Hava neredeyse kararmış, güneş batmak üzereydi. Hastaneye gelmelerinin üzerinden 5 saat geçmişti ve çocuk hala uyanmamıştı. Birkaç saat önce doktor gelmiş ve saatlerdir bekleyen iki kişinin merakını ve endişesini dindirmişti.
“Kalıcı bir hasar yok fakat omzu incinmiş ve ayakları bir süre yürüyemeyecek kadar yaralanmış. Yaklaşıp 5 gündür doğru düzgün uyumuyor gibi. Bedeni yeterli dinlenmeyi aldığı zaman uyanacaktır”
İkisi de 40’lı yaşların ortalarında duran doktora teşekkür edip eğildikten sonra uyanmasını beklemeye başlamışlardı. Yarım saat önce ise iki polis gelmiş ve onların ifadelerini almak istemişti. Biraz zorlama ile Minhyuk Hastane de kalırken Minho Karakola gelmişti.
Şimdi ise koltukta oturmuş anlattığı şeyleri not alan Memuru inceliyordu. Genç bir görünümü vardı. İş hayatına yeni atıldığı belliydi. Yaşı en fazla 27 gibi görünüyordu. Sarı saçları ve uzun bir yüzü vardı. Ayrıca oldukça yakışıklıydı.
“Burada bekle olur mu Minho? Sonuçları alıp geleceğim”
Minho adını hatırlamadığı memura başını sallayıp onayladı. Memur ayağa kalkıp uzaklaştığın da arkasına yaslanıp telefonunu çıkardı ve Minhyuk’a mesaj attı.
Minho
Uyandı mı?Anında cevap geldiğine göre telefon elinde olmalıydı.
Minie~
Hayır ama az önce kabus görmüş olmalı ki bağırıyordu. Uyuşturucu verdilerMinho
AnladımMinie~
Sen ne zaman gelirsinMinho
Bilmiyorum, beklememi söyledilerMinie~
Gelirken bir şey al acıktımMinho gülmeden edemedi ve kurumuş dudağını ıslattı. Cevap yazacaktı ki gelen memur ile Görüldü atıp bırakmıştı. Karşısında kaşları çatık bir şekilde oturan memur ile yaslandığı yerde dikleşti ve onun ne diyeceğini bekledi.
“Adı Han Jisung, 18 yaşında ve 4 yaşındayken kayıp ilanı verilmiş”
“Ne?” Minho şaşkınca memura bakarken Donup kalmıştı. 4 yaşından beri kayıp mıydı yani? 14 senedir neredeydi? Neler yaşamıştı? Aklına gelen birbirinden kötü sahneler ile titrerken zorla yutkundu ve sıkıntıyla nefesini veren Memura odaklandı.
“14 sene önce kayıp ilanı verilmiş ve bir yıl sonra dosya kapanmış. Yani Çocuğu aramaktan vazgeçmişler. Ailesi ise 2 yıl önce trafik kazasında vefat etmişler. Onunla konuşmamız gerekiyor”
Minho duyduklarını sindirmeye çalışırken Memur ayağa kalkmış ve Birkaç kişiyi çağırmıştı.
“14 sene önce ki kaybolan Han jisung dosyasını tekrar açın. Ayrıca eski dosyaları bir saat içerisinde odama gönderin.”
Diğerleri başını sallayıp üstlerini onayladığın da Memur Minho’ya döndü ve koluna dokundu.
“Hastaneye geri dönelim” Minho yavaşça başını sallayıp ayağa kalktı.Hala duyduklarını düşünüyordu. Jisung… Ona ne olacaktı? Ailesi yoktu, kaçırıldığını düşünürse tanıdığı da yoktu. Reşit de değildi. Yetimhaneye mi verilecekti? En azından artık güvende olurdu, değil mi?
Hastaneye geldiklerinde arabadan inip içeri girdiler. Minho yanında ondan uzun olan kişiye döndü.
“Siz gidin ben kantine uğrayacağım”
“Pekala”
“İstediğiniz bir şey var mı?”
“Hayır” Minho başını sallayıp ondan büyük olan kişinin karşısında hafifçe eğilip hızlı bir şekilde kantine girdi. Sıra olmamasına sevinirken Minhyuk’un sevdiği tostlardan iki tane alıp yanına soğuk içecek aldı. Parasını ödeyip kantinden çıktı ve asansöre bindi. 4. Kata basacakken Ortaya konulan el ile kapı kapanmamış ve tekrar açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Please Don't Die /Minsung X Sanhyuk
Fanfiction|TAMAMLANDI| Astro❤️Stray Kids "senin için geleceğim... Bu yüzden, lütfen ölme" Minsung and Sanhyuk