Merhaba, güzel mesajlarınız ve geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim❤️ Neyse ki endişelenecek bir durum söz konusu değilmiş, bizim kız biraz fazla nazlıymış😅 belki merak edenleriniz olmuştur.
Anlayışınız için teşekkürler, umarım bölümü beğenirsiniz. Bu bölüme oy sınırı koymuyorum çünkü bundan sonraki bölümler kurgu için daha büyük önem taşıyor. Artık 20. Bölümdeyiz sonuçta hep laylaylom gidemeyiz değil mi?
Ancak yine de 300 oy olmadan atmam herhaldehaksjskjs zaten hemencecik geçiyorsunuz. Umarım olaylara çok hızlı girmiş olmam, iyi okumalar!
Yorum sayısında düşüş gördüm ve bu beni üzdü :( lütfen en azından bölüm sonunda genel düşünceleriniz hakkında ufak da olsa bir yorumda bulunun. Teşekkürler❤️
...
•Park Roseanne•
" Ya Jimin! Dökmeden ye şu fıstığı." Uyarımla birlikte Jennie, dirseğiyle yanında oturan Jimin'in karnına vurdu.
" Ya kızım ne temizlik hastası çıktın. Bir maç izlettirmiyorsun." Elimdeki ıslak mendili ona fırlattığımda havada yakaladı.
" Sebildeki damacananın suyu bitmiş." Gözlerimi devirerek Yoongi'ye döndüm.
" Takmaya ne dersin?" Omuz silkip yanıma oturduğunda uzanarak sehpanın üzerindeki cips paketini kucağına aldı.
" Ben takarım." Seokjin'e gülümsedim. Ne varsa eniştemde vardı gerçekten de.
Wendy kucağında ağlayan Heran ile aşağıya indiğinde kaşlarımı çattım.
Ev savaş alanına dönmüştü resmen.
" Ya bağırıp durmayın uyandırdınız kızımı!" Heran elleriyle gözyaşlarını silerken Wendy de askısını ve dağılmış saçlarını düzeltiyordu.
" Rosie alır mısın Heran'ı?" Adeta bebeğini kucağıma fırlattığında güldüm.
Minik canavar gürültüye dayanamamış olmalıydı.
Heran ile birlikte biraz sessizliğin tadını çıkarabilmek adına merdivenlere yöneldim.
Salak arkadaşlarım, NBA maçını bizim evde hep beraber izlemek adına bize sormadan karar almışlardı. Şimdiyse hep beraber salonda yeni başlayan maçı izliyorlardı.
Saat sabaha karşı 3'tü ve kafayı yemek üzereydim.
" Jungkook?" Heran'ın sessizce dökülen gözyaşlarını sildim.
" Ağlama bebişim ağlama yengesi." Kafasından tutarak sarıldım. Şuan Heran'la aynı hisleri paylaşıyordum.
" Lavabodayım!" Jungkook'un sesini duyduktan sonra lavaboya ilerledim ve kucağımdaki Heran ile kapıya yaslandım.
" Başım şişti." Güldü ve elindeki jileti suya soktu. Traş oluyordu.
" Benim güzelim neden ağladı?" Dudak büzerek Heran'a doğru eğildiğinde yanağına minik bir öpücük kondurdu.
" Ya köpük yaptın çocuğumun yüzünü." Jungkook'un yanına geçerek aynadan Heran'ın suratına baktığımda güldüm. Heran da bana eşlik etti. Parmağımla yanağındaki köpüğü sildiğimde Jungkook eğilerek Heran'ın yüzüne daha sulu öpücükler bırakmaya başladı.
Heran cadısının hoşuna gitmiş olmalıydı ki ağlamayı bırakmış, kahkaha atmaya başlamıştı. Gülerek tekrar yanağını sildim.
" Tutsana ellerimi yıkayayım." Jungkook ellerini havluyla kuruladıktan sonra Heran'ı kucağına aldı ve ellerimi yıkamam için çekildi. Ellerimi yıkayıp musluğu kapatmıştım ki yanımdaki Jungkook'un kucağındaki minik cadı tombik parmaklarını amcasının suratına atarak ellerinin köpük olmasını sağladı ve eğilerek adeta yüzümün ortasına küçük elleriyle şaplak attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
marriage story | rosékook ✓
Fanfiction•tamamlandı• Park Roseanne, ablası için Jeon Jungkook'la evlenmeyi kabul etmişti. rosékook 300320 #1 at rosekook, unknown history #2 at fanfiction and bts, unknown history #3 at jungkook, unknown history