15.bölüm

4.8K 151 19
                                    

Multi: Zehra ve Duru

Giden Zehra'nın ardın dan öylece baktım. İyim derken bile çığlık çığlığa yardım edin der gibiydi. Berk bize döndüğünde sinirle yumruğumu sıktım. "Anlamadım? Buna ne oldu şimdi böyle?" Dediğinde daha fazla tutamadım kendimi. "Daha ne olacak Allahın cezası! Daha ne yapacaksın! Senin derdin ne ha? Önce peşinden koşuyorsun sonra merak edip gecenin bir saati kapısına dayanıyorsun! Umut veriyorsun! Sonra gelip burada sürtüklerle gününü gün ediyorsun! Sen zaten yaptın yapacağını Allah'ın belası!" Diyip nefes nefese kaldım. "Kime sürtük diyorsun sen?" Berk'in yanında durup bana üstten bakan kıza daha fazla tahammül edemeyerek bir hışımla saçlarını elime doladım. "Sana dedim sana! Ne olacak ne yapacaksın? Sürtüksün sen kızım. Milletin altına girmeye hevesli olan mide bulandırıcı kadınlardansın!" deyip artık bütün gücümle saçlarına yapıştım. Anlamadığını şekilde göz yaşlarım akıyordu. Zehra'nın akıtamadığı yaşları ben akıtıyordum. "Bırak sana be! Manyak mısın sen?" Bir kaç kişi arayı girip onu elimden alınca, bu kes Buse atıldı kızın üstüne.

İnsanların elinden kurtulup yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına yasladım. Göğsüm hızla inip kalkarken bakışlarım Berk'i buldu. Bakışları bakışlarıma kesiştiğinde hızla konuşmaya başladı. "Ben birşey yapmadım. Kadın birden yapıştı bana! Ayrıca öyle olsa bile Zehra'nın bana tavır alması saçma anladın mı?"  Dediğinde güldüm  elimi iki yana açıp sakince konuştum. "Öyle mi peki neden bana açıklama yapıyorsun? Sende çok iyi biliyorsun ki onu kaybettin!" Sonlara doğru ister istemez sesim yükselmişti. Derin bir nefes alıp parmağımı göğsüne vurdum. "Sakin birdaha benimle konuşma!! Sen varya koca bir aptalsın aptal!!" Buse yanıma geldiğinde vakit kaybetmeden oradan ayrıldık.

Bir süre arabada durup öylece karşıya baktım. Aklımda fikrimde Zehra'daydı. Gözlerinde gördüğüm acıya bizzat şahit olmuştum. Yinede yanlız kalmak istediğinde kendiyle halletmesi gerektiğini bildiğim için sessiz kaldım gidişine. Sıkıntılı bir nefes alıp arabadan indim. Baskışlarım bir süre evimle Burağ'ın evi arasında gidip gelirken, kararlı adımlarla Burağ'ın evine doğru yürüdüm. Parmağımı zile basıp bekledim. Kapı açıldığında hiç birşey demeden kollarımı Burağ'ın boynuna doladım.  Burak şaşırmış olacak ki bir süre sonra kollarını belime doladı. Bu hareketiyle rahat bir nefes aldım. Sanki bir çok şey geçmiş gibi geldi bana. Sarılışı öyle güzel öyle samimiydi ki. Geri çekilip elimi tuttu. Kapıyı kapatıp salona geçtik.

Koltukta yüzümüz bir birine dönük bir şekilde oturmuş konuşmadan bir birimize baktık bir süre. Sanki gözleriyle anlatıyordu bir şeyleri. Daha fazla sesiz kalmadan sakince dudaklarını araladı.  "İyi misin?" Dediğinde hafifçe gülümseyip başımı salladım. "Değildim ama şuan biraz iyi gibiyim." Dediğimde elimi tutup beni kucağına çekti" "Gel buraya." Bir anlık şaşkınlığımı bırakıp kucağına yerleştim. Kollarını belime dolayıp sıkıca sardı. "Gözlerin ne kadar kırıldığını ele veriyor." Dediğinde dudaklarımı bir birine bastırdım. Bir süre daha bekleyip tekrar dudaklarını araladı. "Anlatacak mısın artık. Seni böyle durgunlaştıran ne oldu?" Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. "Berk Zehra'yı çok üzüyor. Aslında farkında değil ama Zehra'ya karşı boş değil. Buna rağmen üzüyor işte. Eğer böyle devam ederse ciddi anlamda onu kaybedecek." Diyip sessiz bir çektim.

"Sanırım sen haklısın. Yani özür dilerim Duru." Burağ'ın sözleri kulağıma dolduğunda başımı kaldırıp yüzüne baktım.  "Neden özür diliyorsun anlamadım?" Avuç içini yanağıma yaslayıp gözlerime baktı. "Seni kırdım. Hani dedim ya elini tutup insan içine çıkamam. Aslında kimseyle sevgili olmadım daha önce. Yani sanırım seni üzmekten daha çok kırmaktan korkuyorum. Demek istediğim becerebilirmiyim bilmiyorum." Şaşkınca yüzüne baktım. "Nasil yani? Hiç sevgilin olmadın mı? Kimseyle yani birşey olmadı mı aranızda?" diyip gözlerimi büyüttüm. Burnuma dokunup gülerek konuştu.  "O iş ayrı sevgili işi ayrı. İkisi çok farklı ufaklık. Sevgili olmadan da yapılıyor o işler" dediğinde sinirle kucağından kalktım. "İyi neyse ne! Çokta meraklı değilim yatak meceralarına." diyip karşı koltuğa geçtim. Gözlerine bakıp sinirle kollarımı göğsümde birleştirdim.

Siyah kuğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin