Multi: Zehra ve Berk
Buse bütün gece sessizliğini korurken, içimdeki huzursuzluk büyüyüyordu. Buse'nin sessizliği benimle ilgiliydi buna artık emindim. Berk bizi zehralara bırakıp gittikten sonra uzun süren sessizliği bozan ben oldum."Buse bak konun ne olduğunu bilmiyorum ama bu gece farklısın. Biliyorum birşey öğrendin yada duydun. Bu öğrendiğin duyduğun konu herneyse anlat bizde bilelim." Buse rahatsızca yerinden kıpırdandı. "Ben bunu yapamam. Buna hazır olduğuna henüz sanmıyorum." Yalandan güldüm. "Ha sen diyorsun ki benim kardeşim olay her neyse salak yerine konulmaya devam etsin diyorsun!" "Asla öyle bi düşüncem yok!" Yüzüne bakıp derin bir nefes aldım. "Ben bir yalanın içinde sıkışıp kaldım. Bundan daha kötü birşey olamaz. Lütfen anlat." Bir süre yüzüme baktı. Başını sallayıp bedenini bana döndürdü. "Bak sadece duydum. Yani olay gerçek mi bunu bilemeyiz Duru" gözlerine bakıp başımı devam et derecesine salladım. "Ben lavabodayken birşey duydum. Dediğim gibi gerçek mi bilmiyorum." Zehra'nın sesi aramızda yükseldi. "Söyle artık her ne duyduysan!" Diyip sinirle Buse'ye baktı."Şarışın bir kız konuşurken tam olarak böyle dedi." Diyip bana baktı. "Burak doğum gününde bir kızla gelecekmiş! Hatta gelmek zorundaymış idda falan dedi. O kızla işi bitince gece benimle devam edecek. Sonrada yanındaki kıza dönüp, doğum günü gecesi için beraberiz dedi."
Her kelimesini aklıma kazıya kazıya içimdeki öfkeyi büyüttüm. Bedenimi hiç tanımadığım duygular esir aldığında, boğazım düğüm düğüm oldu. Görünmez bir el boğazımı sıkıyor gibiydi. "İyi misin?" Zehra konuşup yanıma oturunca başımı salladım. "İyim. Sadece biraz yanlız kalmak istiyorum." Dediğimde Zehra buna karşı çıktı. "Yapma lütfen yanlız kalmanı istemiyoruz." Buse elimi tutunca elini sıktım. "Lütfen beni anlayan. Eğer sabah iyi olmuş bir şekilde beni görmek istiyorsanız, benim yanlız kalmama izin verin. Siz biliyorsunuz toparlanmam için yanlız kalmam lazım." diyip konuşmalarına fırsat vermeden çantamı alıp hızla çıktım. Arabaya binip hızlı bir şekilde Zehra'nın evinden ayrıldım. Ne kadar yol gittiğimi bilmeden gidebildiğim kadar sürmeye devam ettim. Sessizlik ruhumu ele geçirmiş gibiydi. Oysa içimde kıyamet kopuyordu. Deli gibi ağlamak istiyen yanımı, deli gibi intikam almak istiyen yanım susturuyordu. Sanırım annem haklıydı. Eğer tek taraflı oluyorsa yanan yanlızca sen oluyorsun. Yinede içimdeki acıya rağmen gülümsedim. Sızlayan kalbime elimi bastırdım. Hayatı boyunca kimsenin duygularıyla oynamadım ben. Ama gel gör ki korktuğun yerden vuruyor hayat.
Aldığım nefesler yetmiyordu işte! Camı açıp nefes almaya çalıştım. Ama olmuyordu işte! Sanki daha fazla nefese ihtiyacım varmış gibi derin derin nefes almaya çalıştım. "Nalet olsun sana!" diyip elimi direksiyona vurdum. Canım acıyordu! "Ulan beni kandırmana mı yanayım, yoksa o gece başka bir kadınla-" Diyip dudaklarımı bir birine bastırdım. Gözümden ardı ardına akan yaşlar artık dur durak bilmiyordu. Olabildiğince bağırdım. "Madem oyun oynamak istiyorsun! Oynayalım ozaman!" Diyip sinirle göz yaşımı sildim. Çünkü biliyordum içimde tutarsam beni bitirecekti. Ve ben eğer bu oyunu kazanmak istiyorsam bunu yapmam şarttı. "Sana yemin ediyorum acı çekeceksin Burak! Yemin ediyorum bunun bedelini çok ağır ödeyeceksin!!" Yanlız başıma kalmak istediğim de genellikle orman evine gelirdim. Ben bilmesemde alışkanlıkla yine kendimi orman evinde buldum. Bu ev benim için çok farklıydı. Şehirden uzak en güzel manzarasını sunardı bana, kusursuzdu bu ev benim için. Bütün gece burada düşünüp yapmam gereken en doğru şeyi bulmalıydım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde, ilk işim banyoya girmek oldu. Başımdan akan sıcak sudan daha çok, göz yaşımın sıcaklığı rahatsiz etti beni. Sesizce dökülen göz yaşlarımın yerine hıçkırıklarım esir aldığında, dizlerimin üzerine çöküp sesli bir şekilde ağlamaya devam ettim.
Gözlerimi kırpmadan karşımdaki kapalı televizyona bakmaya devam ederken, sesli bir nefes alıp başımı geriye yasladım. Bir süre sonra kapalı olan telefonumu elime alıp uçak modunda çıktım. Salonda yankılanan sesle irkildim. Telefonum çalıyordu. Gördüğüm isimle hızla kaydırıp kulağıma dayadım. "Canım" diyen Alex'in sesiyle ağlama isteğimi bastırdım. "Seni çok özledim." dedim ağlamaklı bi sesle "Ne oldu senin neyin var? Ağlıyor musun sen?" dediğinde ağlayarak cevap verdim "Evet canım çok yanıyor! Sanki görünmez bir güç boğazımı sıkıyor gibi!" "Bak güzelim sakin ol ve bana ne olduğunu anlat." diyince sakinleşmeye çalışarak konuştum. "Biri benimle çok kötü oynadı ama bilmediği şey bu oyun onun için eğlenceyken benim için bir cehennem." Kalabalık olan sesler sessizliğe dönüştü. Sanırım sessiz bi yere geçmişti."Bak şimdi sakin bir şekilde nefes alıyorsun. Şöyle düşün cehennem kuyunun en dibidir. Şuan dipte olabilirsin ama biliyorum ki o dipte çok güçlü bir şekilde çıkacaksın. Çünkü sen Duru'sun ve ben yine eminim ki kalbini kıranı en derinden kıracaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah kuğu (Tamamlandı)
Teen Fiction*********** "Çok mu akıllısın sen. Kitabın özetini okumak kitabı okuduğun anlamına gelmiyor. Seni en son yanıltan kitap hangisiydi?" Dediğin de gözlerimi kısıp Burağ'a döndüm. " En azından kitap da ne olacağına, yada kitabın nasıl biteceğini anlayab...