•13•

14.2K 1.2K 1.5K
                                    

Merhaba nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Bu bölüm daha fazla yorum istiyorum lütfenn. Yorumlar beni yazmaya teşvik ediyor. Ve oy vermeyi de unutmayın lütfenn🥰

ÖNEMLİ
Bu sefer oy sınırı bütün bölümlerin 300 oy olması. Lütfen bana kızmayın çünkü oy sınırı koymazsam hikayeleri devam ettiremiyorum genelde, böyle daha çok sorumluluk alıyorum. Diğer türlü de hemencecik 24 saat olmadan geçiyorsunuz sınırı :( benim de eğitim ve özel hayatım olduğu için anlayış bekliyorum.

İlginiz için çoook teşekkür ederim, sizi çok seviyorum. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar❤️

...

•Park Roseanne•

Başımı yana eğip aynadan kendime baktım.

Fiziken haftalardır, ruhen ise aylardır işkencesini çektiğim gün sonunda gelip çatmıştı ve ben, beklediğiminden de güzel gözüküyordum.
Belki de olmam gerekenden.

Yalnız kalmak için kızlardan biraz izin istemiştim ve onlar da beni kırmamışlardı ancak şimdi isteğimden oldukça pişmandım. Yalnız kalmak, düşüncelerimle olan savaşımı zorlaştırıyordu.

Şimdiye kadar verdiğim savaş beni içten içe çok yıpratmıştı. Sahte bir ilişkinin peşinden sürüklenmek ve 27 yaşındaki bir çocuğu kontrol etmeye çalışmak. Hepsi beni çok yormuştu ve şimdi aynadan kendime bakarken, beni daha zorlu günlerin beklediğini biliyordum ve beni en çok korkutan şey de buydu aslında.

Bir yabancıyla aynı evde yaşamak, aynı yatağı paylaşmak. Ve bunları severek yapıyormuşum gibi davranmak. Bunların hepsi kimseye göstermesem dahi beni o kadar korkutuyordu ki, içten içe beni yiyip bitiriyordu. Gerçek düşüncelerimi ve hislerimi kimseye anlatamıyordum, kimsenin beni anlamayacağını düşünmüyordum veyahut kimsenin beni böyle gardsız görmesini istemiyordum.

Doğumumdan bu güne kadar asla saydam bir insan olmamıştım ben. Ne yaşadıysam içimde yaşamıştım. Ağlasam kendime ağlamıştım, gülsem aynaya gülmüştüm. Acımı, derdimi kendi kalbimdeki mezarlığa gömmüştüm, en azından çabalamıştım. Ancak şimdi adeta kendimi gömdüğüm o toprak beni çürütmeye başlamıştı. Ben acılarımı ve yaralarımı kendi içime gömdüğümü zannederken aslında kendimi gömmüştüm de haberim yoktu.

Ve bugün bunu daha da iyi anlamıştım. Ancak insanlar değişmiyordu işte.
Değişmiyordum.

Bıkkınlıkla nefesimi üfledikten sonra dudaklarımı birbirine bastırarak rujumu düzelttim. Kapı hafifçe tıklatıldığında Jungkook yavaşça başını içeri uzattı ve hazır olduğumu gördüğünde kapıyı tamamen açarak içeri girdi.

Bugün tartışmama sözü vermiştik birbirimize.
Umarım bu sözü tutabilirdim çünkü Jungkook'u sinirlendirmek, en büyük hobilerimden biri haline gelmişti.

Gözleriyle çekinmeden beni baştan aşağı süzdüğünde ben de aynı şekilde onu süzdüm. Her zamankinden farklı göründüğü söylenemezdi. Seçtiğim takım elbise üzerine tam olmuştu. Koyu kahverengi saçları gelişi güzel yapılmıştı ve daima olduğu gibi iki kulağında da küpeleri takılıydı.

Sonunda beni incelemesi bittiğinde bakışlarını gözlerime sabitledi ve gülümsedi.

" Güzel görünüyorsun." Gülerek göz devirdikten sonra tekrar önüme döndüm.

" Bir zahmet." Yavaş adımlarla yanıma adımlayıp birkaç adım arkamda durduğunda gözleriyle hala üzerimdeki gelinliği inceliyor olduğunu farkettim.

Gelinlik tam istediğim gibiydi.
Kabarık ve abartılı değildi. Aksine yalnızca tülden oluşan bir gelinlikti. Sahip olduğu tek detay göğüs ve bel kısmındaki güller, ve belindeki üst üste gelmiş tüllerdi. Balodan henüz kaçmış bir disney prensesi gibi görünüyordum. Sarı saçlarıma hafif bir şekilde maşa yapılmıştı ve sırt dekoltemde sallanıyorlardı. Yüzümde ağırlığını hissetmediğim bir makyaj vardı ve beyaz spor ayakkabılar giyiyordum. Birazdan çıkaracaktım zaten.

marriage story | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin