marriage story | rosékook ✓

•14•

Merhaba! Nasılsınız?
Ara bölümle karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn +300 oyda görüşürüz❤️

...
•Park Roseanne•

Elimdeki ağır bavulu çekiştirirken kendi küçük sırt çantasıyla yürüyen Jungkook'a imrenerek baktım.

" Niye o kadar kıyafet getirdin ki?" Jungkook'a atabileceğim en pis bakışı attıktan sonra beni artık oldukça yoran bavulu ona sürükledim. Güldü.

" Sanane." Bavulu elimden alıp kolayca taşımaya başladığında derin bir nefes aldım.

Kaç gün kalacaksam kalayım veya nereye tatile giderceksem gideyim yanıma daima çok kıyafet alırdım. Çoktan kastığım en az 20 adet iç çamaşırı bunun en basit örneğiydi. Kendimi böyle daha güvende hissediyorum.

En sonunda otelin lobisine 12 kişi artı 1 bebek ile girdiğimizde bakışlar doğal olarak bize dönmüştü.

Taehyung benimkinden bile büyük olan valizini bırakıp kollarını havaya açtığında gülmeme engel olamadım.

" Balayımız, çok güzel geçsin!" Taehyung'un bağırarak söylediği şeyle diğerleri de bana eşlik etti.

" Yahu ne iyi düşündüm balayına çıkmakla."
Taehyung yine kendi kendine konuşurken bavulunu kenarda Jennie'nin bavulunun altında resmen ezilen Jimin'e uzattı.

Jungkook'un da benim de aklımda balayı fikri hiçbir zaman yoktu. Ancak anlaşılıyordu ki Taehyung'un bizim yerimize sahip olup verdiği bir karardı bu.

İşleri her ne kadar bırakmak istemesem de hep beraber güzel bir tatil yapacağımız için memnundum.

Oda işini halletikten sonra hepimiz yerleşmek için odalarımıza çekildiğimizde elimdeki kartla kapıyı açarak içeri girdim.

Taehyung sağolsun düğün hediyesi olarak bize balayı suitini seçmişti. Zaten hotelde yalnızca 2 tane müsait balayı suiti vardı ve bunlardan bizi bizimken, diğeri de Taehyung'undu.

Oda beklediğimden de büyüktü.

Girişte bizi sütlü kahve rengindeki 2 tane üçlü koltuk karşıladı. Ortalarında da beyaz tüylü bir halı ve siyah mermer desenli bir sehpa vardı. Ufak bir salon gibiydi. Salonun sağ tarafında iki tane kahverengi kapı bulunuyordu.

Ayakkabılarımı çıkarıp beyaz terlikleri giydikten sonra sağdaki ilk kapıyı hafifçe ittirdim ve ufak bir giyinme odası olduğunu gördüm. Havalanması için kapıyı açık bıraktıktan sonra ikinci kapıyı sürgülü olduğu için sağ tarafa çektim ve karşılaştığım manzara karşısında şok oldum.

Kapıdan girdiğinizde yatak hemen sağ taraftaydı ve yatağın hemen karşısındaki duvar tamamen camdı. Oda en üst katta ve deniz tarafında olduğu için manzara inanılmazdı. Camın hemen önünde bir küvet bulunuyordu. Onun dışında oda oldukça sade döşenmişti. Yerde kocaman beyaz ve soğuk mavi renklerinin hakim olduğu bir halı vardı. Yatak başlığı  koyu kahverengiydi ve yatakların iki yanında da duvara asılı iki abajur ve abajurların altında da uzun komidinler vardı. Yatağın dayalı olduğu duvar sarı bir ışıkla aydınlanıyordu. Yatağın ayak ucunda ise gri bench vardı.

Oda oldukça aydınlık ve ferahtı.

Yatağın sağ tarafında ufak bir masa ve iki adet de sandalye vardı. Sandalyelerin hemen arkasında kapısız bir koridor vardı ve sanıyorum ki lavaboya ordan gidiliyordu. Sol tarafta ise gri bir koltuk vardı.