16.bölüm

4.7K 139 6
                                    

....
Yatağımda sırt üstü uzanmış tavanı izlerken telefonuma ardı adına gelen bildirimlere aldırmadım. Şuan düşündüğüm tek şey Burak ve nişanlısıydı. Böyle birşey nasıl olabilirdi? Derin bir nefes alıp telefonu elime aldım.
Gelen kutusu:
Odun
"O manyak benim nişanlım falan değil! Yemin ederim ondan kurtulmak için herşeyi yaptım ama olmuyor. Bir şekilde nereye taşınırsam taşınayım buluyor beni ruh hastası!"
Hah tabi bende yedim. Madem öyle ozaman neden evindeydi peki? Gözlerim sinirle büyürdü. Üstelik kapıyı o açtı sanki kendi eviymiş gibi! Çalan telefonla ekrana baktım. Burak olduğunu görünce telefonu uçak moduna alıp komodinin üzerine bıraktım. Olanları düşünmek yerine yatağa uzanıp örtüyü üzerime çektim. Bence kızlarla bir tatile gitsek fena olamayacaktı. Hoş Berk'in artık Zehra'nın peşini barakacağını hiç sanmıyorum. Düşüncelerime bir son verip gözlerimi kapattım. En iyisi uyumaktı.

Duyduğum hafif tıkırtı sesleri ile bir birine yapışan kirpiklerimi açmaya çalıştım. Beni rahatsız eden sesini ne olduğunu anlamaya çalıştım bir süre. Yatakdan doğrultup balkona baktım. Gözlerim gördüklerinden emin olmak için bir kaç kez üst üste kırpıştırdım. Hızla yatakdan kalkıp cam duvara doğru gittim. Elini yaslayıp sinirle konuştu. "Aç şunu! Yemin ediyorum beni delirtiyorsun Duru! Ne diye kapatıyorsun kızım o telefonu. Sana anlattım olanları ve sen buna rağmen o siktiğim telefonu kapatıyorsun!" gözlerimi kısıp ona ters bir bakış attım. "Peki ne işi var senin evinde? Üstelik kendi eviymiş gibi kapıları açmak nişanlısıyım demeler! Kimden alıyor bu cesareti?" Diyip derin bir nefes aldım.  "Manyak dedim ya! Kafayı takmış işte bana. Nereye taşınırsam taşınayım buluyor beni bir şekilde! Aç şu kapıya da öyle konuşalım Duru." Kapıyı açıp ona bakmadan yatağa geçip oturdum.

Burak içeri girip yanıma oturunca ona alttan bakıp "Manyak veya değil. O kızı o saate evine almasaydın." Diye söylendim. Aklıma gelen şeyle sinirle konuşmaya devam ettim. "Sakın bana hala evimde deme!" Başını salladı. "Hayır tabiki de bir şekilde gönderdim." "Bir şekilde göndermiş mış. Bu nasıl bir saçmalık ya! Ne geçti de aranızda bu kadın evine gelme cesareti bulabiliyor hala aklım almıyor ya!"  "Hiç birşey geçmedi aramızda. Okadar manyak ki kendi kendine yazıp oynuyor sonrada biz yaşamışız gibi davranıyor. Tek olan şey küçükken annemin ona gelinim olacak demesi. Aramızda bundan başka birşey olmadı. " "Annen gelinim mi demiş ona birde" dedim dehşetle. Parmağı mı göğsüne sertçe vurup hırçınca konuştum.  "Sen varya sakın benim gözüme gözükme! Git annenin gelinim dediği o çatlak kadının yanına." diyip ondan uzaklaştım.

Şaşkınca iki elini yana açtı. "Peki bunda benim suçum ne?" Gözlerimi kısıp yüzüne baktım. "Senin suçun" deyip bekledim. Kahretsin hiç bir suçu yoktu.  "Senin suçun beni ilgilendirmiyor tamam mı. O kız senin evine falan giremez! Yemin ediyorum boğarım o kızı." Diyip nefes nefese yüzümdeki saçlarımı geriye yasladım. Burak'dan ses çıkmayınca yüzüne baktım. Ağzım açık bir şekilde konuştum. "Gülüyor musun sen birde utanmadan!" Başını sallayıp belimden tutup beni kendine çekti. "Beni sahiplenmen çok hoşuma gitti." Gözlerimi kısıp omuzunu dürttüm. "Beni böyle değişik laflarla kandıramazsın. Aklımı karıştırıp durma" diye huysuzca konuştum. Beni kollarının arasına alıp derin bir iç çekti. "Ne yapacağım ben seninle inan hiç bilmiyorum. İçime öyle bir işlemişsin ki ne yapsam gidemiyorum senden. Öyle birşey ki bir yanım senin tarafından işgal edilmiş gibi" Sanırım iyi birşeyler söyledi. "Bu iyi birşey mi?" "Senin için iyi benim için kötü birşey" Dediğinde geri çekilip yüzüne baktım. Hiç birşey söylemeden yatağıma girdim.  "Oldu ozaman sen gidebilirsin. Uykum var benim. Uyuyacağım." Diyip örtüyü üzerime çektim.

"Bence seninle kalmalıyım. Yanlış anlama can güvenliğim söz konusu." Dediğinde yüzüne baka kaldım." Ne saçmalıyorsun sen?" Ben daha ne dolduğunu anlamadan yatağa sırt üstü uzanıp gözlerini kapattı. "Saçmalamak değilde biliyorsun işte kızlar rahat bırakmıyor." dediğinde öfkeyle onu yatakdan ittim. "Ah! Kızım derdin ne senin?" "Derdim falan yok! Çift kişilik uyuyamıyorum ben." Diyip gıcık gıcık ona baktım. Yerden kalkmadan yüzüme baktı."Sen şimdi bu yatak da Zehra ve Buse'yle uyumadın mı hiç?" Sorusuyla bir elimi savurdum. "Onlar başka karıştırma onları. Sana alerjim var hayatta uyumam seninle! Şimdi çık git evine" dediğimde zorluk çıkartmadan ayağa kalktı. "Peki madem. Artık yeliz gece bir şekilde evime girip namusuma göz dikerse bunun sorumlusu sen olursun." diyip geldiği yere doğru yürüdü. Gözlerim büyürken hızla konuştum. "İyi be birşey mi dedik. Şu koltukta uyu işte!" diyip başımla koltuğu işaretledim.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin