11. BÖLÜM DOĞUTÜRKİSTAN II

1.5K 190 80
                                    


Bu bölümü değerli kardeşim

ordinaryTurkish4 'e ithafen

yazıyorum...

Rahman'dan...

Elbette haklıydı !

Ben yaşamalarını istediğim için onlar hâla hayattaydı...

Aniden kelepçeden kurtardığım sağ elimi solumdaki nöbetçinin bıçağına attım. Bıçağı kılıfından sert bir şekilde çıkartıp nöbetçinin önünde tek dizimi yere koyduktan sonra baldırının iç kısmına derin bir kesik attım. Toplar damara denk geldiği, zemine sıvanan koyu renkteki kandan anlaşılıyordu. Kaybedecek tek saniyem bile yoktu.

Hiç ara vermeden kestiğim nöbetçinin arkasından U dönüşü yapıp tam arkasındaki nöbetçiye yöneldim. İkinci nöbetçiyi yüzü bana dönük şekilde sağıma alarak gözümü diğer nöbetçiler den ayırmadan sol elimle belindeki bıçağı alırken sağ elimdeki bıçakla boğazına derin bir kesik attım.

Hiç hızımı kesmeden karşımdaki iki nöbetçinin arka tarafında olanın göğsüne nişan alıp sağ elimdeki bıçağı tüm gücümle fırlattım. Saplandığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Göğüsüne saplanan yirmi santimlik bıçak gözlerini yavaş yavaş yummasına sebep olmuştu.

O sallanıp yere düşerken önündeki nöbetçiye hızla atılıp bir adımda aradaki mesafeyi kapatmıştım. Benim tabancam bu askerin palaskasındaydı. Sağ elimi palaskasındaki tabancama götürürken sol elimde ki bıçağı boğazının yanından soktum.

" Bu yavruyu herkes taşıyamaz aslaan ! "

Silahımı çekip komutana nişan almıştım ki; o benden önce davranıp silahını iki el ateşledi. İkinci ateşlemenin ardında neredeyse yarım saniye sonra benim silah ateşlendi. Ama çoktan merminin sıcaklığını hissetmiştim.

' Geç kaldın Rahman ! '

Merminin biri önüme kalkan yaptığım nöbetçiye saplanırken diğeri sol omzuma derin bir çizik attı.

Benim silahım dan çıkan mermi şüphesiz komutanın alnına saplanmıştı. Alnında açtığı küçük deliği görmesemde, arkasındaki duvardan aşağı süzülen kırmızı sıvı bunu fazlasıyla ıspatlıyordu.

Bu kurtulma tatbikatlarını 12 yaşımızdan bu yana yapıyorduk. Rekor 4.58 saniye ile bendeydi.

Ama burada 5 saniyeyi geçmişti. Tabi şu var ki; burada fazladan bir askerimiz vardı. Bu eğitim bir Muhafız için çok önemliydi. Bu bizde henüz 15 yaşında refleks haline gelmişti zaten.

Bu eğitimde bulunduğun odadaki herhangi bir malzemeyi silah seç. Bu zarf açacağı olur, cam şişe olur hatta kalem veya aliminyum folyo dahi olur.

Tabi eğer nasıl kullanıp, nereye saplayacağını biliyorsan !

İkinci aşama : Yapacağın eylemi kafanda hayal et ve defalarca bu hayali tekrar et. Yapacağın tek bir hata seni, yanında arkadaşın varsa arkadaşını veya üstlendiğin görevi o kadar emeğe bakmaksızın ziyana uğratabilir.

Bu bir kerede yapılacak birşey değildi tabi ki. Çalışılarak refleks haline getirilmeli, elindeki seçtiğin silahını herhangi bir uzvun gibi kullanmalısın.

Ne demiş Çin'li üstad Bruce lee;

"Ben bir kerede 10.000 tekme çalışandan korkmam ama bir tekmeyi 10.000 kere çalışandan korkarım."

Bu sözün bu adamların yanında aklıma gelmesi istemeden tebessüm etmeme sebep olmuştu.

Karşınızdaki adam filmlerdeki gibi senin vurmanı beklemiyor, hatta bazıları fazlasıyla profesyonel olabiliyordu.

KARA MUHAFIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin