23.Bölüm

3.2K 229 171
                                    



İyi okumalarr!! ^,^

Daphne..

Geniş ormanın kışa hazırlanan hali her zaman kadının hoşuna gitmiştir. Dökülen sarı, kırmızı yapraklar insan oğlu için görsel şölen sunuyordu. Kışa az kalmıştı. Çıplak ağaçlar bunun kanıtıydı. Getireceği bembeyaz örtü için heyecanlıydı orman. Kiri en güzel temizleyen bembeyaz kar değil miydi?

Tüten kahveden bir yudum daha aldı kadın. Ağzında yayılan karamel süt tadı ile memnuniyetle gözlerini yumup hmmladı."Senin şu kahvelerine bayılıyorum Abigiel." Yanında oturan ela gözlü kadına gülümseyerek baktı. Üniversitede tanıştığı diğer arkadaşlarından biriydi. Ivan ile onun sayesinde tanışmıştı.

"Sen iste her zaman yaparım tatlım." diyerek kıkırdadı. Yüzünden gülüşü samimiyeti hiç eksik olmazdı. Yeni kestirdiği karamel rengi saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Ee nasıl gidiyor? Ivan ile?" Öylesine soruyormuş gibi gözleri ormanda geziniyordu. Onu tanıyan biri altta yatan munzurluğunu anında hissederdi.

"Güzel." Kısa kesip atan kadına göz devirdi Abigiel.

"Ay tatlım biliyorum güzel olduğunu. Düğün felan düşünmüyor musunuz? Yeter yılların hasreti." Bıkkınlıkla soluyup aklına doluşan sahneler ile genç kız heyecanını takındı. "şünsene evlendiğinizi. Mihraba doğru ilerliyorsun beyazlar içinde. Nedimen Alexa, ben ve Sarah. Ivan traş olmuş giymiş takımını heyecanla seni bekliyor. Önünden gelen Lexi çiçekleri döküyor. Sonrasında yüzükleri getiriyor. Ayy!" Kolunu sandalyeye yaslayıp yanağını avucuna yaslayıp toz pembe dünyanın güzelliğine dalmıştı kadın.

"Güzel olurdu ama bunun için ilk evlenme teklifi etmeli." Gözlerini devirip, ağzının içinde homurdandı Daphne. Ne zamandır bekliyordu ama bir türlü etmiyordu. Arada ona çıkışmasının nedeni aslında buydu. Aynı evde yaşamaktan kastı da evliliği ima etmekti ama aşkta kalın kafalı olan Ivan bunu anlamıyordu.

"Oww! Kıyamam!" Abigiel kahveyi sehpaya bırakıp arkadaşına sarıldı. Derdini şimdi anlamıştı. "Senin için ben ikna ederim!" Munzurca konuşup göz kırpan Abgiel'a kocaman gözlerle baktı. "Asla! Öküz kendi akıl etsin. İlla birinin söylemesi mi gerek?! Beni seviyorsa akıl etmeli." Omuzlarını silkip kırgın bakışlarını ormana çevirdi. Şuan onu rahatlatan tek şey bu görüntüydü. Burada az oturmamıştı. Ivan ile ilk öpüşmelerini bile bu veranda da yaşamışlardı. O günleri hatırlayan kadın iç çekti.

"Ay tamam söylemiyorum." Kahvesinin son yudumunu içen kadın ayağa kalktı. Arkadaşını şuan için bunaltmak istemediğinden böyle söylemiş olabilirdi ama kesinlikle söyleyecekti. Yaşadıkları ayrılık onlar için yeterde fazlaydı artık.

Çalan kapı ile Daphne'de ayaklandı. "Geldiler." İki kadın içeri girip kapıya yöneldi. Daphne misafirleri için kapıyı açtı. Beyaz saçları rüzgarda salınan kadın dostane gülümsemesini iki kadına yöneltti. Daphne'nin içine doğan enerji ile derin nefes aldı. Karşısında ki cadının enerjisi diğer cadılara benzemiyordu. Onu ilk gördüğünde anlamıştı bunu.

"Merhaba Rosalie." Geri çekilip girmeleri için evi işaret etti.

"Merhaba hanımlar. Davetiniz için teşekkür ederim." Kadın geniş gülümsemesi ile içeri gerdiğinde arkasından ilerleyen Rona ve Elena ile onlarıda selamladı. Elana ile göz göze geldiğinde tek kaşını kaldırıp bilmişçe baktı. Elena üstünden atamadığı mahcupluk ile gülümsemekle yetindi. Kızını küçük ihaneti ile üzen kızın iyi biri olduğunu biliyordu ama Alexa'nın kendi içinde kapatması gerek bir durum olduğu için karışmıyordu. Bildiği kadarıyla Evan'ın oldukça dikkatini çekiyordu bu kız.

VAHŞİ AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin