6 Ay sonra...Rahman'dan...
Bazen ' Hayat mı lan bu ? ' diyesim geliyor ama; 'Yapma Allahın gücüne gider !' deyip susuyorum.
Altı aydır eşimden, kızımdan, can dostlarımdan ayrıyım. Tim'den ayrı kalışım hiç bir görevde bu kadar uzun sürmemişti.
' Ya Yosun Gözlüm ? ' o ne yapıyor, hakkımda ne düşünüyor hiç bir fikrim yoktu.
'Hâla beni seviyor mu ?'
Gözlerinin önünde baba dediği adamı vurmuştum. Beni nasıl affeder ?
Baktım olmadı Korhan Albay'ın yardımına başvururum.
Eeee o değilmiydi çocukluğumuzdan bu yana;
"Bana emir tekrarı yaptırmayın. Ben beni vurun dediğimde ikinci emrimi beklemeyin lan" diyen.
Birden oturduğum yerde kendimi toparladım. Geçmişi düşüneyim derken Korhan Albay'ın söylediği sözleri onu taklit ederek söylemem komiğime gitmişti.
' Aha işte vurdum ammada meraklıydın vurulmaya ! '
Görev icabı Kara Muhafızlar'ın yaptığı görev ve icraatlar haricinde bana hiç bir bilgi gelmiyor. Sadece ailemin yaşadığı, iyi durumda olup olmadıkları söyleniyordu.
Onlara ulaşmaya çalışmam altı aylık emeğimi ziyan edebilirdi. Olsun nefes aldıklarını bilmek dahi sonsuz bir huzurdu benim için.
Akçakoca'nın o eşsiz planı işe yaramıştı. Lakin biraz daha bu uğursuz topraklarda kalırsam kafayı yeme seviyesine gelmen an meselesiydi.
Burası İtalya'nın Roma şehri. Yemekten önce alkol gelen ve hemen hemen her yemeğinde domuz eti bulunan, dillerini ne kadar bilirseniz bilin hızlı konuşmalarından dolayı hiç birşey anlamadığınız sokakları ve caddeleri leş gibi kokan bir yer.
Ha birde... Burada eğer tuvalete gitmeniz gerekiyorsa önce marketten su almalısınız. Evet abartmıyorum. Buranın tuvaletlerinin seramiği, klozeti ve selpakları çok kaliteli ama hiç birinde musluk namına birşey yok. Ama eğer onlara bakarsanız onlardan kültürlüsü, titizi, mütavazisi ve kibarıda yok.
' Başlarım öyle kibarlığa ! '
Burası bir müslümanın en son yaşayacağı yer.
Benim görevim Akçakoca, Kocakurt ve Cumhurbaşkanı'nın görüştüğü o gün başlamıştı.
Akçakocanın beni arabaya aldığı o dakika !
Ne mi oldu ?
Altı ay önce Cumhurbaşkanımız ve Dedelerimizin görüştüğü bağ evinden çıkarken Akçakoca beni arabaya çağırdı. Araca geçip hareket ettiğimizde Akçakoca konuşmaya başladı.
"Rahman sana çok önemli belkide gidip dönemeyeceğin bir görev nasip oldu oğul." deyip durdu ve tepkimi ölçercesine yüzüme baktı.
Beni, kendimden emin, gözlerine baktığımı görünce devam etti.
" Sizi izliyorlar evlat ! Seni, Korhan'ı, eşini, Şura'yı ve bütün Kara Muhafızları izliyorlar."
Şaşırmış, kaşlarım istem dışı havaya kalkmıştı.
" Nasıl Dede kim neden izliyor ? "
" Darbe girişiminden sonra Türkiye'nin askeri gücünün zayıfladığını sanıyorlar. Siz Darbe girişiminde başrol oynadınız, onlara büyük kayıplar verip tökezlettiniz. Sizin kim olduğunuzu nerede kime hizmet ettiğinizi çözüp, infaz etmeye çalışacaklar." dedi sinirden bastonunu sıktığı elleri beyaz rengini alırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MUHAFIZLAR
Fiction généraleM.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinası...