İftara kadar keyifli zaman geçirmeniz dileği ile...
Zümra'dan...
" Zümraaa ! "
Gülsüm annem bahçeden seslendiğinde elimdeki kitabı bırakıp göremesemde camdan dışarı baktım.
" Efendim anne ! "
" Çayı koy kızım yavaş yavaş. Birazdan gelirler. "
Zaten zamanın yaklaştığını biliyordum ama bunun yüzüme karşı söylenmesi kalbimin güm güm atmasına sebep olmuştu.
Korhan babam erkenden çıkmıştı. Rahman'ı da alıp yetimhaneye geçtikten sonra oradan Şura'yı alıp kahvaltıya geleceklerdi.
Sabah namazından sonra gözüme uyku girmemişti. Farklı, hiç hissetmediğim duygular içerisindeydim. Gülsüm annemin dediğini şu iki hafta içinde kabullenmiştim.
' Sen ona aşıksın ! '
' Öyle iki günde aşık mı olurmuş insan ? '
Ogün dizine yatıp ağlamama hiç anlam verememiştim. Ama ağlarken birşey hissetmiştim. Sanki içimde büyük bir aşk var ama kirli. İçindeki kiri pisliği gözyaşlarımla dışarı atmıştım ve aşk bütün saflığı ile içimde kalmıştı. Biliyorum saçma geliyor ama öyle hissetmiştim.
Gördüğüm rüyalar ve kabuslarla artık bunu kabullenmiştim. Yemek yerken karşımda onun delici gülüşüyle oturduğunu görüyordum. Ders çalışıyordum sanki yanımda beni seyrediyordu.
Yatağa girer girmez uyuyan Zümra gece üçlere kadar dönüyordu.
' Acaba iyi mi, oda uyuyor mu, yemek yedimi, bir sıkıntısı var mı ? ' Hayatımın her saniyesinde artık o vardı.
' Zümra saçmalama o sana haram sanane elin adamından ! ' deyip kendimi teselli etmeye çalışsamda bu en fazla beş dakika sürüyordu. Yine düşünüyordum onu.
En sonunda kabul etmiştim.
Ben Karabasan'a sırılsıklam dedikleri o aşk denilen şeyi olmuştum. Bu duygulara başka isim sığdıramıyordum. Bu Leylanın Mecnuna, Şirinin Ferhata hissettiği şeydi.
Bu adam beni kendine bağladı ama ya o ?
Oda böylemiydi ? Oda beni görüyormuydu yanında ? Uyku tutuyormuydu, o uyku arayan kara gözleri rüyalarında beni görüyormuydu ?
' O gülü bana ne için verdi ? '
Teşekkür için derdim ama.
Ya o benden saniyeler sonra gizliden okuduğu tesadüfen duyduğum şiir ?
Neydi o ?
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın...Babamın bana dediği gibi;
"Kızım eğer sen birine dediğini yaptırmak istiyorsan gözlerine bak ve gülerek söyle, gözlerin senin silahın."
Rahman da öyle demişti gizliden.
"Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın ! "
Evet oda bana aşıktı. Benim kadar olmasada bu bir hoşlantı değildi. Oda bana aşıktı çünkü Korhan babamın bile yapamadığını ben en katı zulmüm ve silahım olan gözlerimle sadece on dakikada yapmıştım.
Almıştım o sözü ondan.
Rahman annesine gidecekti.Düşüncelerimden çaydanlığın cısırtısı ile sıçradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MUHAFIZLAR
General FictionM.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinası...