35. bölüm

2.3K 82 1
                                    





........




"Duru iyi misin güzelim?" Zehra'nın sesiyle duvara sabitlediğim gözlerimi ona çevirdim. "Burak çekip gitti. Bugün tam iki gün oldu. Ne arayıp ne sordu. Hiç mi merak etmiyor beni?" Diyerek iç çektim. Oysa benim en çok ona ihtiyacım vardı. Onunda bana ihtiyacı vardı. Bunu hissediyordum. "Sende biliyorsun Burak sensiz yapamaz. Bırak biraz yanlız kalsın hem o senin hamile olduğunu bile bilmiyor." Omuz silktim. "Yinede ben onu istiyorum. En çok ona ihtiyacım var. Hem biliyorsun babamla aram kötü, çok kızgın bana." Babam hamile olduğumu öğrendiğinden beri konuşmamıştı benimle. "Babanı biliyorsun Duru. Bırak kızgınlığı geçsin. Ona biraz zaman tanı." Herşey neden bir anda böyle kötü oldu anlamadım.

"Buse iyi mi? O nerede?" Başımı dizime yaslayıp Zehra'ya baktım. Aklım hep Buse deydi. "O iyi merak etme. Annesini ve babasını buldu yıllar sonra, sence nasıl olsun. Tabi Burak kısmını saymazsak. Üstelik Lale teyze Bura'ğa ulaşmak için herşeyi yapıyor muş." Yüzümü huysuzca astım. "O kadın Bura'ğı haketmiyor hep onun yüzünden zaten." Bura'ğa çocukluğunu zindan etmeseydi belki bugün bunlar olmayacaktı. "Onu dinlemedik henüz. Ne yaşadığını bilemeyiz Duru. Onu anlamak çok güç sende biliyorsun bir kadın için çok zor bir durum." Başımı kaldırıp ona baktım. "Ne olursa olsun, o bir çocuktu sonuçta." İç çekip gözlerime baktı.

"Evet o çocuk haklısın, ama bazen düşünüp kendimi onun yerine koyuyorum, Berk bana böyle birşey yapmış olsaydı, inan o piskolojiyle o çocuğa nasıl davranacağımı bende bilemezdim. Birde o yönden düşün. Ve şuan Lale teyze çok karışık, öyle bir yalanın içinde kalmış ki, bunu ona yaşatan o kadını diriltip bir daha öldüresim geliyor." İçimi saran nefretle gözlerimi kapadım. Bir kadın bir kadından nasıl olurda evlatlarını canını ayırırdı. Hangi neden buna sebep olur ki. Nasıl bir vicdan yapar bunu aklım almıyor. "Öyle de ne bileyim." Benim aklım tamamen Burak'taydı aslında. Ne kadar ararsam arayım açmayacağını anladığım an, aramayı bırakmıştım.

Beni sevdiğini ne kadar bilsem de, beni yanında istememesi canımı yakıyordu. Ben ona iyi gelirdim oysa. "Sen sıkma canını bebeğini düşün biraz lütfen." Eli karnıma gidince anca fark ettiğim, bebeğim aklıma gelince, bencilce davrandığı mı fark edip, içimde hissettiğim suçlulukla dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. İki gündür doğru düzgün birşey yiyememiştim. Anneler bencil değiller oysa ya ben. "Haklısın sanırım, birşeyler yesem iyi olacak galiba." Diyerek doğruldum. "İşte böyle, hadi bakalım mutfağa." Zehra'ya gülüp odadan çıktım.  Aşağı inip mutfağa doğru yürüdüm. Bebeğimle karnımızı doyursam iyi olacaktı. Mutfağa yürürken, dışarı çıkmak için ayaklanan babamla karşılaştım. "Baba biraz konuşalım mı?" Babam bana uzunca baktıktan sonra başını birşeyleri sindirmeye çalışıyormuş gibi salladı. "Sonra Duru sonra." Diyip yanımdan geçip gitti. Gözlerim dolarken mutfağa doğru yöneldim. Belki de babam hiç konuşmayacaktı benimle? Burnu mu çekip dolabın kapısını açtım.

Bir taraf da yemek yiyip bir taraf da ağlarken akan burnu mu çektim. "Kızım." Annemin sesini duymamla göz yaşlarım daha da çoğaldı. "Anne babam benimle hiç konuşmayacak mı?" Elimle göz yaşımı silerken annem yanıma gelip, yüzümü kendine çevirdi. "Kızım babanı biliyorsun sadece sana kızgın biraz. Ona zaman vermen lazım güzel kızım." Huysuzca omzumu silktim. "Babam benimle konuşsun, Burak'da gelsin. Eğer bunlar olmazsa daha çok ağlayacağım anne." Annem akan göz yaşlarımı silerken Berk ve Zehra mutfak kapısından göründü. "Neler oluyor burada? Siz ikiniz ne diye ağlıyorsunuz?" Berk'in sorusuyla annemin ne zaman ağlamaya başladığını bile anlayamamıştım. "Ben ağlamıyorum ki, sadece babam benimle konuşmuyor, birde bebeğimin babası ortada yok." Berk bana doğru gelip yanıma oturdu.

"Babam seninle elbette konuşacak, sadece zamana ihtiyacımız var. O Burak itini dersen, iyi bir dayağı hakketti pezevenk." Beni kolları arasına alan Berk'e gözü yaşlı bir şekilde baktım. "Bebeğimin babasına pezevenk deme lütfen." Huysuzluğuma bakıp iç çekti. "Sil o göz yaşları, yemin ediyorum sen böyle ağladıkça ben o iti öldürmek istiyorum." Burnu mu tekrar çektim. "Tamam ağlamıyorum bak." Gözlerimi iyice açıp ona baktım. "Çek şu sümüklü burnunu, tamam anladık ağlamıyorsun." Önümdeki çikolatadan bir kaşık daha alıp ağzıma götürdüm. "Kızım sen bu kadar pis bir insan değildin. Bu ne halin lan." Yüzümü işaret edip söylenen Berk'i takmadan, önümdeki çikolatayı yemeye devam ettim.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin