Merhaba, hoşgeldiniz <3
Bu bölüm artık gerçekten her şey açığa kavuşuyor. Çok mutluyum.
Lütfen bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar❤️
...
•Park Roseanne•
Gözlerimi hastane odasında açtığımda kısa bir anlığına her şeyin rüya olduğuna inandım. Belki de inanmak istedim bilmiyorum ancak yatağın karşısında Jungkook ile konuşan polis memurları gözümü açtığımı farkettikleri anda bana döndüklerinde dün gece yaşadığımız her şeyin gerçek olduğunun farkına vardım.
" Güzelim, iyi misin?" Jungkook, polis memurlarından bir dakika izin istediğinde odada yalnız kaldık. Yanıma gelip elimi tuttum.
" İyiyim." Gülümsedim ancak kesinlikle içten değildi. Jungkook da bunu farketmiş olmalıydı ki iç çekerek önüne döndü.
" Polis memurları birkaç soru sormak istiyor. Kendini iyi hissediyorsan hemen aradan çıkaralım?" Başımı hafifçe salladığımda yanımdan kalkmaya yeltendi ancak koluna tutunarak engel oldum.
" Benden, nefret etmiyorsun değil mi?" Kaşları kısa bir süreliğine çatıldıktan sonra gözlerini kapattı.
" Tabii ki etmiyorum güzelim, senin hiçbir suçun yok." Dudaklarımı büzdüğümde gözlerimin dolmasına engel olamadım.
" Nereden öğrendin?" Saçlarımı düzelttikten sonra gülümsedi.
" Taehyung'u dövdüren Jaebeom'muş. Gittiğimde onunla karşılaştım. Taehyung baygın yatıyordu. Bana olan biten her şeyi anlattı, Lalisa'yı ne denli gaza getirdiğiyle gurur duydu. Taehyung için ambulans çağırdıktan sonra beklemeden direkt yanına koştum zaten. Neyse ki yetişebildim." Başımı salladım.
" Peki, flash bellek'te ne var da Lalisa bu kadar korktu?" Merak ettiğim o kadar şey vardı ki şu an hepsinin cevabını alamayacağımı biliyordum.
" Bunu sonra konuşuruz, ilk önce sorulara yanıt verelim olur mu?" Başımı salladıktan sonra tuttuğum kolunu bıraktım.
Polis memurları içeri girip birkaç soru sorduklarında tüm dürüstlüğümle sorulara cevap verdim.
Ve ufak bir istekte de bulunmayı unutmadım.
" Lalisa ile konuşmak istiyorum." Jungkook kaşlarını çattı.
" Rosie saçmalama, strese girmeni istemiyorum." Kararlılıkla başımı iki salladım.
" Girmeyeceğim. Lütfen onunla konuşmama izin verin. Evdeyken beni dinlemedi ama dinlemesi gerekiyor. Gerçeği bilmeye hakkı var." Jungkook iç çekerek polis memurlarına döndüğünde daha uzun boylu olan adam bileğindeki saate baktı.
" Sanırım 2 saat sonraya bir görüşme ayarlayabiliriz." Başımı salladım. O zamana kadar hastaneden çıkardık zaten.
Jungkook çıkış işlemlerini halletmek için odadan çıktığında tek başıma kalmıştım.
Derin bir nefes vererek başımı arkaya yasladım.
Hiçbir zaman unutmadığım, yalnızca yüreğime gömdüğüm anılar zihnimde tekrar tekrar dönüyordu adeta. Yaptığımız gençlik hataları, yarını; en basitinden sonucunu düşünmeden yaptığımız hatalarımız bizim sonumuz olmuştu. Sahip çıkamadığım iradem, hayır diyememe acizliğim benim, bizim; en çok da Kun'un sonu olmuştu.
Ard arda yuttuğum ilaçlar, gözümü hastanede açtığım gündüzler ve geceler, milyonlarca intihar girişimi, ağlama, anksiyete krizleri ve daha nicesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
marriage story | rosékook ✓
Fanfiction•tamamlandı• Park Roseanne, ablası için Jeon Jungkook'la evlenmeyi kabul etmişti. rosékook 300320 #1 at rosekook, unknown history #2 at fanfiction and bts, unknown history #3 at jungkook, unknown history