39. bölüm

2.3K 80 2
                                    



....


Sabah gözlerimi açtığımda, kendimi Bura'ğın üstünde sıcacık kolları arasında buldum. İçimi çekip elimi Bura'ğın yanağına götürdüm. İçimi saran bu yoğun duygu beni başka yerlere sürüklerken, mümkünmüş gibi biraz daha sokuldum ona. Ömür boyu bu sıcaklığın içinde yaşamak istiyordum. Ona sokulup dururken Bura'ğın gözlerini açmasıyla, yüzümü boynuna sakladım. Boğazımı temizleyip boğuk çıkan sesimle konuştum. "Günaydın." Örtüyü üstümüze çekip beni biraz daha sardı. "Günaydın. Bakıyorum da keyfin yerinde gibi." Başımı boynundan kaldırıp yüzünü inceledim. "Hım keyfim gayet yerinde." Gülümsedi "İnan bana benim kadar değildir." Gözleri arsızca parlayan Bura'ğa kısık gözlerle baktım.

Baktığı yere bakınca göğüslerime baktığını anlayıp aşağı doğru kaydım. "Pis sapık." Gülerek beni kendine çekti. "Onlar artık benim. Benden saklamana gerek yok." Tenine sokulurken huysuzca surat astım. "Nereden senin oluyor benim bir kere onlar." Gülüşü kulağıma dolduğunda başımı kaldırıp gülüşünü izledim. Neden bu kadar güzel gülüyordu ki? Dudakları dudaklarıma dediğinde iç çektim. Çalan telefonumla kapattığım gözlerim anında açıldı. Balayı sabahında kim arar ki bizi?  Bura'ğın üstünden kalkmadan, elimi telefona uzatıp ekrana baktım. Zehra'nın aradığını görünce, şaşkınca aramaya cevap verdim. "Ben annemin evine gidiyorum. Şu öküze daha fazla katlanamayacağım!" Dediğinde biraz doğrulup dirseğimi bura'ğın göğsüne yasladım.  "Ne? Ne saçmalıyorsun sen, neler oluyor?" Diye söylendim. "Ne olacak. Berk efendi kızım olacak diyip duruyor. Neden onun dediği olacak miş!" Gözlerim Bura'ğa kaydığında dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm.

"Pekala, bence de sen annenin evine git." Zehra bir süre sessiz kalıp onu gitmemeye ikna etmeyeceğimi anlamış olacak ki sakince konuştu. "Neyse tamam. Ben seni rahatsız etmeyeyim. Karı koca arasında olur böyle şeyler canım. Görüşürüz." Telefonu yüzüme kapatınca gülerek telefonu komodinin üzerine bıraktım. "Beterin beteri vardır kelimesi bu olsa gerek." Bura'ğın sözleri daha çok gülmeme neden olurken kendimi tekrar Bura'ğın üzerine bıraktım. "Hadi uyuyalım." Dediğimde beni kolları arasına alsa da, dili başka bedeni başka konuşuyordu. "Kalk kadın, bana yemek yap." Kesinlikle bu kollar arasında çıkmaya niyetim yoktu. "Ne! Saçmalama balayındayım ben. Yemek falan yapamam." Kurduğum saçma cümleye ben bile anlam vermezken Burak anında fikir değiştirdi. "Önemi yok. Ben başka şekilde de karnımı duyururum." Cümlesini algılar algılamaz doğrulmaya çalıştım. "Pekala bende acıktım. Hadi gidip yemek sen." Kollarından yüzüm asık bir şekilde çıktım. Yataktan çıkıp Bura'ğın kalmamasını bekledim. Burak eliyle saçlarını geriye tarayıp yüzüme baktı.

Hayır anlamıyorum insan balayında yemek yermi hiç. "Yemeği neden ben yapıyorum?" Elimi karnıma sarıp iç çektim. "Çünkü ben hamileyim ve çocuğum yemek yapmayı sevmiyor." Diyerek banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Yüzümü kuruturken Burak banyoya girdi. Aynı anda odadan çıkıp kapıyı çektim. Merdivenlerden inerken o önde ben arkasında yürüyordum. Dönüp omzunun üstünden bana baktı. Bunu çok düşünmüş olacak ki gözlerini kıstı. "Benim kızım yemek yapmayı gayette seviyor." Gözlerim kısılırken hala bana öylece baktığını gördüm. Neye baktığını anlamaz bir şekilde eğilip kendime baktım. Üstümde sadece tişört vardı. Bacaklarımın büyük kısmı açıktı. Tişörtü çekiştirdiğimde güldü.

"Manzara mı neden bozuyorsun?" Gülerek önüne dönüp yürümeye devam etti. Belki de konuyu değiştirmek için, Bura'ğın arkasından yürürken söylendim. "Neden ikide bir kızım diyip duruyorsun?" Omuz silkti. "Çünkü sana benzeyen bir kızım olsun istiyorum. Senin gibi eşi benzeri olmayan bir kız çocuğu." İçimi çekmeme engel olmazken elimi karnıma yasladım. "Bende sana benzeyen bir oğlum olsun istiyorum. Eşi benzeri olmayan bir kalbe sahip." Mutfağa geçtiğimizde çok normal birşey miş gibi keyfiyle konuştu. "Birtane daha yaparız sen merak etme." Gözlerim kocaman olurken şaşkınca sırtına baktım. "Ne sen delirdin herhalde!" Gülüşü kulağıma dolunca sinirle konuştum. "Benimle dalga geçiyorsun değil mi?" Dediğim dönüp yüzüme baktı. "Ben gayet ciddiyim." Saçlarımı hırçın bir şekilde geriye yasladım. "Onu da sen doğurursun artık." Diyip konuyu kapattım.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin