Süper iftarlık bir bölümle karşınızdayım...
Bu bölümü Zeydakc kardeşime ithafen yazıyorum...
Zümra'dan...
Uyku tutmamış, bugün hastaneye erken gelmiştim. Hâla dün akşamın heyecanını atamamıştım. Tam atıyorum, unuttum derken parmağımdaki yüzük ve alyansı görünce midemdeki arıların vızıltısını tekrar hissediyordum.
Her dadika şükrediyordum Yaradana.
' Allahım ben nerede, kime ne iyilik yaptımki onu bana nasip ettin '
Sabah konuştuğumuzda sesi çok yorgun geliyordu. Benim için önemli olan sağlıklı bir şekilde görevden dönmesiydi zaten.
Cennet mekan annemi şimdi anlaya biliyordum. Onun işini yapan biri ile evli olmak, ona ait olmak gerçekten çok ağırdı.
Rahman yanımda olmayınca her dakikam korkuyla geçiyor, içimden korku yumağı eksik olmuyordu.
Olsun ! o
Onun için onu çekmeye çoktan razıydım zaten ben.
' Allahım sen onu esirge ömrümün sonuna kadar onu bana bağışla yarabbim.'
Mesainin bitmesine bir saat kalmıştı ve sabahtan bu zamana kadar elimdeki hasta dosyaları ile cebelleşiyordum.
' Rahman'ı arasam mı aramasam mı ? '
Sabah uyuyup istirahat edeceğini, kalkınca ilk işinin beni aramak olacağını söylemişti ama hâla ses seda yoktu.
Kafamda çakan şimşek ile aniden geri döndüm.
' Yaaa akılsız Zümra ! '
Telefonu çantamda unutmuştum, buda yetmiyormuş gibi Selçuk hoca ile özel bir hastaya bakarken sessize almıştım.
Telefonu aldığımda 11 cevapsız arama olduğunu gördüm. Dokuzu Rahman'dan ikisi Kübra dandı.
Şakağıma parmaklarımın ucu ile küçük bir tokat atıp;
' Salak kafam' dememle odanın kapısı aniden açıldı.
" E be kızım ! Neredesin sen bir saattir seni arıyorum. Rahman kantinde seni bekliyor. "
Çok sinirlendiği zaten iri olan gözlerinin daha da irileştiğinden anlaşılıyordu.
Kübra yanımda dar koridoru hızlı adımlarla aşarken Rahman'ı aradım.
Daha birinci çalış sona ermeden açtı.
" Nur yüzlüm, Dilberim, ömrümü adadığım, canım, yeşilliğinde kaybolduğum çimen gözlüm..." demesi ile aniden olduğum yerde çakılıp, zaman kaybetmeden telefonu yüzüne kapayıp elimi kalbime götürdüm.
Nefes hızımı oldukça artırmıştı.
'Allahım bu çok fazla. O ses tonu, o içten söylenen güzel sıfatlar.'
Kübra'nın sinirden irileşen gözleri bukez korkudan aynı aynı hali almıştı.
" Zümra bişey mi oldu ? "
Hiç bir cevap veremiyor, sadece gözlerine bakmakla yetiniyordum.
İki eli ile omzumdan tutup silkelemeye başladı.
" Kızım cevap versene ne oldu ? "
Nefesimi düzene sokmaya çalışıp;
" Kübra ! O bana çok güzel şeyler söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MUHAFIZLAR
Ficción GeneralM.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinası...