BÖLÜM 10;(PART II) ARZUNUN KIRMIZI ALEVLERİNE BOYANDI UYUYAN BEDENİ...

4.8K 469 221
                                    

Canlar mutlu geceler...

Nasılsınız? 😍

Bölümü okuduğunuz saat?

Bölümü okuduğunuz tarih?

Görüşünceye dek hepinize kucak dolusu sevgiler ve kocaman öpücükler.
Sağlıkla kalın❤️💋❤️

Kişisel ig: gulcin.ozbek
Hikaye ig: gulcinozbekhikayeleri
Twitter: gulcin_ozbek

***

Part II

*Beneath Your Beautiful - Labrinth&Emeli Sande

Aden, bütün akşamüzeri boyunca odasında sıcak suyun içine gömülmüştü ve bolca da ıhlamur tüketmişti. Önünde iki koca gün daha varken hasta olmayı istemiyordu. Üstelik döndüğünde, vakit kaybetmeden tüm ilgisini kliniğe vermek istiyordu. Haddinden fazla ihmal etmişti zaten. Kendini yeterince şımarttığına ve de ısıttığına karar verdiğinde banyodan çıkıp akşam yemeği için hazırlandı. Siyah rahat bir kot pantolon ve belini biraz açıkta bırakan siyah bir kazak giydi. Saçlarını yarım topuzla tutturdu ve hafif de bir makyaj yaptı.

Ekip, otelin yemek salonunun geniş bir kısmına ve birbirlerine yakın olarak yerleşmişti. Herkes şimdiden sohbete başlamıştı bile ve belli ki kendi yeri de ayrılmıştı. Ortaya doğru, duyulur bir tondan "İyi akşamlar, herkese afiyet olsun," dedikten sonra, Dağhan ile Erdem'in masasına geçti.

Erdem her zamanki gibi masanın yanında karşıladı onu, yanağına bir öpücük bırakıp oturması için sandalyesini tuttu. Dağhan'ın koyulaşan ve doğrudan Erdem'i hedef alan bakışlarından habersiz gibi davranıyordu. Hâlbuki kafasında bir delik açıldığına yemin edebilirdi. Daha hevesli bir gülümsemeyle aralandı dudakları.

"Daha iyi misin? İstersen önlem olarak soğuk algınlığı için bir ilaç aldırabiliriz sana," dedi ilgiyle.

"Sıcak suyun ve şahane hazırlanmış ıhlamurun halledemeyeceği bir şeyim yoktu. Sen kendine mi aldırsan acaba, benden daha çok üşümüş gibiydin?" Aden dizginlemeye çalışsa da yüzündeki muzip, belki biraz da hain sırıtışı saklayamadı.

Fotoğrafçıları da dâhil oldu konuşmaya, suratını buruşturmayı da bırakmadan üstelik. "Merak etme tatlım sen, bir şeyi yoktur onun. Bana kalsa gün boyunca bir sıcak suya bandıracak, bir suyun dışında ayazda fotoğraflayacaktım. Üç gün hasta yatırıp bütün ekibe tatil yaptıracaktım."

Aden üzülmüş ifadesiyle, "Tüh, bunu baştan söylemen lazımdı! Kaçtı güzelim işkence seansı," dedi.

Günlerdir her anları yan yanaydı. Aralarında saygı ve sevgiyi aynı anda tutturdukları bir dostluk yakalamaları da bu sayede hızla gelişmişti. Her iki adam da sık sık, kız kardeşlerini Aden'le değiştirmek üzerine dualar edip gülüyorlardı. Bunu takiben de "Bence bu sadece bize şirin bak söyleyeyim! Bir de kardeşlerinden dinlemek lazım," benzeri konuşmalarla vazgeçiyorlardı.

Yemeğini bitirip kalkarken kadının elini tuttu ve yanağına bir öpücük bıraktı. "Bolca ye ve dinlen. Sulu kısmı bitirdik, söz veriyorum yarın daha kolay olacak. Sabah görüşürüz," dedi ve daha ciddi bir tavırla patronunu da selamladı. "İyi akşamlar, Dağhan Bey..."

Dağhan soğuk denecek bir ses tonu ve baş selamıyla fotoğrafçıyı selamladı. Sabahtan beri şahit olduğu samimiyet dozu huysuzluğunu arttırıyordu. "Rahatsızlandığını bilmiyordum, Aden. Dilersen bir doktora görün, ihmal etmeyelim."

"Önemli bir şeyim yok, Dağhan Bey. Sadece biraz fazlaca üşümüşüm, geçti bile," diyen Aden karşılaştığı bakışlara, tatlılıkla gülümsediyse de açlık ağır basınca hızla menüye odaklandı.

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin