2. BÖLÜM ADA

3.7K 333 263
                                    


Korhan Yüzbaşı'dan...

Aksakallılar, sahadaki aktif görevlerimden çekmiş, ilmek ilmek işleyeceğim zıpkın gibi bir tim kurmamı istemişlerdi.

Kolay olmayacaktı, olmadıda. Bize acımasızlığı öğrettiler ama öğrenememiştim bir türlü birini öldürmeyi. Bu en azılı düşman dahi olsa ona acımasam bile, onun çocuğunu babasız bırakmayı, geride bıraktıklarını aklıma getirirdim hep.

Taki Aksakallılar'dan biri Hz. Musa'nın kıssasını anlatana kadar. Her başarılı operasyondan sonra girdiğim derin düşüncelerimden anlamış olmalıydı bu vazgeçemediğim zaafımı.

" Bak evlat ! " demişti acıyan gözlerle yüzüme bakan ihtiyar.

"Bir gün Hızır (as) ile Hz. Musa yolda giderken Hızır (as) Hz. Musa'ya:

"Artık seninle burada ayrılıyoruz. Çünkü sen benim yaptıklarıma dayanamazsın. demiş." Hz. Musa ise "hayır ben seninle gelmek istiyorum. Söz veriyorum yaptıkların hakkında sana hiçbir şey sormayacağım." demiş. Böylelikle yola çıkmışlar. Biraz gittikten sonra karşılarına bir gemi çıkmış. Bu gemi yoksullara aitmiş. Hızır (as) bu gemide bir delik açmış. Hz. Musa bunu görünce "sen ne yapıyorsun, şimdi bu insanlar nasıl gidecekler, bunu neden yaptın?" demiş. Hızır (a.s.) ise "hani bana bir şey sormayacaktın. Tamam buraya kadar artık seninle ayrılıyoruz."demiş. Hz Musa bunu duyunca "tamam bir daha ağzımı açmayacağım." demiş. Tekrar yola koyulmuşlar. Yolda giderlerken Hızır (as) bir çocuğu öldürmüş. Musa (a.s.) iyice hiddetlenmiş ve "sen ne yapıyorsun, o daha çok küçük, onu neden öldürdün." demiş. Hızır (a.s.) yine "hani bir şey sormayacaktın, artık bu kadar yeter, seninle yollarımız burada ayrılıyor." demiş. Hz. Musa tekrar özür dileyerek bir daha yapmayacağını söylemiş. Tekrar yola koyulmuşlar. Ve sonunda bir köye varmışlar. O köydeki kadınlardan su ve yiyecek bir şey istemişler. Fakat kadınlar Hızır (a.s.) ile Hz. Musa'yı kovmuşlar. Buna rağmen Hızır (a.s.) köyün tam çıkışındaki yıkılmak üzere olan bir duvarı onarmış. Hz. Musa bunu görünce tekrar bağırmaya başlamış. Ve Hızır (a.s.) :

-Tamam bu kadar yeter sana herşeyi anlatacağım ve seninle ayrılacağız. Gemiyi delmemim sebebi ileride sağlam gemileri ele geçiren korsan gemisi vardı. Gemiyi deldim ki o korsanlar gemiyi sağlam diye ele geçirmesinler. Çocuğu öldürmemin sebebi o çocuk büyüyünce inkarcı, kafir bir çocuk olacaktı ve ailesine eziyetler edecekti. Bundan dolayı küçük yaşta öldürdüm ki büyüyünce böyle olmasın. Gelelim duvarı onarmama...

O duvarın altında iki yetim çocuğa bırakılan miras var. Bu duvar zamanla yıkılacak ve artık o arsayı ekin ekmek için kullanacaklar. Bu yüzden onardım ki çocuklar büyüyene kadar idare etsin, çocuklar büyüyünce mallarını alsınlar. " gözlerine umutla baktım devam etti

" Velhasıl Korhanım; sen görevini yap, senin kıydıkların İslam-Türk düşmanı evlat. Bazen Allah sevdiği bir kulla sevmediği kulunu cezalandırırmış; sen çocukları ve geride bıraktıklarını düşünme, onlar yaradanlarına emanet" deyip, ara ara beyaz düşmüş kalın kaşlarının altından, sıcacık tebessümle uzun uzun bakmıştı gözlerime.

O günden sonra yüreğimde bir dirhem merhamet kalmamıştı İslam ve Türk düşmanlarına karşı. Evet biz cezalandırıcıyız; yer aldığımız görevde yargıçta bizdik, cellatta. Bunuda layıkıyla, bütün benliğimizle yaptığımıza inanıyordum .

Saatime baktığımda yeni minik
Muhafızlar'ın gelmesine yarım saat kaldığını gördüm.

Dedemiz Akçakoca bu görevin çok zor olacağını söylemişti. Bu gerçekten zor gelmişti; milletimin, o vatansever inançlı ailelerinin canından bir can koparmak çok zor gelmişti.

KARA MUHAFIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin