Please Don't Die /Minsung X Sanhyuk

30

Artık tek bir yumruğun bile savrulmadığı yeraltı sessizliğin esiri olmuş ve boş koridorlar 8 kişinin egemenliği altına girmişti. Yan oyuncuları filmden atmış, final bölümünde karşı karşıya gelmek için birleşiyordu ayakta kalanlar.

Küçük, acıyan gözleriyle klavye başında savaşırken titrekçe nefesini bıraktı. Bir kez daha sisteme girmeye çalışanları def ederken belki de en az dinlenen kişiydi. Diğerleri köşelere çekilip dinlense bile Jeongin 1 haftadır birkaç saatlik uykuyla duruyordu. Ne olursa olsun abilerini izlemeli ve onları bilgilendirmeliydi. Hiç tehlikeli olmasa da en yorucu görev onundu.

Bay Kim Alanı korumalar ile donaltmış, 2. Katta her zaman ki sandalyesinde oturuyordu günlerdir. Endişeliydi çünkü Alan 8 kişi için fazla tehlikeli ve öldürücüydü. Korumalarla nasıl başa çıkacaklardı?

Kamerayı küçültüp hareketliliğin olduğu koridora girdi. 5 abisi de birleşmiş Sanha'ya verilen koridorlarda ilerliyorlardı. 1 hafta içinde yeraltı temizlenmiş, herkes odalara hapsedilmişti. Geriye sadece Sanha'ya verilen yolda ki kişiler kalmıştı.

Sanha'nın söylediği oda numarasını gördüğün de bir an önce dinlenmek için hızlı bir şekilde kapıyı açtı Moonbin. Eunwoo ile birlikte içeri girip aynı yatağı paylaşan ikiliyi umursamayıp boş olan yatağa oturdu. Eunwoo'yu, bağdaş kurduğu bacaklarının önüne oturtup kendisine yaslanmasını sağlarken Sanha ve Minhyuk uzandıkları yataktan doğrulup oturmuşlardı.

"Senin yolun hariç yeraltı temiz" diyerek Hyunjin kendini yere atarken Sanha'ya itafen söylediği cümleyi Sanha başıyla onaylayarak cevaplamıştı.

Myungjun içeri girip kendini yorgunlukla Binwoo ikilisinin yanına atarken Gözlerini kapatıp derince soluklandı. İçeriye en son giren Seungmin kapıyı çekip sırtını kapıya yaslarken bedenini serbest bırakıp yere oturdu. Birkaç gün önce omzunu sıyırıp geçen bıçağın yarası kolunu iyice uyuşturmuştu. Bir görevliden yırtıp aldığı beyaz kumaşı ne kadar bağlamış olsa da kavga anında sürekli hareket ettirdiği için iyileşmesine fırsat vermemiş ve sürekli kanamasına sebep olmuştu.

"devam etmeden önce Birkaç saat dinlenelim. Son planı gerçekleştirmeden önce iyice güç kazanmalıyız" Myungjun Diğerlerine yönelik söylediği cümleler ile uyku moduna geçerken 2 gündür uyumamasının verdiği yorgunluk ile bilinci kapandı.

Eunwoo başını arkaya yatırıp Moonbin'in omzuna yaslarken gözlerini kapatıp uyumaya hazırlandı. Belini saran kollar birkaç saat sonra olacak son savaşın korkusunu alıp götürürken güvenle dolup taştı.

"Omzun nasıl?" Hyunjin Minhyuk'un görünmeyen sargısına bakarken Bağdaş kurup oturan Minhyuk "daha iyi" diyerek omuz silkti. Sanha Oturan Minhyuk'u takmayıp yayılarak yatağa uzandıktan sonra o da gözlerini kapattı. Minhyuk fazla uyumasının verdiği enerji ile nefesini bıraktı ve diğerlerinin aksine sırtını duvara yaslayıp düşünce havuzuna daldı.

Göz ucu ile gördüğü hareketlilik ile başını Minhyuk'tan çekip ona çevirdi. Seungmin, çekmeceleri karıştırıp aradığı pansuman malzemelerini bulunca olduğu yere oturup bağdaş kurdu. Üzerinde kazağı çıkarken sızlayan omzuyla yüzü buruşsa da duraksamayıp hızlıca kazağı çıkardı.

Hyunjin, beyaz tişörtüyle kalmış Seungmin'den çekemedi bakışlarını. Onun göremeyeceği bir yerde olmasının verdiği rahatlık ile onu inceledi. Hala aynı zayıflıktaydı bedeni. Zindanda olsa da olmasa da o hep zayıf birisi olmuştu.

Bakışları birden kirli beyaz tişörtün kan olan koluna baktı. Yaralanmış mıydı? Kaşları istemsizce çatılırken Seungmin ondan tarafa dönüp sağ omzunu sıyırdı. Omzuna sarılı kanla kaplı kumaşı çözüp çıkardıktan sonra bulduğu uyuşturucuyu kendi omzuna vurdu. Boş iğneyi öylece yere bırakırken malzemeler arasından iğne ve ipliği aldı.