36. BÖLÜM BANA BABAMI ANLATIN

1.1K 137 72
                                    


Bu bölümü Ays_BALBAY kardeşime ithafen yazıyorum...

KORAY' dan...

Rahman yüzünü Asel den kafesin dışındaki Oğuz'a çevirdi.

"Oğuz ! Boş, bembeyaz bir kağıt, birde ip getir kardeş."

Oğuz hızlı adımlarla uzaklaşırken Rahman tekrar Asele dönüp, kanlı gözlerinin en yakınına yaklaşarak devam etti.

"Orhan babam pişireceksin dedi pişirelim bakalım. Artık 12 yaşından 26 yaşına kadar pişmeyen birisi bir-iki yılda nasıl pişecekse." dediğinde Asel'in hırsından gıcırdattığı dişleri dışardan duyulabiliyordu.

"Rahman !"

Gelen Oğuzdu. Bir top çizgisiz A4 kağıdını ve ince ipliği Rahman'a uzattı. Ne yapacağını anladığı için bir avuçta ataç getirmişti.

"Tut kardeş şu ipi ringin köşesine bağla."

Oğuz ipin ucunu kafesli ringin köşesinin soluna, Rahmansa sağına bağladı.

Rahman eline bir tane kağıt alıp ipin ortasına ataç ile çamaşır misali astıktan sonra neredeyse bayılacak olan Asel'e yaklaştı.

" Altmış gün. İstirahat saatlerin hariç altmış gün bu kağıda hergün 8 saat yumruk atacaksın. Kağıdın beyazını görüp zihninin daima boş olacağını hatırlayarak. " diyerek derin bir nefes alıp devam etti.

" Aseeel ! Biz ip üstündeyiz. Azrail bize saniye değil, bir salise kadar yakın. Bizim mesleğimiz saliselik hatayı kabul etmez."

Asel ' Yardıma ihtiyacım yok' der gibi kollarını çekerek bırakmamızı sağladı.

Duruşunu dikleştirip, kendinden emin bir şekilde.

" Anlaşıldı Reis. " derken düşecek olan başını zorla dik tutmaya çalışıyordu.

Rahman yüzündeki soğukluğu hiç bozmadan emirlerinin üzerine emir veryordu.

" Ha birde; görev olmadığı sürece hergün geleceğim. Bakalım kaç kağıdı yumruğunla delebiliyorsun. "deyip konuşmasına ara vererek Kürşad'ı gösterdi.

" Şimdi git ve Kürşad dan helâllik iste. "

Asel gözlerini yakan kanı eli ile silip mahcup bir şekilde Kürşad'a bakarken, Kürşad ismini duyduğunda şaşkınlıkla yüzünü bize döndü.

" Yok Reis helâl olsun. Lafı bile olmaz. "

Rahman Kürşad'ın sözlerine kulak bile asmıyordu. Tehtidkar bir sestonu ile tekrarladı.

" Sana diyorum Asel... Git ve helâllik iste."

Asel topallayarak kafesten çıkıp Kürşad'a doğru yürümeye başladı. Kürşad'ın Rahman dan çekemediği gözleri 'Beni mahcup ediyorsun.' der gibi bakıyordu.

Asel Kürşad'a elini uzatıp;

" Hakkını helâl et. Cahillik ettim. " dedikten sonra Kürşad Asel'in kanlı yüzüne daha fazla bakamayıp başını yere eğdi.

" Helâl olsun. Eminim sende istemezdin. Olur böyle kazalar. " deyip tekrar baktı Asel'e.

'Dur bir dakika. Utanıyor mu bu zübbe ?'

Kürşad utangaç ergenler gibi Asel'e kaçamak bakışlar atıyordu.

' Yapma oğlum yanlış ata oynuyorsun. '

Rahman yanıma yaklaşıp.

" Farkettin değil mi ? "

'Ulan oğlum sendende bişey kaçsın be.'

KARA MUHAFIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin