmem için yol verdi. "Geç içeri küçük hanım." İçeri geçerken ona ters bir bakış attım. Beni salona yönlendirmesini beklerken, gelip önümden geçti. Sinirle inleyip onu takip ettim. "Neresi burası? Neden buraya geldik?" Ben sorularımı ardı ardına sıralarken, o beni takmadan salona geçti. Koltuğa oturup rahat bir şekilde geriye yaslandı. Gözlerimi kısıp rahatlığına baktım. Oysa beni resmen kaçırmıştı.