33.BÖLÜM CİZRE

1.1K 134 69
                                    


KORAY'dan...

Sebebini bilmediğim heyecanıyla Tim'in geri kalanı ile birlikte kapıda bizi bekleyen dişi kurdumuz gözüme battı.

" Hayırdır Asel neden kestirdin saçları, bu meslek senide mi saçtan vurdu ? "

Bir operasyondan daha sıkıntısız bir şekilde havasını özlediğimiz yuvamıza gelmiştik. Rahman Korhan Baba'nın odasına operasyonu rapor etmek için çıkarken timle beraber harekat merkezindeki elektronik cihazlarının rahatsız edici ışıklarının altında gelecek olan emri bekliyorduk.

Asel yüzündeki heyecan dolu tebessümle derin bir nefes çektik.

" Yok Korhan abi dökülmüyor çok şükür. Sebebini Korhan babadan duymanızı isterim."

Önünden geçip oval masaya kurulurken gözüm yeniden Asele takıldı.

" Bacım nereye bakıyosun gel otur şuraya. "

" Yok abi ben böyle iyim. Korhan ve Orhan Albay'ı bekliyorum."

Bu kızın heyecanının sebebini az çok anlıyordum ama aklımdan geçen şeyin olamamasını umuyorum.

Asel'i boşverip iki elimide enseme attım ve hayattaki en güzel varlıklarımı kapattığım gözlerimin önüne getirdim.

Bir insanın arkada bekleyeni varken bu mesleği yapmak çok ağır geliyor.
Tabi ki eşimin ve çocuklarımın olması, yolumu gözlemesi çok güzel birşey ama ölümden değil, öldüğünde onlardan ayrı kalmaktan korkuyor insan. Birde üzerine ömürleri boyunca ben her hatırlarına geldiğimde gözyaşı dökmeleri akla gelince eziliyordum bu sorumluluğun altında.

İnşallah Şehadeti ve onlara şefaatçi olmamı nasip eder Yüce Rabbim.

Karşımda, masada duran Tim aniden ayağa kalkınca Babaların geldiğini anlayarak arkama dönüp gelenlere odaklandığımda ilk gördüğüm kişi elinde dosya ve yüzündeki mutlulukla kollarını açan Orhan Albay olmuştu.

" Hoşgeldiniz Kurtlar. Yediğiniz ekmek helal olsun size aslan parçaları. "

Daha sonra Korhan baba öne çıkarak elindeki telsiz telefonu masaya bıraktı ve

" Hoşgeldiniz gençler. " deyip Orhan Albay dan bulaşan gülücüğü ile gözü gözümüzde bir süre takılı kaldı.

Kısa bir hoşbeşin ardından Korhan Albay asık suratı ile projeksiyon kumandasını eline alıp asıl konuya girdi.

" Ailelerinizi özlediğinizi ve görmek istediğinizi biliyorum." deyip iç çekerek kumandanın düğmesine bastı.

Açılan ekranla birlikte gönülsüzce konuşmaya başladı.

" Cizre meskun mahâl operasyonları devam ediyor. "

Tepkimizi ölçmek için bir süre yüzümüze baktı. Karşısındaki canavarlarda hiçbir mimik değişikliği görmediğinde elindeki A4 kağıdını gösterip devam etti.

" Getirdiğiniz bu listedeki dört kişi şuan girilmeyen o sokaklarda. Sözde karargah olarak kullandıkları yerde. Bir çok Jandanma Özel Harekat, Polis Özel Harekat Timi ve Ankara dan Yavuz amirin iki Timi sekiz gündür Cizre sokaklarında sıcak çatışma halindeler."

Bunu Rahman'a bakarak söylemişti. Kumandayı kaldırıp ekrandaki resmi değiştirdi.

" Görüyorsunuz ki girilmeyen o sokakların güney tarafı dağa dayanıyor. Dağ ağaçlık ve engebeli olduğu için saklanmaya oldukça müsait. J.Ö.H dağ tarafını tutarken sizde P.Ö.H ile evleri ayıklaya ayıklaya sözde karargaha ulaştıktan sonra o dört kişiyi sağ salim getirip ayaklarımıza sereceksiniz." dedi ve tek tek eli ile işlediği evlatlarının gözlerine baktı.

KARA MUHAFIZLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin