•43•

10.2K 952 712
                                    

Merhaba, belki de son minnoş bölümümüzle karşınızdayım. Kim bilir değil mi😌

Açıkçası bu bölüm hiç içime sinmedi, ancak oy sınırı geçmemesine rağmen sizi bekletmek istemedim. Arkadaşlar bölümü yaklaşık 2k kişi okuyor ancak 450 oy zar zor oluyor. Hatta olmuyor? Gerçekten emek gösteriyorum, bir yıldıza basmak bu kadar zor olmamalı bence. Ne dersiniz?

Durum böyle olunca bölümü de yazasım gelmiyor doğal olarak.

Tam olarak ne oldu bilmiyorum ancak artık hikayeyi yazmak istemiyorum. Tabii ki finale çok az kalmışken yazmayı bırakmayacağım ancak istemiyorum işte, ve bu da doğal olarak bölümlere yansıyor. Kusuruma bakmayın lütfen.

Lütfen oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın. Yorumlar benim için çok önemlii. Oy sınırını yine 450 yapıyorum.

Artık bu bölümde maskeli kim anlarsınızeheh, ancak neden? Orasını bilemem.

İyi okumalar❤️

...

•Park Roseanne•

Jungkook arabaya binmem için kapımı açtığında hafifçe gülümseyerek teşekkür ettim ve koltuğa oturdum. Kemerimi taktıktan sonra başımı arkaya yaslayarak gözlerimi kapattım.

Kabul, bunu beklemiyordum.

Jungkook da sürücü koltuğuna oturduğunda yola çıkmak için hazırdık ancak kapı kapanma sesini duymama rağmen motor sesini henüz işitebilmiş değildim. Gözlerimi açarak yüzümü Jungkook'a çevirdiğimde çatılı kaşlarını gördüm.

" Rosie, sen iyi misin?" Yavaşça başımı salladım ve gülümsedim.

" Evet, neden iyi olmayayım ki?" Kemerini taktıktan sonra omuz silkti. Bakışları hâlâ yüzümde geziniyordu.

" Betin beyazın atmış. Yani, ağır gelmiş olabilir. Bu çok normal." Başımı sallayarak onayladıktan sonra tekrar başımı koltuğa yasladım.

" İyiyim, bunu eve gidince konuşalım mı?" Anlayışla başını salladıktan sonra önüne dönerek motoru çalıştırdı.

Kafamı dağıtmak için uzanarak radyoyu açtıktan sonra kollarımı göğsümde bağlayarak yüzümü cama çevirdim.

Evet, ağır gelmişti.
Beklemediğim bir şeydi bu yüzden çok daha fazla ağır gelmişti. Neden bilmiyorum ancak karnımda 2 tane bebek taşıyacağıma hiçbir zaman olanak vermemiştim. Bir kere bile aklımdan geçmemişti bu düşünce ancak, sanırım geçmeliydi.

Çünkü karnımda 2 bebek taşıyordum.

Evet belki annelik yaşla değerlendirilebilecek bir şey değildi ancak daha kendimi bir bebeğe yeni alıştırmıştım. Yeni yeni bebeğim diyebiliyordum, yeni yeni karnımı okşuyordum, yeni yeni onunla konuşmaya başlıyordum ancak şimdi bir anda iki bebeğe anne olma düşüncesi beni korkutmuştu.

Ben bir tanesine nasıl yeteceğim diye kafayı yerken iki bebeğe anne olmak, çok daha farklı bir boyuttaydı.

Ancak bunun geri dönüşü olmadığını biliyordum. Bu saatten sonra bir anda karnımda taşıdığım bebeklerden soğuyamazdım, bunu istesem bile yapamazdım. Tek ihtiyacım olan bunu sindirmek için biraz zamandı. Bu düşünceye alışacaktım, biliyordum.

Zihnimde dönenlere o kadar dalmıştım ki Jungkook kapımı açana kadar geldiğimizi farketmemiştim bile. Kemerimi açarak arabadan indiğimde Jungkook arabayı kilitleyerek elini sırtımı yerleştirdi ve beni eve doğru yönlendirdi.

marriage story | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin