marriage story | rosékook ✓

•32•

Aslında çok içime sinen bir bölüm olmadı ama bekletmemek adına yayımlıyorum. Bu bölüm duyguları aktarmakta biraz sıkıntı çektim.

Jungkook'u dövmek isteyenler için güzel bir bölüm oldu hakdjsldjks

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar❤️

...

•Park Roseanne•

Önümdeki kağıda imza attıktan sonra gülümseyerek Mirae'ye uzattım.

" Bana 2 tane daha kopya getirebilir misin? İşimi sağlama almak istiyorum." Başını sallayarak odadan çıktığında arkama yaslandım.

Birkaç dakikanın ardından Mirae elinde kağıtlarla geri geldi. 2 tane istemiştim ancak 4 tane getirmişti. Mirae'yi bu yüzden seviyordum.

" Doktorunuzdan yarın için randevu aldım, saat 4'e." Başımı salladıktan sonra maddeleri tekrar kontrol ettim.

" Şey efendim, yalnız mı gideceksiniz?" Başımı kaldırıp Mirae'nin gözlerine baktım. Sesi çekingen geliyordu.

" Evet." Gülümsedi.

" İsterseniz sizinle gelebilirim." İçten bir şekilde gülümsedim. Kötü bir niyetle sormadığını biliyordum ancak gerek yoktu, kendim halledebilirdim.

" Teşekkür ederim teklifin için." Cevabını aldığında başıyla onayladı ve ellerini önünde bağladı.

" Bay Jeon için bir kopya daha hazırladıktan sonra diğerlerini dosyaya koy. Bu bende kalsın." Başını salladıktan sonra uzattığım kağıtları aldı.

" Mirae, Haerin'in numarası sende var mı?" Başını salladı.

" Hala Japonya'da mı?" Tekrar onayladığında gülümsedim.

" Bana telefon numarasını atabilir misin?" Saygıyla eğildi.

" Tabii Bayan Park." Memnuniyetle gülümsedim.

" İşin bittikten sonra çıkabilirsin, şoför seni evine bıraksın." Tekrar selam vererek odadan çıktığında derin bir nefes vererek arkama yaslandım.

Kapım tekrar tıklatıldığında meraklı bakışlarımı masadan kaldırdım. Bir şeyi unutmuş olmalıydı.

" Bayan Park tamamen aklımdan çıkmış, fotoğraf çekimi için bir mail gelmişti. Direkt size mi göndereyim yoksa kendim mi ilgileneyim?" Kaşlarım merakla havalandı. Fotoğraf çekimi yapmayalı uzun zaman oluyordu.

" Ben hallederim." Kapıyı ardından kapattığında mailime girdim. Son gelen maile tıkladığımda gözlerim istemsiz açıldı.

Saint Laurent markasının sanat ve görüntü yönetmeni olan Anthony Vaccarello bana mail mi atmıştı?!

Gerisi önemli değildi, para bile umrumda değildi. Dünyaca ünlü bir markadan bahsediyorduk sonuç olarak. Sekreterimle programıma uyacak en yakın tarih ve saati seçmelerini söylediğim bir mail yolladıktan sonra keyifle gülümsedim.

Dünya şerefsizlerin varlığına rağmen dönmeye devam ediyordu sonuç olarak.

Masanın üzerinde titreyen telefonumu elime aldıktan sonra açarak kulağıma götürdüm.

" Efendim?" Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Bay Jeon'un sesini duydum.

" İmzalamışsın." Görmeyeceğini bilsem de başımı salladım.

" Evet, en doğrusunun bu olduğuna karar verdim." Gülümsedim.

Jeon Jungkook bunu hakediyordu.