19.Bölüm

3.8K 262 80
                                    

Multimedya; Alexa Foster

İyi okumalar!! ^,^

"Şekeri de getir." Yumurtayı çırparken dolabı karıştıran Kaiden'a seslendim. Şekerin olduğu cam şişeyi önüme koyup tezgaha yaslandı.

"Başka ne lazım?" Küçük çocuk gibi heyecanla yaptığım işi izlerken konuştu. Canımız pasta çektiği için pasta yapıyorduk.

"Başka bir şeye lazım değil bebeğim. Hepsini getirdin." Başımı mutfak kapısına uzatıp "Patricia! Raul meyveleri almış mı? Çikolata da alsın!" diye seslendim. "Medison'u ara Bethany'i bize göndersin!" Bethany depresyona girerken ben de iyileşmeye çalışıyordum. Bacağımda ki yaraların çoğu iyileşmişti. Bir tek çakının saplandığı yara kalmıştı. Bedenime işleyen kurtboğandan kurtulunca hızla iyileşmeye başladım ama Bethany benim kadar şanslı değildi. Ruhuna aldığı yarayı uzun süre hissedecekti.

Kaiden hayran hayran bana bakarken "Senden iyi 'Luna' olur." dedi. Kendimi beğenmiş gibi gülümseyip şekeri yumurtanın üstüne döktüm. "Tabi oğlum ne sandın!" dediğimde başını önüme eğip "Bak ya!" dedi. Kıkırdayıp yanağına öpücük kondurdum.

"Fingirdeşmenizden pastayı seneye yiyeceğiz." Raul huysuzca içeri girerken elindekileri masaya bıraktı. Kaiden'a izin vermeden "Patricia yapsada yesek o zaman." dedim. Korku filminde ki yaratıktan kaçar gibi koca gözleriyle giren Patricia "Ne?" dedi.

"Tabi mutfağı yakmazsa şükrederiz." Tezgaha yaslanmış dibimden ayrılmayan Kaiden alayla bana destek oldu.

"Kızıma laf etmeyin, krepleri löp löp götürürken öyle demiyordunuz." Raul somurtan Patricia'yı kolunun altına çekip saçlarına öpücük kondurdu. Patricia'nın huysuz halinden eğlendiği belli olsada çaktırmıyordu.

"Aç kalmamak için yedim." Somurtarak sırada ki malzemeyim karışımın üstüne döktüm.

"Bir dahakine erken kalkta kendin yap o zaman!" Patricia çirkeflenip mutfaktan çıktı. Raul alayla sırıtarak arkasından çıktı.

Onlar mutfaktan çıkınca aynı somurtkan halimle geri kalan malzemeleri ekledim. Kek karışımı hazır olunca Kaiden önceden yağladığım kelepçeli kapıp önüme koydu. Kaba karışımı dökerken Kaiden parmağını karışıma daldırıp burnuma sürttüğünde alık alık ona baktım. Küçük çocuk gibi şeytanca sırıtıyordu.

"Kaiden mutfakta savaş çıkarıp annemin bizi nezarete atmasına sebep mi olmak istiyorsun?!" Yanımda ki kaptan biraz un alıp yüzüne attım. Dediğim şey umrumda değilmiş gibi sırıttım.

"Bana diyene bak!" Aynı şekilde un alın yüzüme attığında kıkır kıkır gülüyordum. "Çocuk musun sen?" deyip kabı kucağına tutuşturdum. Kabı önceden ısıtılmış fırına atıp bacaklarımın arasına girdi. Oturduğum tezgahtan beni kucağına alıp mutfaktan çıkardı.

"Mutfakta savaş mı yaptınız bir de?" Patricia Raul'un kolu altında huysuz huysuz bize bakıyordu. "Öyle bir şey yaptıysanız şerif Daphne'ye ilk ben söylerim." Şeytanca sırıttı. Raul bizi umursamayıp daha çok maçı izliyordu. Çaprazlarında kalan tekli koltuğa benimle beraber oturan Kaiden'ın kucağına yan oturup rahat bir pozisyon aldım.

"Öyle bir şey yapmış olsak bile söyleyemezsin. Yoksa sabah mutfağı yakmaya çalışğını anlatırım." Kaşlarımı kaldırıp indirirken haylazca sırıttım. Anında yerine sinip somurtkanca basketbol maçını izlemeye başladı. Kapı çaldığında Patricia bana bakmadan yanımızdan geçip kapıyı açtı. Yanımızdan geçerken kalçasına şaplak attım.

VAHŞİ AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin