42. BÖLÜM ÇOBAN

960 134 42
                                    


*Bu bölüm Senaa_17 kardeşime ithafen yazılmıştır...


Zümra'dan...

Yola çıkalı iki saati geçmişti. Çiftlik Gölbaşı'nın yüzseksen kilometre Güneydoğusunda kalıyordu.

Dün geceki aile üyelerinden sadece Gülsüm Annem yoktu. Ne kadarda israr etsek 'Ben bebelere bakacağım' deyip geri çevirmiş, ' Gençlerin yanında ne işim var ?' diyen Fatıma annemede ısrar edip gelmesine vesile olmuştu.

Şoför koltuğunda Rahman, yanında ben, arka koltuğada Yasemin abla ve Gökçen geçmişti.

Rahman sürprizin ne olduğu konusunda ne kadar ısrar etse de, ne ben, ne de Yasemin abla ve Gökçen'in ağızından tek kelime alamamıştı.

" Kızlar söyleyin daa... Zaten onbeş dakikalık yolumuz kaldı. Çiftlikte bizi nasıl bir sürpriz bekliyor ? "

Rahman'a ' Uzatma ' der gibi yan yan bakıp;

" Rahman lütfen... Yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin sabret biraz. "

' On beş dakika kaldı. ' dediğinde kalbimden çıkış alan kanı şakaklarımda hissediyor, sanki arabayı ben sürüyomuşum gibi köklemek için sağ ayağımla gaz pedalını arıyordum. Hayatım boyunca bu kadar büyük heyecanlanacağım nadir anlardan birini yaşıyordum.

Rahman ve arkamızdaki konvoy otobandan çıktıktan sonra, yaklaşık otuz kilometrelik çift şeritli yolu geride bırakmıştık.

Sağ tarafımızda çifliğin ahşap kemeri göeünmüştü.

Yasemin abla;

" Rahman burası. Giriş sağdaki kemerin altı. " dediğinde sanki kalbimin atışını hafifletiyomuşcasına sesli şekilde, derin bir nefes verdim.

Sağa sinyal verildiğinde gelen o 'tik tak ' sesi heyecanımı ikiye katlamıştı.

Rahman enterasan bir şekilde aniden frene basıp daha nizamiye kapısına varmadan arkamızdaki yedi araçlık konvoyla birlikte durdu.

Şaşkın şaşkın yüzüne baktığımda, gözlerinde hüzünlü bir gülücükle, ön camdan yukarı baktığını gördüm.

Başımı cama yaklaştırıp onun baktığı yöne gözlerimi çevirdiğimde, içimdeki o heyecan yerini büyük bir duygu dalgasına bırakmıştı.

Biraz sonra altından geçeceğimiz ahşap ağaçlardan yapılmış oldukça gözalıcı görünen kemerin üzerinde;

"ᗩᔕᑌTᗩY ᕼᗩYᐯᗩᑎ ᑕIᖴTᒪIGIᑎE ᕼOᔕGEᒪᗪIᑎIᘔ" yazıyordu.

'Asutay !'

Yasemin abla konuşma gereği duymuştu ki, hâla gözleri kemerde olan Rahman'a bakıp anlatmaya başladı.

" Gökçen üniversiteyi kazandığında babam, yani Gökçe'nin dedesi. ' Dile benden ne dilersen. Araba, ev ne istersin kızım ? ' dediğinde Gökçen Hiç birşey istemediğini sadece çiftliğin isminin değiştirilmesini istemişti. Babamda Gökçen aklındaki ismi, yani bu ismi söylediğinde babam gözyaşlarını tutamamış en son ağladığı günde o olmuştu. Benimde babamın ağladığını vefat edene kadar ilk ve son görüşümdü o... "

Rahman hiç birşey söylemeden kolunu arkaya uzatıp Gökçen'in saçını dağıtarak vitese takıp bize açılan dev kapılardan nöbeçilere selam verdikten sonra geçti.

Gökçen'in çifliğe babasının Kod adı olan
' ASUTAY ' ı koyması ve ' S ' şeklinin sonsuzluk işaretini simgelemesi oldukça etkilemişti bizi.

KARA MUHAFIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin