11.Bölüm

5.2K 330 189
                                    

Multimedya; Alexa & Kaiden (Temsili)

Kurtların renk uyumu olmadığı için üzgünüm. ~_~

İyi okumalarr!! ^.^

Hayatımın en gergin olduğum gününü yaşıyor olabilirdim. Ruhumu sıkan eller gerçekmiş gibi nefes almamı engelliyordu. Oturduğumuz geniş salonda ki curcuna zerre umrumda değildi. Kim ne diyor, kim ne yapıyor algılayamıyordum.

Erkeklerin çoğu nöbetteydi. Dolunay tepeyi vurmadan buluşup birlikte dönüşüm geçiricektik.

Kemiklerimin kırılacağını biliyordum. O acıyı iliklerime kadar hissedip, çığlıklarımla boğazımın yırtılacak gibi olacağını biliyordum. Bu konuyu bütün gün düşünmemek için kaçmıştım. Andre'nin ve diğerlerinin benimle uğraşmaları çok yardımcı olmuştu.

Dağ evine vardığımızda Lexi'den beklemeyeceğim bir sarılmayla karşılandım. Bıdır bıdır konuşmasıyla ortamı neşelendiriyordu. Bu gece onunla annem ilgilenecekti. Hepimiz dönüşüm geçireceğimiz için yalnız kalacaktı.

En çok korktuğum şey birilerine zarar vermekti. Çığlık atarken ya diğerlerine güç uygularsam. Bu sefer atacağım çığlıklar diğerlerine benzemeyecekti, hissediyorum.

"Zaman geldi!!" Patricia içeri zımlayarak dalarken seke seke dibimde bitti. "Gel bakalım çilli. Dışarıda seni bekleyen var." Annem ayağa kalkıp, havaya öpücüğünü atarken endişeli bakışları eşlik ediyordu. Heyecan, adrenalin dolan ruhum ile zorlukla el salladım. Lexi bacağıma sarılıp tatlı sesiyle "Çabuk gel olur mu?" dedi. Dizilen üstüne çöküp tombul yanağını öptüm. Anında küçük kollarını boynumu sardı. Yanağını sıkıp "Kahvaltı da yan yana oturacağız merak etme." dedim.

"Söz ver!" Kocaman gözleri pırıl pırıldı. "Uslu durup erken uyursan söz!" Başını hızlı hızlı sallarken izci sözü verdi. Gülüp poposuna vurdum.

Patricia'nın sürüklemesi ile dışarı çıktığımızda, boncak kahvelerim görmek isteyeceği kişiyi anında buldu. Uzun saçlarının yarısını tepesinde küçük topuz yapmıştı. Salık olan kısımları dalgalı ve karışıktı. Üstünde bir tek şortu olduğunu görmek bakakalmama neden oldu. Kumral tenini süsleyen kaslarını ilk kez görüyordum. Rexa'nın bir ara boğazımdan hırıltısını duyar gibi oldum. Kaiden'ın alaylı gülüşü yalnız benim duymadığımı gösteriyordu. Derin nefes alıp anında kendimi topladım.

"Selam!" Enerjik sesim daha demin ki olayı kapatmak isterceydi. Dibinde bitip boynuna sarıldım.

"Selam güzelim!" Belime sardığı kolundan sıcalığı içime işledi. Aldığım erkeksi koku benim için nimetti. Boynuma sert öpücüğünü kondurup geri çekildi. "Amcam Hugo'nun oğlu Raul." Arkasında ki adamı göstererek tanıttı. Yeni fark ettiğim adam sürekli gördüğüm biriydi. Dudaklarının üstünde ve çenesinde tüyleri vardı. Üstü daha uzun olan düz saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Siyah kot şortu vardı. Boyu posu Kaiden'ı aratmıyordu.

"Merhaba, ben Alexa." Elimi uzatıp samimice gülümsedim. Aynı şekilde gülümseyip elimi sıkarken başını eğdi. Pek konuşkan biri değildi anlaşılan. Andre'den daha ağır bir yapısı var gibiydi. Yaşı Andre ve Kaiden gibi 22, 23'lerdeydi.

"Hadi! geç kalmadan gidelim." Patricia Raul'un elini tutup önden sürükledi. Bu ani hareketi kaşlarımı kaldırmama neden oldu. Daha sonra sormayı tercih ettim. Biraz sonra kemiklerim kırılacağı için gerginlikten ölmek üzereydim.

VAHŞİ AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin