Genç kadın dışarıdan gelen boğuk seslere hiçbir anlam veremiyordu.Aslında kimdi?Adı neydi?Bir ailesi var mıydı?Bilmiyordu.
Sinirle titreyen ellerini görmek için gözlerini açtı ama bakışı bir anda kapandı.Gözlerinin önünden geçen kumaş,başının hemen arkasından sıkıca bağlandı.Saç dipleri sıkışmış;canı daha çok acımaya başlamıştı.Dudaklarında tuzlu bir ıslaklı hissetti.Ağlıyordu.Ancak şu an farkedebilmişti.
Yavaşça ayağa kaldırıldı ancak bir anda yere tekrar düştü.
Kumar masası.
Gözlüklü bir adam.
Çığlık.Anılar bir anda küçük bir kesitle zihninden geçti.'Yalvarırım yapma!Ne istiyorsan yaparım,beni buna muhtaç etme!'Bu sözleri kime söylemişti;yoksa bu gerçekten de onun söylediği sözler miydi bilmiyordu.Gözlerinden düşen yaş,yeri ıslantmaya yetti.
"Amma sızlandın."Genç kadını yerde sürüklerken kendi kendine konuştu.Biri onu ellerinden tutuyor;taş zeminde sürükloyordu.Genç kadının dizleri,bu sürtünmeden dolayı acımaya başlamıştı.Bacaklarının kamana başladığı farketmişti.O sırada ise onu sürükleyen adam 'Başımıza bir de bu çıktı' diye düşünmeden edemedi.
"Sence bu para eder mi ki,emin misin?"diye soru diğer adam.Bakışlarını genç kadından çekmiyordu.Onun büyük göğüslerine,dolgun kalçalarına,dalgalı karamel saçlarına baktı.Sanki bir akşam yemeğine bakıyor gibi gözlerini,kadının bedeninden bir an olsan ayırmamıştı.
"Sen burada bunun gibi birşey gördün mü?"dedi diğeri.Elini,genç kadının tişörtünden içeri soktu."Bu bambaşka.Mitras'daki Lordlara layık bir mal.Belki kralın yandaşları kendine saklamak ister."
"Mitras mı?"
Cümleler ona hiçbir şey ifade etmiyordu.Orası neresiydi?Lordlar kimdi?Hafızası tamamen gitmiş olmalıydı.Tek hatırladığı Maria Duvarıydı.Çimlerin üzerinde,yanı başında çiçeklerin olduğu bir yeri hayal etmişti aniden.Mor çiçekler başının kenarında,zayıflayan nefesini düzenlemeye çalıştığı anları düşündü.'Bu anılar da neyin nesiydi?'
"Görmediğime eminim."diye cevapladı diğeri.Kısa bir iç çekti."Ancak bunda bir anormallik var.Zaptedene kadar canımızdan oluyorduk hatırlarsan."Kolundaki diş izlerini gösterdi.Adamın kolundaki diş izleri o kadar derindi ki,beyaz derisini morartmaya yetmişti.
Diğeri elini hala genç kadının tişörtünden çekmemişti.Parmakları,genç kadının yumuşak teninde umursamazca geziniyordu."Vahşi hayvanlar yakalanınca daha çok ilgi çekerler."dedi bilgiç bir tavırla.Yüzündeki pis sırıtışını eksik etmemiş,elinin altındaki teni sıkıştırmaya devam etmişti.
At arabasına geldiklerinde genç kadını arabanın arkasına attılar.Askeri polisin ne de olsa bu gibi olaylardan payını aldığı için hiç ses etmediler.Eğer iki adam,Mitras'dan yüklü bir ödeme alırlarsa bu onların da işine gelirdi.Tek korkuları Kenny'e rastlamaktı.Tanrı korusun ki o adam burada olursa işleri biterdi.
"Kenny Ackerman buralarda mıdır sence?"sıkıntı bir ses sordu."O ruh hastası ikimizi de gebertir.Orospulukla sorunu ne anlamıyorum."
"Buralarda gözükmüyordu en son.Ona yakalanmayız merak etme."Genç kadına yaklaşıp bir tokat attı.
Genç kadın elini havaya kaldırmış;ona doğru yaklaşan adam fısıldıyordu."Yalvarırım!Ne istersen yaparım."Çizmeleri kan içinde kalmış;yerde yatan kadına bakıyordu.
Aklına hücüm eden anılarla tekrar ağlamaya başladı.Halisünasyon mu görüyordu;yoksa bunlar gerçek anılar mıydı?Aklına güvenemezdi.Hele ki yaşadığı son üç günden sonra..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)