marriage story | rosékook ✓

•4•

yorum ve oy? Lütfennn
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar❤️

...

•Park Roseanne•

Başımı yana eğerek aynadan son kez kendime baktım. Tam annemin istediği gibi oldukça tatlı görünüyordum.

Hafif dalgalı sarı saçlarımı düzelttikten sonra dudaklarımı birbirine bastırarak rujumu düzelttim.

Dudaklarımın arasından titrek bir nefes kaçtığında gözlerimi kapattım.
Hiçbir şey olmamış gibi davransam dahi içimde fırtınalar kopuyordu.

Kapının gıcırtısını duyduğumda gözlerimi açarak yüzüme hoş bir gülümseme yerleştirdim. Jisoo üzerindeki siyah elbise ve düz saçlarıyla arkamdan bana sarıldığında karnımın üzerindeki elini sıkıca tuttum.

" Kim senden önce evleneceğimi tahmin edebilirdi ki!" Güldüm. O da aynı şekilde gülümsedi ancak gözlerinin dolu dolu olduğunu görebiliyordum.

" Hiçbir şey için geç değil Rosie, bunu yapmak zorunda değilsin." Başımı gülerek iki yana salladım.

Kendini suçlu hissettiğini biliyordum ancak buna gerek yoktu.
Bu tamamen benim kararımdı.

" İş için bunu yapmak benim için sorun değil." Gülümseyerek yüzümü ona döndüm.

" Hadi aşağıya inelim, gelirler birazdan." Başıyla onayladıktan sonra elimi tuttu ve yavaş adımlarla aşağıya indik.

Oldukça gergindim.
Babamın yanındaki yerimi aldım.

Zil çaldığında ses kulağımda çınladı.
Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdığımda sol tarafımdaki Jisoo sıkıca elimi tuttu.
Ona dönüp gülümsedikten sonra gözlerimi kırpıştırarak elimi geri çektim.
Karşı tarafa güçsüz olduğum izlenimini veremezdim.

Jeon Jungkook ismini daha önce elbette ki duymuştum.
Jimin'in arkadaşı olduğunu biliyordum.
Ancak hiç yüz yüze tanışma fırsatımız olmamıştı. Korktuğum için de girip bakmamıştım. Oldukça merak ediyordum.

Kapıdan dört kişi girdi.

Saçları koyu kahverengi, vücudu incecik olan kadın gülümseyerek bana baktı. Üzerinde diz kapağının altında biten dar bir elbise ve siyah topuklu ayakkabılar vardı. Beklediğimden çok daha genç görünüyordu.

Elinden tuttuğu adam Jungkook'un babasıydı. Siyahların arasında çoğalmaya başlayan beyazları geriye yatırılmıştı. Biraz kırışık ancak yine beklediğimden daha genç bir suratı vardı. Yaşına göre oldukça fit sayılırdı. Üzerinde eşiyle uyumlu bir siyah takım elbise vardı. Tatlı görünüyorlardı.

Bakışlarım yanlarında yavaş adımlarla yürüyen iki adama çarptı. Bunlardan biri Jungkook'tu ancak hangisi olduğunu bilmiyordum. Neyse ki ikisi de yakışıklıydı.

Bay ve Bayan Jeon ailemle kısaca sarıldıktan sonra sıra bana gelmişti.

Nerede nasıl durulacağını, nasıl hareket edileceğini çok iyi bilen biriydim ancak sanki donup kalmıştım.

Adamın uzattığı elini sıktıktan sonra beklemediğim bir şey oldu. Adam nazik bir şekilde sana sarıldığında karşılık verdim. Aynı şekilde Bayan Jeon da bana sarıldı. Sadece eşine göre daha samimiydi.

Önüme uzatılan elle gözlerimi kırpıştırdım.
Uzatılan eli sıktığımda gülümsedim.

" Jeon Hoseok, Jungkook'un abisiyim." Gülümsedim.