23. bölüm

3.5K 116 7
                                    

Multi: Yeliz ve Can

Yeliz'den...

Off nerdesin be Burak ya? Bir kaç defa daha zile bastım ama Burağ'ın evde olmadığı apaçık ortadaydı. Yanağımı şişirip nefesimi dışarı bıraktım. Sağa sola baktıktan sonra arabama doğru yürüdüm. Aslında yurt dışından dönmeye niyetim yoktu ama işler istediğim gibi yolunda gitmedi. "Kime bakmıştın kızım?" Duyduğum sesle yan tarafa döndüm. "Şey ben Burağ'a bakmıştım ama sanırım evde değil?" Diyip karşımdaki şirin kadına baktım. "Aa onlar bizim çocuklarla ormana kamp yapmaya gittiler kızım." dediğinde gülecek gibi oldum. Burak ve kamp "Çok teşekkür ederim. Rica etsem tam olarak hangi ormana gittiğini söyleyebilir misiniz?" Diyip kadına yaklaştım.

"Hay Allah ya resmen kayboldum!" Ellerimi belime yaslayıp nefesimi dışarı bıraktım. "Sanırım ciddi anlamda  kayboldum." Kendi kendime söylenip yürümeye devam ettim. Hayır birde karanlık çöktü iyi mi. "Eh be kızım. Ne işin var senin ormanın derinliklerinde!"  Yakınlarda gelen hayvan sesleri, beni daha çok tedirgin etmeye başladığında adımlarımı hızlandırdım. Sesler gittikçe yakınlaştığın da gözlerim büyüdü. Bir anlık arkama bakmamla dengemi kaybedip düşmem çığlık atmam bir oldu. "İyi misin?" diyip tepemde dikilen kişiye baktım. "Manyak misin sen be! Ödüm koptu sen hala iyi misin diyorsun." Diye söylenip derin derin nefesler aldım. "Bende tam sana onu söyleyecektim. Manyak misin sen bu saatte ormanda tek başına ne işin var?" dediğinde yüzüne ters bir bakış attım."Belamı arıyordum ve sanırım buldum." Aslında şuan oldukça rahattım. En azından artık yanlız değildim.

"Ne yazık ki bela belayı çekiyor" diyip sırıttığında alttan yüzüne baktım. "Bela olduğunu kabullenmen de güzel." diyip omuz silktim. "Belalı olduğumuzu bilmen de iyi birşey" diyip aynı şekilde omuz silkti. Çemkirmek üzereyken gözlerimi kıstım. Aklıma gelen şeyle ağaya kalkmaya çalıştım. Bir anda inleyip ayağımı tuttum. "Ne oldu bir yerin mi incindi?" dediğinde başımı  sallayıp konuştum. "Evet bileğim sanırım bileğimi incittim." diyip tekrar acıyla inledim. Eğilip beni kucağına aldığında kollarımı boynuna sardım. "Hâlâ burada ne aradığını söylemedin." diyip yürümeye başladı. "Burada kamp yapan arkadaşlarımı bulmaya geldim ama sanırım kayboldum." Yürümeye devam ederken bir anlık yüzüme baktı. "Ben biliyorum nerede olduklarını. Gelirken bir grup kamp yapan genç görmüştüm." dediğinde rahat bir nefes aldım. "Lütfen beni oraya götürür müsün. Eğer yakınsa tabi." Dediğimde bir anlığına gözlerimiz buluştu. "Yakın. Biraz daha ilerlesen bulurdun zaten." diyip bakışlarını kaçırdı. Daha fazla konuşmadan sessizce ona sokuldum.

Kamp yerine geldiğimizde yükselen seslere kulak kesildim. "Anlamıyorsunuz gördüm diyorum size neden kimse bana inanmıyor!" diyip sırtı bize dönük olan kıza baktım. Herkes bana şaşkınca bakarken, sırtı bana dönük olan kız yüzünü döndü ve dönmesiyle çığlıkların yükselmesi bir oldu. "Katil!" Nidaları havada uçuşurken, ben olan biteni anlamaya çalışıyordum.

Duru'dan..

Arkama dönmemle çığlık atmam bir oldu. Bura'ğın koluna yapışmış bir halde ormanda beliren yansıtmaya baktım. Emin olmak için gözlerimi iyice kıstım. Bu o kızdı Yeliz denilen kızdı. Bizim ona şaşkınca baktığımız gibi oda bize aynı şekilde bakıyordu. "Ne işin var senin buralarda, bu saatte bir adamın kucağında?" Burağ'ın konuşmasıyla ona baktım. "Çek lan elini!" diyip beni yanına çeken Berk'e oflayıp söylendim. "Neden beni unutmak yerine beynine kazıyorsun? Bence beni unutup yanındakine odaklansan çok iyi olur. Böyle Zehra'ya da ayıp oluyor." Diyip mahsumca Zehra'ya baktım. Zehra Berk'e ters ters bakıp söylendi. "Doğru söylüyor sevgilin var sonuçta senin!" Zehra kavgaya hazır bir şekilde beklerken, Yeliz'in sesi yükseldi. "Amerika'dan dönmek zorunda kaldım. Sana geldim ama evde değildin. Bende yerini öğrenip geleyim dedim ama sonuç bu." Diyip kendini gösterdi.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin