BÖLÜM 3; ZEMİNİNİ HAZIRLADI YANACAK ATEŞİN...

6.7K 543 181
                                    

Canlar merhaba,

Oy ve yorumlarınızı görmek en büyük mutluluk. En ufak değişiklikleri bile yakaladığınızı görmenin bana hissettirdiklerini tarif edemiyorum bile. Öyle güzelsiniz ki!


Kişisel ig hesabım @gulcin.ozbek
Hikâye ig hesabı @gulcinozbekhikayeleri
Twitter hesabım  @gulcin_ozbek
Hepsine profilimdeki linklerden ulaşabilirsiniz.
Çıkın çıkın gelin😍

Artık gidiyorum ve bölümü size emanet ediyorum.

Yeniden görüşünceye kadar beni özleyin🌼

Keyifli okumalar🙏🏻

Notun dibinin dibi🤗 bölüm şarkısının sözlerini Dağhan yazmış deseler inanırım, dinlediğimden beri çok eğleniyorum. Siz de bir göz atın bence 😉

***

Bölüm 3; Zeminini Hazırladı Yanacak Ateşin...

*Just Another Girl - The Killers

Henüz aklından geçenler kaybolmadan, bir kere daha kaçıp giden kızın ardından şaşkınlıkla baktı, Dağhan. Önce, sanki yıllardır diline aşinaymış gibi bir tınıyla adını söylemiş ve ardından yüzüne bakmaya bile tenezzül etmeden hitabını değiştirip gidivermişti.

"Ne kadar süredir istifra ediyor, aşağı yukarı da olsa biliyor musunuz? Tamam, anladım. Hemen yola çıkıyorum. Bu arada siz de söylediklerimi yapar mısınız, lütfen? İki dakika içinde sizi kendi telefonumdan arayacağım."

Adam kaşlarını çatmış halde, yanı başındaki annesinin değil de genç kadının konuşmalarını duyuyordu. Kendisi hızla hareket ediyor olsa da karşısındakini rahatlatan bir ses tonu ve profesyonel yardımıyla yapılması gerekenleri anlatıyordu.

Bütün bunlar iyiydi, güzeldi de Dağhan ne demeye burada durmuş, üzerinde açık mavi bir üniforma ve tepesinde bir kalemle tutturulmuş saçlarıyla, ona bir kez olsun bakmayan bir kadının ne yaptığını izliyordu? Çok gerekli hayati bilgi alacakmış gibi, konuşmalarını niye dinliyordu?

Annesinin, "Oğlum, daldın. Gidelim mi artık? Bak Aden'in de yolunu kapatıyoruz!" dediğini duyunca toparlandı.

Annesi için kapıyı açarken "Gidelim," dedi ve aklındaki saçmalıkları da bir çırpıda kovaladı. Düşünmesi gereken yeterince sıkıntısı vardı.

Büyükbabasının ısrarları gibi, otuz iki yaşındaki bir adama hâlâ kendi kurallarını dayatması gibi, firmanın yakın zamanda açılacağı yeni pazar gibi ve daha niceleri... Hızla yolu açtı ve iki araç birbirlerinin aksi istikametlerde yola koyuldular.

Dağhan her zamanki düşünceli ifadesiyle sakinliğini koruyordu. İnci Hanım'ın keyfiyse son derece yerindeydi. Öyle ki kayınvalidesi Piraye Hanım'ın son dakikada haber verme inceliğini(!) gösterdiği yemek bile canını sıkmıyordu. Genç kadının gidişini dudaklarında bilmiş bir gülümsemeyle izlemişti.

Eve vardıklarında herkes hazır kıta bekliyordu. Ki zaten büyükannesini, kapıdan her an çıkmaya hazır olmadığı bir hâlde hiç görmemişti. Kadının, gösterişli yaka ve manşetleri olan gömlekleriyle, tayyörleri üzerinde uyuduğunu düşündükleri zamanlar olmuştu. Büyükbabası ve babası birlikte eve dönmüş olmalıydılar, onlar da ev halkının kalanı gibi hazır bekliyorlardı. Görüntülerine bakan kraliyet ailesiyle yemek yiyeceklerini düşünürdü ama hayır, Saralların bir numaralı kuralı derdi ki; her nerede olursan ol, aileni temsil edecek şekilde görüneceksin. Evin içinde olsan dâhi!

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin