Multimedya; Andre, Nolan, Dallas, Peter ve Evan. *.*
İyi okumalarr!! ^.^
Yüreğimi saran korku, bedenimin her zerresini sızlatıyordu. Yanından geçtiğimiz ağaçlar. Film şeridi gibiydi. Silik ve bulanıktı. Büyük ağaçların arasında koşan dev kurtlar fantastik filmden fırlamış gibiydiler. Normal kurdun iki katıydılar ama bir arabadan küçüktüler. Uzaktan görsem ayı mı kurt mu diye sorgulardım.
İçlerinden siyah olan daha öndeydi. Gecenin karanlığına karışan simsiyah tüyler, ağaçların arasından geçerken kamufle oluyordu. İçimde kıvranan varlık onun Andre olduğunu bağırıyordu.
Onu hemen takip eden karamel renkli kurt daha belirgindi. Hemen hemen Andre'in iriliğindeydi. Onun Nolan olduğuna eminim. Diğerlerini görmüyordum. Nöbet için ormana dağılmış olabilirlerdi. Abigia ve Kyle arkamızda arabayla geliyordu. Patricia ve Bethany'i en son ormanın içine koşarken görmüştüm.
Orman yolundan çıkıp tanıdık mahallelerden geçerken. Yüreğimde ki korku ve adrenalin iyice arttı. Sabırsızlığım boğazımı sıkıyordu. Annemin telefonunu sürekli çaldırıyordum ama açamıyordu. Bu durum daha da kötü olmama neden oluyordu.
Kısa sürede evin önüne geldiğimizde babamın arabayı durdurmasını beklemeden çıktım. Arkamdan Abigial, Kyle ve babamın geldiğini işitiyordum.
"Alexa eve girme!" Babamın arkamdan bağırışını umursamayıp kapıyı açıp eve girdim. Karınlık holden koşup gelin tüy yumağı korkuyla miyavlayarak bacaklarıma sarıldı. Hızla onu kucağıma aldığımda kan içindeydi. Gözlerinde ki korkuyu görebiliyordum. Onun bu haline dehşete düşmüş şekilde baktım. Sıklaşan nefesim artık bana yetmiyordu. Burnuma dolan yoğan metalik koku beynimi döndürüyordu. Babamların eve ilk girdiğinde donup kaldığını hissettim.
"Anne?!" Mutfağa ve salona bakarken kimsenin olmadığını gördüm. Bu arada eve babam dibimden ayrılmıyordu. Ardından gelen Abigial ve Kyle evi kokluyor durumu analiz ediyordu.
"Sakın yanımdan ayrılma Alexa! Daha tehlikenin geçip geçmediğini bilmiyoruz." Babam dibimden ayrılmazken, kan içinde olan Mia'ya göz attı. Genzinden gelen hırıltıyla kurdunu zor tuttuğunu anladım. Aynı durum benim içinde geçerliydi.
"Duyularınızı kullanıp arayın şu lanet evi!" Sinir ve endişeyle üçüne de sesimi yükselttim. Onları beklemeden üst kata yöneldim. Şuan annemden başka hiç kimse umrumda değildi.
"Anne neredesin?!" Bir yandan odalara bakıyor. Bir yandan anneme sesleniyordum. Son odaya yani annemin odasına girdiğimde yerde kanlar vardı ama bedene dair hiç bir iz yoktu.
Annem yoktu!
Kimin kanı olduğunu bilmiyordum. Ona zarar vermişler miydi bilmiyorum. Kim yaptı bilmiyorum. Annem yaşıyor mu bilmiyorum!! Hiç bir şey bilmiyorum..
Yüreğimi sıkan varlık acıyla inliyordu. Gözlerimden yaşlar akarken dizlerimin üstüne çöktüm. Canım çok yanıyordu. Annemin ölmüş olabileceği canımı yakıyordu. Bu düşünce boğazımın bir elle sıkılmasına neden oluyordu. Boğazımda ki el nefes almamı engelliyordu. Hıçkırıklarım boğazıma dizilirken çevremde dönen hareketlere odaklanamıyordum. Babam önümde diz çökmüş kararmış, öfke ve endişe dolu bakışlarıyla bana bir şeyler diyordu ama anlamıyordum.
Kollarımdan tutup sarstı. "Alexa kendine gel! Bulacağız Daphne'yi!" Söyledikleri benim için anlamsızdı. İçime doluşan kötü hisler annemin iyi olmadığını bağırıyordu. Onu hemen bulmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAHŞİ AV
FantasyAlexa, annesiyle birlikte yeni taşındığı kasabada geçmişi hakkında öğreneceği bilgiler ile alışık olduğu dünyası başına yıkılır. Bunun yanında kasabada alışık olunmayan cinayetler kasaba halkını rahatsız ettiği gibi sürekli karşılaştığı cesetler Al...