🗡️ Ölmedim ben.
•••
"Lütfen biraz dik durun efendim." Belim kopacakmış gibi hissediyordum. Kucağımda Minhyung varken dik durmak zor oluyordu. "Evet, evet teşekkür ederim." Ressam istediği gibi durduğumda yeniden tuvale odaklandı.
Taehyung her zaman söylediği ancak fırsat bulamadığı için ertelediği aile portremizi tam da şu an yaptırıyordu. Ben sandalyede otururken o ayakta hemen yanımdaydı. Bir kolunu sandalyeye atmış diğeri ise Minhyung'un üzerindeyi ve gülümseyerek bize bakıyordu.
Minhyung pek yerinde duramadığı için ona bir şey diyemiyorduk. Ressam onu ayrı bir titizlikle çizmeye çalışıyordu. "Ne zaman bitecek? Minhyung huysuzlaşmaya başlıyor." Dedim Minhyung'u göstererek. İyice hareketlenmişti. Ne kadardır oturuyordum? Bir saat olmuş muydu acaba?
"Çok az kaldı efendim. Birazcık daha sabredin lütfen."
Derin bir nefes alarak Minhyung'un kucağımdaki duruşunu düzelttim. Aşağı doğru kayıyordu yere düşecekti neredeyse. Bu işten sonra Taehyung'la birkaç dakika konuşmamaya karar vermiştim. Belim ağrıyor, popom uyuşuyordu artık. Tutturmuştu bugün yaptıralım bitsin diye. Onu dinleyende kabahat.
Bebeğim acıkmış bile olabilirdi şu an. Minhyung'u tutmaya çalıştığım ve olabildiğince dik durduğum dakikaların ardından ressam çizimin bittiğini söylemişti. Taehyung anında Minhyung'u benden almıştı. Böylece kollarım az da olsa rahatlayabilmişti.
Onu zabdetmek çok zor olabiliyordu. Ressam portreyi kucağına aldı ve beklenti ile ona bakan Taehyung'a doğru yaklaştı. Ne yalan söyleyeyim, sanırım ben de heyecanlanmıştım şimdi. Ressam ikimizinde ortasına geçip portreyi bize çevirdi. Az önce söylediğim her şeyi geri alabilirdim.
Bu şey mükemmel olmuştu! Minhyung benim kucağımda oldukça düzgün duruyordu. Taehyung'un gözleri ise bizdeydi. Bunu farketmemiştim ressama bakarken. Bu ayrıntı o kadar güzeldi ki...
"Beğendiniz mi efendim?" Ressam bakışlarını kaçırarak konuştuğunda anında kafa salladım. "Mükemmel olmuş, bayıldım!" Tepkime karşılık tuttuğu nefesi serbest bıraktı. Aynı şekilde Taehyung ise portreyi Minhyung'a gösteriyordu. "Altınları Adrian halledecek. Her şey için teşekkür ederiz."
Ressam bir süre sonra karşılığını alıp saraydan ayrılmıştı. Ben ise hâlâ karşımdaki portreyi izliyordum. "Marry bunu büyük salona asmalarını söyle. Unutma, en göze batan yer olsun." Taehyung, Minhyung'un saçları ile oynamayı bırakıp Marry'ye portreyi işaret etti.
"Elbette kralım." Marry yanındaki iki askere portreyi almalarını fısıldadı. Askerlerden biri önümdeki portreyi kucakladığında dudaklarımı büzdüm. İzlemek zevkliydi. "Beğeneceğini biliyordum. Boşuna sızlandın be sevgilim. Değil mi Minhyung?" Minhyung gülümseyerek Taehyung'un burnunu ısırmaya kalktı.
Dişleri olmadığı için can acıtamıyordu. "Sen de sandalyede otursaydın hem de Minhyung ile, sen de sızlanırdın Kim Taehyung." Diyerek kalktım sandalyeden. O da saatlerce ayakta durmuştu ama her neyse. Bir şey demiyerek yalnızca gözlerime baktığında omuzlarımı düşürdüm.
"Tamam sen de ayakta durmuş olabilirsin ama ben de Minhyung vardı tamam mı? İkiye bir sus." Konuşmasına fırsat vermeden bebeğimi kucağıma alıp küçük salondan ayrıldım. Peşimden gelmesi umurumda değildi şu anlık. "Bebeğim~ Acıktın mı hmm? Gerçi tabi acıkmışsındır. Saatlerce debelenip durdun!"
Taehyung'un beni duyabileceği bir şekilde konuşuyordum. Duymuş olacak ki, aramızdaki on adımlık mesafeyi çabucak kapamıştı. "Üzülüyorum ama." Dedi dudak büzerek. Aynı zamanda kolları belime dolanmıştı. Yelkenleri suya indirmek için henüz erkendi.
![](https://img.wattpad.com/cover/207593717-288-k297956.jpg)