28.bölüm

2.5K 91 6
                                    




.......

"O sana bakarak mı sevgilim dedi, yoksa bana mı öyle geliyor Can?" Kısık gözlerle Yeliz'e baktım. Hı Burak olmadığına göre sorun yok. Suratım birden düştü. Tamda dövmek için hazırlanıyordum. Anında durdum. Bir dakika. Hala dövebilirim. Sonuçta Yeliz'i aldatmış bulunuyor değil mi?  "Tamda bana diyor canım. Hoş geldin güzelim büyük sürpriz oldu benim için. Ne zaman geldin?" Diyerek kıza sarılınca ağzım açık izledim. Demek ki Can açık saçık aldatanlardan. "Biri bana burda ne olduğunu anlatacak mı!!" Yeliz'in sesiyle ona döndüm. Bir ona bir buna derken yorulup yanımda duran Burağ'a yaslandım.

"Bu kim?" Diyerek Can'dan ayrılan kıza kaydı bakışlarım. Vay be demek o kadar da samimilermiş. Ben şimdi Yeliz'in yerinde olacaktım var ya. Yeliz anı hareketiyle irkildim. "Ben mi kimim?" Diyerek hışımla kızın saçına uzandı ama bir kol buna engel oldu. "Ne yapıyorsun Yeliz delirdin mi?" Diyip şaşkınca Yeliz'e bakan Can'a baktım. Tabi bende en az Can kadar şaşkındım. Benim şaşkınlığım Can'ın verdiği tepkisindeydi. "Ne yapıyorum öyle mi?" Diyip gerçeklikten uzak bir gülüş sergileyen Yeliz'e kaydı bakışlarım. "Sadece senden ayrılıyorum o kadar!" Diyerek arkasına döndüğü gibi Can kolundan tutup kendine çekti. "Güzelim tanıştırayım Azra kız kardeşim. Belli ki bana sürpriz yapmış." Dediği gibi yaslandığım Burak'dan ayrılıp ellerimizi birleştirdim. Burak hareketime gülümseyip, parmaklarını parmaklarıma sardı. Kimse kusura bakmasın kız güzel sonuçta.

"Kız kardeşin mi?" Diyip sertçe yutkunan Yeliz'in yüz ifadesi gülmeme neden oldu. Kendi kendine konuşup gergince yerinden sallanarak, elini saç diplerine karıştırıp, utançla Azra'ya baktı. Azra gülerek Yeliz'e bir adım attı. "Merhaba sanırım sende yengem oluyorsun." Diyip kollarını ona dolayınca Yeliz şaşkınlığı bırakıp ona karşılık verdi. Benim aklım ise başka yerdeydi. Daha fazla dayanamayıp Burağ'ın kulağına yaklaşıp dudaklarımı araladım. "Sence de güzel kız değil mi?" Burak bana yandan bir bakış atıp, oda aynı benim gibi kulağıma eğildi. "Bence senin kadar değil." Ben hayran hayran yüzüne bakarken, yanağımdan bir öpücük bırakıp kolunun altına girmemi sağladı. Keyifle kolumu beline sarıp içeri geçtik.

Hep birlikte salona oturmuş koyu bir sohbet içine girmiştik. Ve ben sanırım Azra'yı sevmiştim. Güzel sohbeti vardı. "Bak seni son kes uyarıyorum! Uzak dur benden!" Aniden yükselen sese döndüm. Buse mutfaktan çıkıp peşinden gelen Emre'ye söyleniyordu. "Sadece su içiyordum. Neden senin için geldiğimi düşünüyorsun?" Masumca  konuşsa da aslında ikimiz de biliyorduk Buse için gittiğini. "Çünkü bende çocuktum ya, yada o saf liseli kızlardandım hemen inandım zaten." Emre Buse'nin söylemine gülüp omuz silkti. "Bence tam bana göresin. Asi, güzel, hırçın, ateşli en sevdiğimden." Ben söylediklerine ağzı açık bakarken Buse durup Emre'ye baktı. Emre elini Buse'nin yüzüne gelen saç tutamına uzatınca, Buse hızla kolunu tutup ters çevirip kendine çekti. "Az önce ki konuşmalarını bir daha tekrarlasana?" Diyip sırıttı. Emre acı çeken yüz ifadesiyle bile sağlam duruyordu. "Sen ne yaparsan yap ama ben senden hoşlanmaya devam ediceğim ve sen ne yaparsan yap bu düşüncem değişmeyecek. Ayrıca sana şiddet hiç yakışmıyor." Buse'nin boşluğuna gelmiş olacak ki, Emre Buse'yi kolundan tutup ters çevirdiği gibi sırtını göğsüne yasladı. "Şu vahşiliğini hiç birşeye değişmem. Hem vahşi hem güzel." Buse karın boşluğuna dirsek atıp ondan uzaklaşarak homurdandı. "Dengesiz." Diyerek yerine oturdu. Emre gülerek Buse'nin yanına geçip oturdu. Kolunu bilerek arkasına atıp bacak bacak üstüne atarak geriye yaslandı.

"Huu bence çok ateşliydi be! Buse kızım sende fazla naz yapma valla evde kalacaksın bu gidişle haberin yok." Zehra'nın konuşmasıyla başımı geriye yasladım. Şu kız ne zaman Buse'yi delirtmeyi bırakacak hiç bilmiyorum. Ama bence sağlığı için konuşmama hakkını kullansa hiç fena olmayacak. Buse ayaklanınca Zehra çığlık atarak Berk'in üzerine çıktı. "Tamam ya demedim birşey be!" Berk Zehra'nın haline gülerken, Buse tekrar yerine oturdu. "Böyle gülme öpesim geliyor seni." Burağ'ın sesini duyunca bakışlarım yüzüne çevirdim. Bir süre gözlerinin içine baktım. Gözleri girdap gibi insanı kendine çekiyordu. Derin bir çekip elimi yanağına yasladım."Gözlerin çok anlamlı bakıyor." Dediğim yanağını avucuma yasladı. "Sadece sana öyle bakıyorlar." Kalbim heyecanla çarparken, öksürük sesiyle homurdanarak Burak'dan ayrıldım. "Ne oluyor orada fısır fısır?" Diyen Berk'e ters bir bakış atıp önüme döndüm. Manyak sevgilisi yanındayken bile gözü bendeydi. "Yok birşey Burak'la gelecekte kaç çocuk yapacağımızı konuşuyorduk." Diyip gıcık gıcık yüzüne baktım. Berk önce ağzı açıldı sonra dediğimi yeni algılamış olcak ki, hızla ayaklanıp Burak'la arama girdi. "Geç lan şu tarafa!" Diyip beni kenara itince iki elimi birden açtım. "Zaten sen ortamıza girdin ya şimdi, biz artık gelecekte çocuk yapamayız değil mi?" "Bana bak senin dilin baya bir uzamış kestirme şimdi bana o dili." dediğine omuz silkip önüme döndüm.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin