“Bu sana çok yakışır Ji!”Üzerime Tuttuğu Sweati beğeni ile süzen Hyunjin’e gülümsedim.
“Emin misin?” Hyunjin gözlerini devirip kolunu omzuma attı ve havalı bir şekilde etrafına baktı.
“Ben Hwang Hyunjin, Ben modaya uymam. Moda bana uyar”
Hyunjin’e tuhaf bir şekilde bakmaya başladığım da Etrafta ki bütün kızların ona baktığını fark ettim. Yakışıklı olduğu kadar tuhaftı da.
Onlarla tanışmamızın üzerinden 1 hafta geçmişti. Myungjun hyungtan hala delice korkuyordum ama alışma kararı almıştım. Benim yüzümden herkes zor zamanlar geçiriyordu. Bu yüzden ondan korktuğumu belli etmiyor ve normal birisiymiş gibi davranıyordum. Aslında Myungjun hyung bana hiç kötü davranmamış aksine bana oldukça iyi davranmıştı.
Hatta Hyunjin bazen saçmalayıp beni soru işaretlerine boğarken beni kurtaran sürekli o oluyordu. Aynı şu anda olduğu gibi.
Myungjun hyung Hyunjin’in başına vurup Kaşlarını çattığın da Hyunjin vurduğu yeri ovalayıp homurdandı.
“Jisung’u rahat bırak diye ne kadar söyleyeceğim?”
“Ya hyung kıyafet bakıyorduk”
“O yüzden mi çocuk uzaylı görmüş gibi bakıyordu.”
“İnsan olamayacak kadar mükemmelsem ben ne yapabilirim ki? Merhaba güzelim”
Yanından geçen kıza göz kırptığın da kız kıkırdayıp arkadaşının koluna girmişti. Ben şokla ona bakarken Myungjun hyung anlına eliyle vurmuş ve beni kolumdan tutup onun yanından uzaklaştırmıştı.
“Onunla asla tek kalma Jisung. İki saniye sonra beynin error verir”
Başımı sallayıp onu onayladığım da Minho’ların yanına gelmiştik. Bugün hiç kıyafetim olmadığı için alışverişe çıkmıştık. Ben birkaç parça eşya alacağımızı düşünürken Hyunjin bir sürü kıyafet aldırmıştı. Sonuçta Parayı Minhyuk hyung ödeyeceği için sorun etmiyordu. Aslında Minhyuk hyungunda umurunda değildi. Evden çıkarken çekinmeden istediğimi almamı söylemişti.
“Jisung, Şunları denesene”
Minho’nun bana uzattığı kıyafetlere bakarken başımı yavaşça sallayıp kıyafetleri aldım. 4 saattir alışveriş merkezindeydik ve Hyunjin’in durmadan sürüklemesi yüzünden çoktan yorulmuştum. Kabini fırsat bilerek dinlenerek giyindim.
Kıyafetlerin arasından Mavi bir sweat ve beyaz bir şort giymiştim. Şort çok kısa değildi. Dizlerimde bitiyordu ve tuhaf bir şekilde oldukça hoşuma gitmişti. Rahat hissettiriyordu. Belki de daha fazla şort almalıydım.
“Jisung? Giyinmedin mi hala?”
Minho’nun sesi ile kabinin kapısını açtım ve dışarı çıktım. Beni baştan aşağı süzdüğün de bacaklarım da fazla oyalanmış ve dudaklarını yalamıştı. Tepkisini merak ederek ona baktığım da bana yaklaşmış ve omuzlarımdan tutup kabine geri sokmuştu. Ona şaşkınlıkla baktım. Neden böyle tepki vermişti ki?
“Daha fazla şort almalıyız sanırım”
Dediği şey ile gülümsedim. Bu beğendiği anlamına geliyordu değil mi? Ben de şort giymeyi sevmiştim.
“Bence de hyung. Şort giymeyi sevdim” Bana gülümsedi ve dudağını tekrar yalayıp kabin kapısının kenarına tutunarak bana baktı.
“sadece evde giyebilirsin ama”
Ne? Ne demek sadece evde giyebilirsin? Dışarıda da giymek istiyordum. Şort giymek pantolon giymekten daha güzeldi.
“Ama hyung, Dışarıda da giymek istiyorum” Başını olmaz anlamında sallayıp tekrar bacaklarıma baktı. Yutkunup tekrar gözlerime baktığın da onu anlamaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Please Don't Die /Minsung X Sanhyuk
Fanfiction|TAMAMLANDI| Astro❤️Stray Kids "senin için geleceğim... Bu yüzden, lütfen ölme" Minsung and Sanhyuk